U17 Dünya Şampiyonası dün oynanan final karşılaşması ile birlikte sona erdi ve turnuvanın şampiyonu Amerika Birleşik Devletleri oldu. Gümüş madalyanın sahibi ise U17 Millilerimiz idi.
Amerika Birleşik Devletleri, bu turnuvaya favori olarak gelmişti ve çok formdaydı. İlk grup karşılaşmalarında da ne kadar kuvvetli bir ekip olduklarını gösterdiler ve henüz ilk Tayvan maçlarında sahadan 119-45 galip ayrılarak rakiplerine tam 74 sayı fark attılar. Gruptaki ikinci karşılaşmasında ise Milliler ile mücadele eden ABD, turnuvadaki en zorlu maçını oynadı ve sahadan sadece 18 sayı fark ile ayrıldı. Sadece 18 diyorum çünkü rakiplerinin tamamını sahadan silmiş bir Amerika’dan bahsediyoruz. 🙂 Sırasıyla Mısır ve Arjantin‘i de +50 sayı farklar ile geçen basketbolun bir numaralı ülkesi, çeyrek finalde ise vitesi daha da attırdı ve Güney Kore potasına tam 133 sayı bıraktı. Güney Kore ise rakibine 81 sayı atarak turnuva boyunca ABD potasına en fazla sayı bırakan ülke oldu. Yarı finalde ise ben zorlanmalarını bekliyordum. Yani zorlanmalarını derken büyük farklar ile sahadan galip ayrılmalarını düşünmüyordum. Litvanya da maça iyi başlamıştı ancak ikinci çeyrek ile birlikte rakiplerini öyle bir sıkıştırdılar ki, sahadan da 98-70 galip ayrıldılar. Sıra finale geldi. Turnuva boyunca en zorlandığı rakip olan Millilerimiz ile mücadele eden ABD, bu kez sahadan 96-56 galip ayrıldı ve çok rahat bir şekilde şampiyonluğa uzandı.
Anlatmak istediğim şu: ABD takımı, turnuva boyunca çıktığı yedi karşılaşmada üç kez rakiplerine +50 sayı fark attı. Mısır karşısında da sahadan 47 sayı fark ile galip ayrıldılar ve hücumda muazzam bir iş çıkardılar. Çıktıkları karşılaşmalarda rakiplerine ortalama olarak tam 44.5 sayı fark atarak kürsünün en üst basamağındaki yerlerini aldılar. Türkiye ile oynanan maçları da bir kenara koyarsak; bu sayı farkı 50.8’e kadar çıkıyor. İnsanın aklına şu soru gelmiyor değil. Bu nasıl bir istatistik? 🙂