Rakip: Hırvatistan

Konya’da düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonası’nda Genç Erkek Milli Takımımız dün Letonya’yı yenerek yarı finale adını yazdırdı ve turnuvanın namağlup tek takımı Hırvatistan’ın rakibi oldu.

Dipnot: Dün maça gelen bütün herkese teşekkürler. Ancak bugünkü maçta artık şu salonu dolduralım! Gelenler yine gelsin, gelmeyenlere de haber versin… Mevlana ne demiş? Ne olursan ol yine GEL! {B0DB5D26-321E-4136-BD27-987C79BF784E}flexible

Letonya maçıyla ilgili çok fazla söylenebilecek bir şey yok, gerçek oyunumuzu oynadık ve hem savunmada, hem de hücumda gösterdiğimiz performansla bir ara zorlansak da, maç genelinde tempoyu belirleyen, kontrolü de elinde tutan taraftık. Ben daha çok bugünkü Hırvatistan maçıyla ilgili konuşmak, rakip hakkında da biraz bahsetmek istiyorum…

Bilgi: Türkiye 7 maçta 3 farklı beşle maça başladı. Her maça ilk beş başlayan sadece üç oyuncu var: Berk Uğurlu, Ege Arar ve Egemen Güven.

Hırvatistan, şu ana kadar turnuvanın en yetenekli takımı. Sahip oldukları yetenekleri, sahaya da iyi yansıtınca, 7’de 7 yaptılar ve ortalama rakip takımlara 23.1 sayı fark attılar.  Benim açımdan soru işareti ilk iki turun ardından çeyrek finalde nasıl bir performans sergileyecekleriydi ancak bence cidden kötü olan İspanya karşısında pek zorlanmadılar ve kolay bir şekilde çeyrek finali de domine ederek geçtiler. Yarı finalde ev sahibi Türkiye ile oynayacakları maç bence onlar için final niteliğinde gibi. U19 Dünya Şampiyonası’na gitmeyi garantilediler ancak şimdi bir nevi geçen senenin öcünü de almak için bugün sahada olacaklardır (hatırlayacağınız üzere geçen sene yanlış hatırlamıyorsam 30 Temmuz günü onları yenerek U18 Avrupa Şampiyonu olmuştuk). Turnuvayı başından beri Konya’da takip ediyorum ve Hırvatistan takımı hakkında görüşlerim şu şekilde:

Kilit Oyuncu: Dragan Bender

Dragan+Bender+European+Youth+Olympic+Festiva+MTvItx1K5i4l Daha 17 yaşını bile doldurmayan Dragan Bender, turnuvanın yaş olarak en küçük oyuncularından birisi. Ancak kesinlikle şu ana kadar onu Konya’da izleyen herkes büyülendi. Özellikle de uzun süredir akıllardan çıkmayacak Litvanya ve Letonya maçları (Litvanya maçı 34 sayı-14 ribaund-2 asist-2 top çalma-2 blok, 0 TOP KAYBI ve Letonya maçı 21 sayı-17 ribaund-9 asist-3 blok) inanılmazdı. Letonya maçında uzun bir sürenin ardından turnuvada triple-double yapan oyuncu olmaya çok yaklaşmıştı. Bender’in oyunundan bahsedecek olursak; 2.11 boyunda, ince bir vücuda sahip olan Bender, bu fizikteki bir oyuncuda nadir görülen zekaya, saha görüşüne ve pas yeteneklerine sahip. Turnuvada şu anda maç başına yaptığı 4.4 asist ortalamasıyla, 4. Sırada yer alıyor. Elenen takımları silersek, son 4’e kalan takımlar arasında oyuncu bazında maç başına en çok asist yapan oyuncu, Dragan Bender. Turnuva sırasında verdiği bir röportajda, “Takım arkadaşlarıma güzel bir asist yaptığımda çok mutlu oluyorum” diyor genç oyuncu. Zaten ribaundu alır almaz hemen kafasını kaldırıp ileriye bakıyor, hele de savunma yapan takım uyuyorsa kulvarlardan koşan oyuncuları iyi görüyor ve uzun mesafe paslarla direkt sizi geçiş hücumunda yakalayabiliyor. Elbette bunlarla sınırlı değil. Şut tehdidi var ve iyi gününde olduğu zaman çizginin gerisinden çok tehlikeli olabiliyor. Bender’i savunurken onun ne yapacağını tahmin etmeniz gerçekten zor. Bu kadar üstün pas yeteneğinin olması onu biraz tahmin edilmesi zor bir oyuncu yapıyor. Şu anda fiziksel açıdan ince ve güçsüz, yani güçlü bir uzunun arkasında durabilmesi zor. Ancak savunmada uzun kollarının avantajını çok iyi kullanıyor (boyuyla kıyaslandığında -2,11- averaj bir kulaç uzunluğu var -2,15 civarı- fakat yeteri derecede uzun kollara sahip ve bu uzun kollarını nasıl kullanacağını biliyor). İşin savunma kısmında hemen hemen her yere ulaşabiliyor ve özellikle de çemberi iyi savunuyor, blok zamanlaması ve yeteneği de çok iyi derecede (maç başına 2,4 blok ile turnuvanın bu alanda lideri). Peki tamam Bender çok iyi, hatta çoğu NBA scoutına göre turnuvadaki en iyi potansiyel. Fakat potansiyeli geçelim, bugüne bakalım. Bu çocuğu nasıl durduracağız ve bu çocuk ne yaparsak kötü bir maç çıkarır? Cevap basit: Hücumda ‘bilinçli’ bir şekilde uzunlarla üzerine oynayarak. Şu ana kadar Bender’in turnuvada tek hanede kaldığı, bir nevi sönük kaldığı 2 maç var: Birisi İtalya, diğeri de Fransa. İtalya onu faul problemine soktu, Fransa da güçlü uzunlarıyla Bender’i biraz daha caydırdı. Elbette tek bir oyuncu düşünülerek maç planı yapılmaz fakat onun ritmini bulmasını engellemek için hem hücumda, hem de savunmada katkısını minimuma indirmek için savunmasında akıllı ve caydırıcı, kuvvetli (bu tanıma en yakın oyuncu herhalde kadroda Ege Arar) bir uzuna ihtiyacımız var. Hücumda ise bence bol bol Egemen’i kullanmak gerek.

Dikkat Etmekte Fayda Var: Lovro Mazalin

20120728_POL_CRO_012_1Kiev’deki U16 Avrupa Şampiyonası’nı dün gibi hatırlıyorum. En kötü anılardan birisi de Türkiye adına Hırvatistan maçı ve Lovro Mazalin’in bizim potamıza 44 sayı atmasıydı. U16 seviyesindeki en dominant performanslardan birisiydi sanırım. Bu turnuvada şu ana kadar gösterdiği performansla beklentilerin altında kaldı. ’97 jenerasyonunun bence en yetenekli isimlerinden birisi. Kötü oynuyor mu, bence değil. Fakat vasatın çok üstüne çıkabildi mi genel anlamda? Hayır. Farka giden Polonya maçı dışında diğer maçların hepsinde 3-4 top kaybı yaptı her maç en az ve performansı da genellikle vasattı. Fakat, her zaman söylerim bu tarz çok yetenekli oyuncuların çoğu maç seçer. Beğenseniz de, beğenmeseniz de genellikle bu böyledir. Mesela bir Okben’e bakın derim. Gerçi yine istikrarsız olsa da genellikle, savunmada diğer maçlarda sıçramaya bile neredeyse üşenen Okben, Letonya maçında 3 blok yaptı. O yüzden bu tarz oyuncular hakkında sürekli dikkatli olmanız gerekir. “Mazalin bu turnuvada hayal kırıklığı, boşver onu biz Bender’e, Arapovic’e falan bakalım” derseniz, çıkar Mazalin oynar ve maçı kazandırır. Demiyorum ki bugün çok iyi oynayacak, maçı kazandıracak. Bunu kimse bilemez. Ancak başlıkta da dediğim gibi, dikkat etmekte fayda var, zarar yok…

X-Faktör: Luka Bozic

Takımda Bender, Zizic, Mazalin, Arapovic gibi çok yetenek olduğundan belkide biraz hak ettiği değeri görmüyor fakat bence şu ana kadar Hırvat takımının yaptığı bu 7’de 7 galibiyet serisinde önemli pay, Luka Bozic’e ait. Son oynanan İspanya maçını düşünmezsek, her maç %50 ve üzeri saha içi isabetiyle 6 maçta 18 sayı üretti, maç başına. Turnuvanın da en yüzdeli hücum eden oyuncularından birisi. Çok verimli oynuyor. Şutu var,  penetresi kuvvetli ve serbest atış çizgisine bol bol geliyor. Mazalin’le birlikte ikiside 2-3 pozisyonları arasında oyun içerisinde bol bol değişebiliyor. Bugünkü maçta Bozic’e de dikkat etmek şart.

Kilit Nokta: Ribaundlar ve Uzunların Savunması

Hırvatistan, maç başına 51.1 ribaundla turnuvanın en çok ribaund alan takımı. Biz ise turnuvanın başından beri çok ciddi bir şekilde ribaund problemi yaşıyoruz. Bu konuda turnuvada en kötü 5-6 takımdan birisiyiz diyebiliriz. Sırbistan maçını kaybetmemizin ana nedenlerinden birisi bence ribaundlardı (51-32). 19 fazla ribaund demek, daha fazla pozisyon ve daha fazla şans demek. Ki bu tarz maçlarda her topun önemi çok büyük (takımın sloganı da #HerTopSonTopmuşGibi). Hırvatistan’da muhtemelen Sırp maçını izledikten sonra içeride Dragan Bender gibi uzunluğunun avantajını ve çok iyi sezgisini kullanarak ribaundlarda aktif olan; Marko Arapovic ve Ante Zizic gibi de daha çok kalınlıkları ve yine sezgilerini kullanarak ribaundlarda etkililer. Bu üçlü toplamda maç başına 25,6 ribaund alıyor ki bu bizim maç başına aldığımız toplam takım ribaundu olan 39.9’un yarısından daha fazla bir rakam. Yani işin özü ribaundlada Hırvatları geçmemiz ortalama istatistikler bakımından pek mümkün gözükmüyor ancak en azından yakın olursak, maçı kazanma şansımız olur. Ben eğer çok berbat hücum etmezsek, olur da ribaundlarda onlara karşı üstünlük sağlarsak maçı da kazanacağımıza eminim. Elbette Hırvatların uzunları sadece ribaund almıyor. Bender’den zaten yukarıda bahsettik. Onun dışında bence Avrupa’da çok iyi kariyerleri olacak 2 uzuna daha sahipler: Birisi ’97 doğumlu Ante Zizic, diğeri ise ’96 doğumlu eski basketbolcu Franjo Arapovic’in oğlu Marko Arapovic. Arapovic, şu ana kadar Hırvatların hücumdaki önemli opsiyonlarından birisi oldu. Dış şut silahı da olan Arapovic, bu silahı bazı maçlar çok iyi kullansa da, bazı maçlar da ya kullanmıyor, ya da isabet bulamıyor. Ama genellikle bu turnuvada çizginin gerisinden çok iyi ve yüzdeli bir performans sergiledi. Pota altı etrafında ve post oyunlarında da etkili olan Arapovic’in veya yine dış şut dışında Arapovic’le hemen hemen aynı özellikleri taşıyan Zizic’in arkasında duracak bir isim buluruz elbet fakat asıl soru şu: Hırvatlar Bender-Arapovic-Zizic üçlüsüyle oynarsa bunların üçünü nasıl durduracağız? Hatta buraya Mazalin’i de ekleyelim… {AE2A1056-C9EE-4B03-81D7-B3698220DE0A}flexible Ayberk’in güç problemi var, Bender’i savunabilir ama Arapovic ve Zizic’in arkasında durabileceğini zannetmiyorum. Metehan güçlü bir fiziğe sahip ancak Letonya maçında 1 dakika oynadı ve tecrübe eksikliği var, o da faul problemi riski var ve zor. Ege Bender’i yüz yüze savunmada sıkıntı yaşayabilir, ama üç oyuncunun da hemen hemen arkasında durabilir. Egemen de Bender’i yüz yüze savunmada tutmakta zorlanır, post’ta eşleşir fakat Arapovic ve Zizic gibi şu an ondan çok daha güçlü vücuda sahip olan oyuncuların arkasında durmakta zorlanacaktır. Double-team getirmekte elbette bir opsiyon olabilir, çok sorun yaşarsak.

1 Numara Katkısı

{8702CEAF-C42B-4D43-99A4-4B47B66C687A}flexibleHırvatistan bence turnuvanın en iyi 3-4-5 numara rotasyonuna sahip, açık ara. Ancak elit seviyede bir kısa, 1 numaraları olduğunu düşünmüyorum. 1.81 boyunda olan Goran Filipovic’i genellikle 1 numara olarak kullanıyorlar ancak bir şeyi kabul edelim: Turnuvanın en iyi ve bu seviyede tecrübeli 1 numaralarından birine, Berk Uğurlu’ya sahibiz. Şu ana kadar turnuvada Berk’in katkısı günden güne değişti. Ancak Hırvatistan’a bir bölgede üstünlük sağlayacaksak, bu bölge 1 numara ve isim de kesinlikle Berk. Obradovic gibi bir koçla dolu dolu 1 sezon antrenman yapan ve önemli de maçlara çıkan Berk, belkide kadroda A Takım tecrübesi ciddi anlamda olan tek oyuncu. O yüzden bu tecrübeyi iyi şekilde sahaya yansıtırsa, yani uzun lafın kısası, iyi haldeki bir Berk maçın kilidini bizim adımıza yarın çözebilir.

#HerTopSonTopmuşGibi: Turnuvanın maç başına 12.3 ile en az top kaybı yapan takımıyız.

Maç saat 20:45’te Konya Spor ve Kongre Merkezi’nde. Konya’da olmayanlar için de NTV Spor’un canlı yayını var. Umarım Hırvatistan’a turnuvadaki ilk yenilgilerini tattırarak, finale çıkmayı başarırız. Tüm oyunculara ve teknik ekibe başarılar. Halil Can Pelister – twitter.com/HCanPelister

2 YORUMLAR

  1. Trendbasket te ne oldu böyle …rakip hâlâ Hırvatistan …en sevdiğim siteyi ne yazikki artık açmak istemiyorum…Site resmen durdu…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler