Polat Kaya: ”Pozitif düşünce… Yumruğu ancak ellerin kapalı atabilirsin” | TB ÖZEL

İstanbul’da altyapı sezonu sona ererken Beşiktaş Genç Erkek Takımı antrenörü Polat Kaya ile takımı, oyuncuları, form durumları, Beşiktaş altyapısının geleceği ve Türkiye Şampiyonaları hakkında görüşlerini almak üzere Akatlar’da ziyaret ettik. Altyapı ekibimizden Cengiz Han Muratoğlu ve Hamza Gökberk Yenitepe’nin gerçekleştirdiği keyifli mülakat ile Beşiktaş altyapısına dair enine  boyuna bir sohbeti sizlerle paylaşıyoruz…

Soru: Takımınız İstanbul Genç Erkekler Ligi’nde şampiyonluğu averaj ile kaçırdı; Darüşşafaka Doğuş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi çok önemli takımların üstünde ligi bitirdiniz, bu şekilde geçen İstanbul Ligi’ni nasıl değerlendiriyorsun?

Polat Kaya: Sezon planlamasını yapıp 1 Temmuz tarihinde başlangıcı verdiğimizde hedefimiz ligi ilk üç içerisinde bitirmekti, bir iki üç olmuşuz inanın o kadar önemli değildi fakat ‘’personelin’’ yapmış olduğu iş doğrultusunda da basketbolun ilerlemesi, atletizm ve kondisyonun da bir yerlere gelmesinden sonra bir İstanbul Finali oynadık. Ve Beşiktaş tarihine bakıldığı zaman İstanbul Finali en son 1978/79 jenerasyonunda bu gözüküyor. Maçı kazanmamıza rağmen gereken 10 sayılık farkı yakalayamamak tabii ki üzücü oldu ama sonuçta Anadolu Efes gibi büyük bir camia ile final oynamanın Beşiktaş gibi büyük bir camiaya yakıştığını düşünüyorum.

Soru: İstanbul ligindeki diğer takımlara göre daha ‘’undersize’’ kavramına dahil bir takımsınız, buna rağmen maçlarınızda fiziksel düşme yaşanmadan başa baş mücadeleler ve ufak kırılmalar yaşandı, bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Polat Kaya: Şöyle söylemem lazım, ben üç sene önce bu jenerasyonu çalıştırmaya başladığımda 1999’lular ile de karıştırarak hedef oyuncularımız oldu. Tabii araya 1997 jenerasyonu da girdi. Bizim buradaki birinci amacımız –Basketbol Süper Ligi’ne de bakıldığı zaman A Takım’da en fazla altyapıdan gelen oyuncu oynatan takım olarak Beşiktaş gözüküyor- doğrultusunda başta Enes Berkay Taşkıran olmak üzere A Takım’a oyuncu verme misyonumuzda başarıya ulaştık. Hatta birçok cepheden ‘’Neden Enes’i kontenjan oyuncusu olarak tutmayacaksın’’ soruları ile karşı karşıya kaldım. Ama artık bizim Enes’e vereceğimiz bir şey yoktu, Bekir Sabri Karlı’ya vereceğimiz çok şey vardı. Bu yüzden Bekir ile devam ettik ve ikinci proje oyuncumuz oldu. Üçüncü olarak da kulübe adım atmaz undersize olması ile alakalı defektleri olan Ömer Utku Al –Ömer’in saha görüşü oyun zekası onu buraya getirdi- geldi. Asıl amacın bu olmasıyla beraber yan taraftaki oyuncuların ki ben burada ‘’general’’‘’erbaş’’ oyuncu ayrımı yapmıyorum onların hepsi birer ‘’personel’’ ve kendi misyonlarını nasıl sahaya yansıtacaklardı, biz bunların kararını verdik. Mesela Kaan çok iyi bir fast break oyuncusu, Vahit çok iyi bir nokta şutör ve iyi bir savunmacı, biz de onların bu özelliklerine bazı eklemelerde bulunarak, diğer takımlara karşı başarılı olduk.

Soru: Peki takımın nasıl bir oyun planı var? Fiziksel ve atletik özellikleri sizden üstün olan Darüşşafaka gibi takımları mağlup etmeyi başardınız.

Polat Kaya: Burada çocuklardan ön plana çıkarmak istediğim iki kişi var: bir tanesi Birinci Asistan Koç Emre, ikincisi de İkinci Asistan Koç Buğra. İkisinin de çok iyi analiz yeteneği var. Onlar takımları çok iyi analiz etmişlerdi, ben de Daçka koçunu yıllardır tanıyorum oyun planına da yabancı değilim,  elimdeki materyal de bu oyunu bozacak karakterde olduğundan mütevellit bizim için çok zor olmadı sadece onların defolarını biz hücum anlamında iyi yerlerde işledik. Daçka ileriye dönük ciddi yatırımlar yapan bir takım elindeki personel ileriye dönük ciddi anlamda pozitif sinyaller veren bir ekip onlar da çok yol kat ettiler ama o gün biz daha fazla istedik diye düşünüyorum. Çocukların pozitif performansı sürekli olarak sahaya yansıdı.

Soru: Bu takımın Türkiye Şampiyonası’ndaki hedefleri nasıl olacak?

Polat Kaya: Ben karakterim gereği hedeflerle hareket eden bir insanım ve üç senede bunu oyuncularıma enjekte ettim diye düşünüyorum. Bizim için birinci amacımız gruptan çıkmak. İlk önce gruptan çıkalım sonra da çaprazımıza bakacağız. Milli takımlarda da hep Erhan Ağabey (Toker) ile konuştuğumuz yedinci maç vardır. Çünkü kendi grubunda ve diğer grupta oynadığın üçer maçın ardından oynayacağın yedinci maç, işte asıl orası önemli oluyor. Beşiktaş Genç Erkek Takımı olarak da bizim için bakıldığı zaman dördüncü maç daha önemli, üç tane grupta oynayacağız sonra çeyrek final, yarı final, Allah nasip ederse de inşallah finali görürüz diye düşünüyoruz. Evlatlar da bunun farkındalar. Biz genelde karşımızdaki rakibin oyunundan ziyade yani hücumundan ziyade oyuncu özelliklerini ön planda tutarak analiz ediyoruz. İnsanlar belki bu röportajı okuduktan sonra belki diyecekler ki ‘’bunlar A Takım gibi çalışıyorlar’’ evet biz A Takım gibi çalışmakla mükellefiz çünkü bu çocuklar bir sene sonra A Takım oynayacaklar, bu kadar basit.

FB_IMG_1462663009617

Soru: Geçmiş dönemlerden bu günlere çalıştırmış olduğun takımlara baktığımız zaman müthiş bir takım kimyası, üst seviyede arkadaşlık ve bir arada hareket etme duygusu üst seviye bir ekip; bunu nasıl başarıyorsunuz?

Polat Kaya: Hayat böyle, hayat nankör, basketbol da nankör. Düşünebiliyor musunuz 23,5 saniye elin oğlu bir atış atıyor maçı ya da periyodu kaybediyorsun. Hayat da böyle değil mi? Çok iyi yaptığın bir şeyi gelip başka birisi bozabiliyor. Bunun bozulmaması için yapılması gereken tek şey bence pozitif düşünce gücüdür. İnsanlar bunu benim karakterimle pek özdeşleştirmiyorlar –bana ukala, kendini beğenmiş diyenler de var- ama öyle değil, ben şunu söylüyorum ki birlik beraberlikle yapılan bir iş varsa bir takım sporu söz konusuysa mutlak suretle göz teması ile anlaşılmalı. Ve benim şu anda çalıştırdığım bu jenerasyonda da üç sene sonunda ben bunu sağladığımı düşünüyorum. Evlatlarım bana baktıkları zaman ne demek istediğimi anlıyorlar veya kaş göz işaretleriyle o backdoorlar atılabiliyor, ribaund mücadelesine kimlerin gireceği sezilebiliyor. Ufak tefek hatalarımız olmuyor mu, oluyor ancak bunlar gayet normal sonuçta genç takım on yedi, on sekiz yaşındalar. Bu durumu 1999 doğumlulara empoze etmeye çalışıyorum şu an bu takımda oynayan beş – altı kişilik o jenerasyondan var onlarda bunun içine girerlerse bu durum şampiyonaya çok daha müspet yansıyacaktır diye düşünüyorum. Bunu nasıl başarıyorum, bunu çocuklarımla vakit geçirerek, evet ben sahada çok sert oluyorum doksan – yüz yirmi dakika benden illallah diyebiliyorlar ama o kapıdan çıktıktan sonra onlarla farklı kulvarlarda birleşeceğiz. Hayatın müşterekliğini biz sahada yansıtmak zorundayız çünkü biz böyle bir iş yapıyoruz. Yumruğu ancak ellerin kapalı şekilde atabilirsin ve bizim de yumruk atmamız gerekiyor.

Soru:  Beşiktaş altyapısının temel misyonu nedir? Oyuncuların bireysel gelişimi için ne gibi imkanlar sağlanıyor?

Polat Kaya: Beşiktaş altyapısında benim 1994-95 jenerasyonunda Yıldız Takım oynadığım dönemden bu yana –aradaki kopukluğa ve geçen yıllara rağmen- antrenör arkadaşlarımızın da koruduğu felsefe ile iyi savunma yapmak ve hızlı hücumda bulunan çünkü altyapılarda hızlı oyunun maksimum seviyeye gelmesi henüz söz konusu değil. Yıllar önce temeli atılan doğru müdafaa anlayışla gelen günümüz hücum basketbolunu oynamaya çalışıyoruz. Yerleşik set oyunlarından ziyade geçiş oyunlarını tutmaya çalışıyoruz. Diğer soruya gelirsek oyuncu adayının eğer eğitim durumu el verirse özel salonumuzda bireysel antrenmanlar yapıyoruz veya antrenman saatimizden önce okuldan çıkma durumları olduğunda asistan koçlar ya da benim ile eksik olan özellikler üzerine kısalar ve uzunlar olarak çalışmaları mutlaka yapıyoruz. Haftada üç veya dört gün bu işlem sürüyor zaten bizim, bizden daha fizikli takımlarla mücadele etmemizin en büyük sırrı bence bu ve çocuklarda bunu biliyorlar; ekstra çalışmak. Çünkü haftanın dört beş günü gelip doksan dakika antrenman yapmakla bu iş olmaz.

Soru: Beşiktaş sürekli A Takım’a oyuncu veren bir altyapıya sahip, peki Beşiktaş Türkiye’deki diğer ligleri de besleyecek oyuncuları var mı?

Polat Kaya: Var, çok net var. Bu noktada önümüzdeki sene olur mu bilemiyorum ancak bununla ilgili Genel Menajerimiz Cengiz Üçyürek’in çalışmaları da sürüyor; bir pilot takım kurma düşüncemiz var. Bu takımla da asıl amacımıza göre ileriye dönük proje oyuncuları yetiştirmek olduğu aşikar. Genç takımlardan sonra direkt A Takım’a yükselmek çok zor. Ama net olarak şu anki genç takımdan şimdiki birinci ligde oynayacak üç isim söz konusu ancak onların zaman içinde gelişip Beşiktaş A Takımı’na gelmesi çok daha doğru.

Soru: Bu sene Deniz Kuran’ın performansı çok dikkat çekti, Ömer ile Deniz’in uyumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Polat Kaya: Onların uyumu bizim oyun düzenimizle de alakalı. Deniz Kuran ile üç sene önce Yıldız Takım’da çalışmaya başladığımız zaman Işıkspor’da yetişmiş, atik bir çocuktu fakat patlama kuvveti çok enteresandı, hareket halindeki top hakimiyeti çok enteresandı bunlar benim dikkatimi çekti. Sonra ailesi ile de konuştuk Deniz bizim proje oyuncumuz olabilir dedik, onlar da eğitimi birinci sırada tutuyoruz dediler ve onlara hak verdim. Bu riske edilemez. Ama üç sene boyuncada eğitim ile basketbolu bir arada götürerek hayatına devam etti basketbolunu inanılmaz bir şekilde geliştirdi. Bu sene başında A Takım ile Antalya kampına dahil oldu. A Takım antrenmanlarına çıktığında da sırıtmıyor. Eğitimi sebebiyle basketbola bir sene ara verebilir ama ondan sonra tekrar kaldığı yerden devam edecektir. Ömer ile oyunu ise iki anlaşabilen karakterin uyumudur. Biz Deniz’i de bir oynatabiliyoruz Ömer’i de. Buna ben müdahil olmuyorum buna onlar artık kendileri karar veriyorlar. Bu bizim takım olduğumuzun göstergesidir. İkisinin anlaşmalarına karışmıyorum bana bakmamalarını emrediyorum –emretme ifadesi yanlış anlaşılmasın- bu öz güven gerekli çünkü oyuncu ancak öz güven ile gelişir. Deniz Kuran’ın çok top kaybı yaptığı da oldu… Yıldız takımda Ömer’in yaşadığı sakatlık sırasında onun oyun kurucu görevinde oynaması da bu günlerinde etkili oldu.

Soru: Arkaya baktığımızda Yıldız Takım İstanbul’da üçüncü sırayı aldı ve Türkiye Şampiyonası’na katılıyor, Küçük Takım da hemen hemen garantilemiş durumda; onların durumu ve jenerasyonlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Polat Kaya: Yıldız Takımımıza baktığımız zaman Murat Başman’ın çalıştırdığı ekipte, 2000 doğumlulara bakıldığında iki tane hedef oyuncu zaten gözüküyor. Ama 2001 doğumlu olup da orada süre alan kulübümüz ve Türk basketbolu için dört tane önemli isim var. Bu 2001 doğumlular sezon içinde olduğu gibi şampiyonada da önemli süreler alacaklar ve önümüzdeki sene hem Yıldız hem de Genç Takım’da süre alacaklar. Çünkü onların süre alması demek, A Takım’a oyuncu yetiştirmemiz demek. Küçük Takım’a baktığımız zaman Cemal Kartal’ın önderliğinde iyi bir basketbol ortaya koymaya çalışıyorlar. Elindeki materyale göre antrenör Cemal Kartal, işi sahaya yansıtmaya çalışıyor. Orada da bir iki tane ileriye dönük oyuncu olduğunu söyleyebiliriz.

Soru: 1998 jenerasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Polat Kaya: Bakıldığında bir 1995, bir 1996 jenerasyonları kadar parlak olmasa da yedi sekiz tane üst seviye oyuncusu olduğunu düşünüyorum. İlerleyebilecek potansiyelde çocuklar var o yüzden bu çocukları kullanmamız doğru olacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler