Normal sezonu liderlikle tamamlamış bir ekip için playoffta Darüşşafaka Doğuş’la karşılaşmak pek de büyük bir hediye sayılmaz. Sezon başında çok daha yukarılarda olması beklenen Daçka, ilk sekize kendini son hafta aldığı Kızılyıldız galibiyetiyle atmış olsa bile çok kaliteli oyunculara ve tecrübeli bir koça sahipti.
Serinin ilk maçını izlemeyen biri skora bakarak farklı düşüncülere kapılabilir ancak Real Madrid sahasındaki o maçın büyük bölümünde çok zorlandı. David Blatt’ın teknik hazırlığı ve sürprizleri sebebiyle istediklerini bir türlü gerçekleştiremeyen eflatun beyazlılar, Darüşşafaka’nın son üç dakikada yaptığı acemice hatalar sonucu 83-75 kazanmayı başardı. Ancak sahadaki oyun endişe vericiydi.
İkinci maçta endişeler yerini buldu. Bradley Wanamaker ve Ante Zizic’in harika performanslarıyla Daçka, serinin ikinci maçını çalmayı başardı ve saha avantajını lehine çevirdi. İlk karşılaşmanın senaryosunu da düşününce Real Madrid ucuz kurtulmuştu. Seri, İstanbul’a 2-0 Daçka üstünlüğüyle gelebilirdi.
David Blatt’ı bir kenara bırakırsak Darüşşafaka Doğuş hem organizasyon hem de kadro olarak playoffa hayli yabancıydı. Real Madrid’de ise EuroLeague şampiyonluğu yaşayan çekirdeğin yanı sıra playoff ve Final Four tecrübesi yaşamış birçok oyuncu bulunuyordu. Deplasmanlardaki maçlarda deneyimini konuşturan Real Madrid, seriyi 3-1 kazanarak İstanbul vizesini İstanbul sınırları içinde aldı.