Gerçi bu çok uzun zaman önceydi. Swift sadece 28 yaşındaydı fakat NBA’deki bu günlerinden daha ileriye gidememişti ve birkaç saat içerisinde dibe vuran milyoner sporcunun üzücü, sefil hikayesi ve sırasıyla düşüşü, ve en kötü zamanında hayatını göz göre göre dondurması zevkle internet sitelerini kaplayacaktı.
Polis evini ararken Swift beklediği yerde kelepçelenmiş ve kaldırıma doğru başa önde eğilmiş vaziyetteydi. Sonunda bir polis yaklaştı. ‘’Bu eve gelen herkesin bir sabıka kaydı olduğunu biliyorsun değil mi?’’ dedi. ‘’Biliyorsun bu senin istediğin bir hayat değil.’’
Ve sonra dedektif birçoklarının cevap beklediği soruyu sordu: ‘’Sana ne oldu?’’
…
Ne oldu? Nerede başladı? İşte hayatta kalan birinin bir anısı:
Bakersfield eteklerinde geceleyin gürültüleri hissedebilmek için demir yolunun yakınında kirli bir hareketli ev parkı boyunca koşan uzun bacaklı ve ince bir çocuk. Yedi yaşındaydı fakat on yaşındakileri geçecek kadar uzun boylu. Saçları tıpkı annesininkiler gibi turuncu ve Rhonda’nın boyunu da miras almıştı. Arkasında kardeşi, Alex, sadece bir yaş daha genç fakat çok daha küçüktür. Alex, annesi Okiwanalı olan babaları Bruce gibi koyu renk saçlı ve koyu tenlidir. Çocukların kardeş olduklarını asla tahmin edemezdiniz ve yıllar geçtikçe farklılıkları daha belirgin hale geldi, büyük olan sekizinci sınıfta 2.03 m boyundaydı. Alex’in gelişme çağı ise hiç gelmedi.
Çocuklar eve dönmeleri gerektiğini biliyordu. Rhonda her zaman endişelidir. Henüz hayatının yıllarını lime lime edecek meme kanserine yakalanmamıştır. Bruce, bir vücut geliştiricinin kollarına sahip, yumuşak sesli bir adamdır, nadiren evdedir, havalandırma sistemlerinin tamiri ve bakımı için dışarıdadır. Boynu, kırmızı ışıkta geçen ve pikap kamyonetine yandan çarpan bir sürücüden dolayı hala kötü durumdadır, fakat yeterince iyi idare etmektedir. Küçük kardeş Samantha doğduğunda, aile, ufka doğru uzanan geniş kırların kenarında üç yatak odalı gerçek bir ev satın alacaktır.
Çocuğun basketbolu seçtiği kadar basketbol da çocuğu seçer, ribaund alma ve şut yakalama ve kazanma, her zaman kazanma… Yedinci sınıf takımı yenilmez bir takımdır. Sekizinci sınıf takımı da aynı şekilde yenilmezdir. Bruce evin garajına bir çember çiviler ve Rob sürekli gelişmeye devam eder. Para azdır. Rhonda, onun iştahına yetişmek için her gün bir galon süt ve iki kutu mısır gevreği alır. Bazen buzdolabına bir kilit takmak zorundadır. Big 5 Sporting Goods’da, Rob için yeterince büyük olan ayakkabılar bazen mor ya da sarıdır. Bazen utanarak yalın ayak gider. Büyüklüğü insanları şaşırtır, onun daha sadece bir çocuk, hassas, güvenen inatçı bir çocuk olduğu gerçeğini maskeler bu büyüklük. “Eğlenirken bile” demişti babası “Yüzünde karanlık olurdu.’’
Rob çizgi romanların içine çekilir ve hayallerinde kaybolarak saatler geçirir. Bazen görüntüler karanlığa döner. Kurtlarla ilgili tekrarlayan kabuslar görmektedir. Birinde, koridorda yürürken ailesinin yatak odasından bir uluma ve sonrasında fayansların üzerinde pençelerin sesini duyar. Kaçmaya çalışır fakat bacakları onu başarısızlığa uğratır. Nefes nefese, kalbi göğsünden fırlayacak gibi uyanır.
Baştan sona tek solukta okudum. Harika bir çeviri, teşekkürler.
Güzel yorumunuz için biz teşekkür ederiz 🙂
Elinize sağlık