Pınar Karşıyaka, Anadolu Efes’in de kafasını karıştırdı

“Doğru basketbol, başarılı olabilmek adına doğru adımlar ve her şeyin ötesinde çok çok daha büyük bir vizyonun taşıyıcısı olabilecek düzeye gelmeyi başarmış bir koç… Yolun sonu Final Four’a kalmış bir takımı eleyebilmeye kadar gidebiliyor. Şampiyon olabilirler veya olamazlar ancak şurası kesin ki Anadolu Efes’i finalin tartışmasız favorisi olarak göstermek mümkün değil. “

Bu satırlar Fenerbahçe Ülker-Pınar Karşıyaka serisinin ardından yazıldı. Sebebi ise gayet basit. Sezon içerisinde her günü, hatta her dakikayı ilerleme kaydederek geçirmeyi başarmış bir takım Pınar Karşıyaka. Ve ulaşabilecekleri zirveye ulaşmış durumdalar. Türkiye Basketbol Ligi’nde sezon öncesi planını bu denli keskinleştirip finale kalmayı başarmış bir takımı en son ne zaman izlediğimizi hatırlamaya çalışsak uzunca bir süre düşünmemiz gerekir.

Stratejinin böylesine kusursuz uygulanıyor olması Ufuk Sarıca’nın ikinci maç sonrasında belirttiği üzere “taş gibi bir takım” çıkarıyor ortaya. Dolayısıyla böyle bir takımın maçtan kopması imkansızlaşabiliyor. Ama bu imkansızlık tek taraflı bir başarıdan kaynaklanmıyor elbette. Karşı tarafta Thomas Heurtel transferi sonrası pek çok açıdan değişen, daha doğrusu değişmek durumunda kalan, bu transfer sonrası çeşitli yönlerden kırılganlıklar ve zaaflar barındıran bir Anadolu Efes var.

Bu değişiklik hem hücum prensiplerini, hem de savunma düzenini derinden etkiliyor. Devamında da çeşitli kararsızlıklar çıkıyor ortaya. Dusan Ivkovic’in Doğuş Balbay’ı uzunca süreler sahada tutması gibi yanlış tercihlerle vücut bulabiliyor bu kararsızlıklar.

Aslında Obradovic’in yaşadıklarından farklı değil bu. Obradovic de Jan Vesely-Oğuz Savaş ikilisini uzunca süreler birlikte tutma yanlışına düşmüştü. Ve bu yanlışın nedeni takımının Pınar Karşıyaka karşısında sahip olduğu boy avantajından faydalanmaktı. Ivkovic de uzunca süreler Lasme-Krstic ikilisini bir arada tutarak Obradovic’in kafasında tasarladığı sonuçlara benzer sonuçların ortaya çıkacağına inanıyor.

Ama sahada görünen evdeki hesabın çarşıya uymadığına işaret ediyor. Pınar Karşıyaka için ciddi bir sorun teşkil etmiyor Lasme-Krstic ikilisinin aynı anda sahada bulunması. En basitinden iki maçta da defalarca gördüğümüz üzere Lasme, Krstic’e alan açmak maksadıyla potadan uzaklaştıkça uzaklaşarak üç sayı çizgisine kadar çekiliyor. Heurtel ve Krstic arasında oynanan ve takımın kalanını tamamıyla dışarıda bırakan ikili oyunlar için bu dizilim zorunlu gibi duruyor aslında. Peki, Lasme’nin üç sayı çizgisine yakın mevkide top bekliyor oluşunun ekstradan sağladığı fayda ne olabilir o halde. Diğer yandan zaten opsiyonlarını Krstic, zorlama şut, en kötü ihtimalle diğer pas seçenekleri şeklinde sıralayan Heurtel hegemonyasına karşı Pınar Karşıyaka savunmasının sorumluluk çemberini daraltıyor Lasme ve Krstic’in aynı anda sahada olması. Şartlar bu iken ribaund avantajından da bahsetmek ikna edici değil.

Unutmamak gereken diğer nokta da keskinlik mertebesinin sınırlarını zorlayan Pınar Karşıyaka hücumunun temel prensiplerinde rakip savunma profilinin kritik bir önem taşımıyor olması. Anadolu Efes hücumu pek çok alanında ciddi kararsızlıklar yaşıyorken bu kıymetsizlik çok daha berrak bir hâl alıyor. Sonuç itibariyle Lasme ve Krstic aynı anda sahadayken Pınar Karşıyaka hücumu, karşısında kendilerinden daha uzun bir takımın varlığını hissetmiyor, bu tercihin Pınar Karşıyaka’ya ekstra sürat avantajı olarak geri dönüyor olması da cabası.

Alan paylaşımını hatalarla dolu yapan bir Anadolu Efes. Haddinden fazla sayıda Heurtel’in mutlak tasarrufları çerçevesinde gerçekleşen hücumlar ve en ufak hatada Pınar Karşıyaka hücumu tarafından kesilen ağır cezalar. Hücumun sayıyla noktalanmış olması bile Pınar Karşıyaka’nın savunmayı dengesiz yakalaması için engel olmuyor. Defalarca gördük, Strawberry savunmacısına baş belası olmasının saniyeler sonrasında karşı potada boş turnike atıyor.

“Sonuçta tempolu oynadığımız için bundan taviz vermiyoruz. Bizim tarzımız bu. Herhangi bir terslik olmadığı sürece de buna devam edeceğiz.” diyor Ufuk Sarıca takımın oyun felsefesiyle ilgili. Halbuki o da biliyor ki takımı bu felsefeyi öylesine benimsedi ki hiçbir terslik, hücum planında değişiklik yapılmasını haklı çıkarmaz.

Pınar Karşıyaka hücumu, birebir eşleşmeler üzerinden değerlendirilmek ve durdurulabilmek için fazla iyi. Dolayısıyla bazı sembol kararların doğruluğu sorgulamaya açık. En başta Doğuş’un aldığı uzun süreler. Bu karar kağıt üzerinde anlaşılabilir görünüyor. Zira Bobby Dixon’ı maçın belli bölümlerinde ritimden çıkarmak gerekir. Ancak sıkıntı şu ki Heurtel, Anadolu Efes hücumunun lideri ve her maç 30 dakikaya yakın süre sahada kalmak zorunda. İlk maçta 26 dakika ikinci maçta 29 dakika oynadı. Bu, Bobby Dixon’ın uzun süreler boyunca karşısında Heurtel’i bulması demek. Bir oyun kurucunun belirli sürelerde karşısında Doğuş’u belirli sürelerde ise Heurtel’i görüyor olması maçın bir bölümünde savunmayı, bir bölümünde ise hücumu dinlenerek geçirmesi demek.

Dixon ilk maçta 26, ikinci maçta 28 sayı attı. Doğuş’un ne anlamı kaldı peki. Bobby Dixon, karşısında hücum yönü kuvvetli bir oyun kurucu varken bile onu terk edip kusursuz zamanlamalarla yaptığı yardımlar ile pas kanallarını tıkayabilen bir oyuncu. Tüm bunların üzerine karşısına Doğuş’u gönderip sahanın her tarafında at koşturmasının önünü açmak ilk iki maçta kayda değer bir verim getirmediği gibi ilerleyen maçlarda da getirmez. Bunu yaparak sadece Bobby Dixon’ın aldığı risklerin cezasız kalacağına dair senet imzalanmış olur. Dediğim gibi bireylerle değil oyunla savunulabilir Pınar Karşıyaka hücumu. Bobby Dixon bu hücumun temel parçası, aynı şey onun için de geçerli. Bu kadar formda ve konsantreyken özellikle…

Şu noktanın altını çizelim. Pınar Karşıyaka standardını öylesine ortaya koydu ki seri değerlendirmelerinde Karşıyaka ile ilgili değişkenlerden bahsetmek mümkün değil. Serilerin öncesinde ne bekliyorsak karşımıza çıkan da o. Ancak gerek Fenerbahçe Ülker gerekse Anadolu Efes değişkenler ve bilinmezlerle dolu.

Şu noktayı mercek altına alabiliriz örneğin. Bobby Dixon iki maçta 22 üçlük denedi. Evet tamı tamına 22. Heurtel’in ise iki maç sonunda bu 12 üçlük girişimi var. İnanılmaz rakamlar bunlar. Ancak bu ikiliden hangisinin başarıya ulaşmayan üçlük denemesinin bedeli daha ağır oldu? Ve neden sonuç daha ağırdı?

Anadolu Efes’in karakteristik skor bulma yöntemlerinden biri olarak Cedi Osman’ın sahadan sahaya yaptığı toplu gidişleri kaç kez denediğini sorarak da bunun cevabını bulabiliriz. İlk iki maçta bu girişimlerde hiç bulunmadı Cedi. Halbuki çok kez fırsat gelmişti ancak kaçan her şut, çalınan her top sonrası tek adres Thomas Heurtel oldu. O hücumların akıbeti ise sürenin tamamına yakının kullanılması. Dolayısıyla Pınar Karşıyaka savunmasında pozisyonların sorunsuz alınması.

Pınar Karşıyaka karşısında Anadolu Efes için gerçekçi olmayan tam olarak bu. Yavaş oynamak. Ivkovic’in Real Madrid serisinde tasarladığı plan Real Madrid’in hızlı hücumlarının önünü kesmek amacıyla kendi takımının hücum temposunu düşürmek değil, bilakis Real Madrid’in temposuna aynı tempoyla karşılık verip oturmamış savunmaya karşı kolay skorlar üretmek üzerine kuruluydu. Zira Anadolu Efes, tempoyu düşürerek oyun hakimiyetini ele almak için sezon öncesinde yapılan planların önemli bir bölümünden feragat etmek durumunda. Eldeki kadro ise böyle bir değişikliği kaldırmaz.

Şu anda sahada gördüklerimiz ise Galatasaray Liv Hospital’ı anımsatıyor daha çok. Aradaki tek fark topu 13-14 saniye elinde tutup perde sonrası yaptığı organizasyonlarla hücumu yönlendiren oyuncunun Sinan Güler değil Thomas Heurtel olması. Ancak düşük tempolu set hücumlarında epey hareketsiz kalan ve top dolaşımının iki oyuncu arasında hapsetmiş bir takım Pınar Karşıyaka için adam değişimleri sonrası ters eşleşmeden istifade etmek isteyen oyunculara yapılan yardımlar, bu yardımlardan doğan açıkları çabuk savunmacılarla bertaraf etmenin kolay hale gelmesi gibi avantajları beraberinde getiriyor. Düşük tempolu bir hücum planını Pınar Karşıyaka karşısında oynayabilecek takımlar olabilir ancak bu takım Anadolu Efes olamaz. Hatta şu analizi net olarak yapabiliriz ki Türkiye Basketbol Ligi’nde hiçbir takım bütün bir maçı, seriyi pozisyonlarını almış Pınar Karşıyaka savunmasına hücum yaparak geçiremez, bu şekilde başarılı olamaz.

Fenerbahçe Ülker için de aynı şey geçerli, Anadolu Efes için de. Aradaki kadro kalitesi ve derinliği gibi faktörler maçları kazandırabilir ancak oyun için aynı şeyden bahsedilemez. İlk maçı Anadolu Efes’in kazanmış olması bu galibiyette Pınar Karşıyaka’da yaşanan yorgunluk probleminin temel belirleyici olduğunu gerçeğini de değiştirmez. Oyun anlamında alınan bir galibiyet yoktu çünkü. Peki Anadolu Efes’in Pınar Karşıyaka karşısında oyun üstünlüğünü ele alması mümkün olabilir mi? Elbette olabilir. Bunun için yukarıda da değindiğim gibi Real Madrid serisi önemli bir referanstır.

Peki az önce aldığım haberden sonra bu referansın geçerliliği ne olur? Heurtel 2 maç yokken, karşılaşmalar Karşıyaka’da oynanacakken, Real Madrid serisinin kahramanlarından birinin yokluğu nasıl telafi edilecek? Bunun cevabını Ivkovic verecek bize.

Tüm bunlardan sonra öyle sanıyorum ki hakemler için de birkaç kelam etmek gerekir. Hatalar vs… olacaktır elbette ancak geçelim bu klişeleri artık. Mevzu hata yapıyor olmaları değil, maçın belirli dakikalarında diyaloglarını tamamıyla seyircilerle kuruyor olmaları. Her maçın birkaç dakikası hakemlerin seyircileri yatıştırma amaçlı verdikleri kararlarla geçiyor. Bu dakikalardan tahrip olmadan çıkmak mümkün değil. Bu tahribat maçın kritik bölümlerine de yansıyor. Hataların kimin lehine ya da aleyhine olduğu önemli değil. Ancak gereksiz düdüklerle yerli yersiz kesilen maçları izliyor olmak fazlasıyla kaçırıyor keyfi. Pınar Karşıyaka-Fenerbahçe Ülker serisi için de aynı durum geçerliydi. Her maç, son ana kadar büyük çekişmelerle geçiyor, yani seyir zevki inanılmaz. Bu seyir zevkinin sağlıksız psikolojiyle verilen düdükler tarafından ziyan edilmesi ise hayli keyif kaçırıcı. Ne hakemler böyle bir psikolojiye girmek durumunda, ne de biz her maçın birkaç dakikasını bu psikolojiye feda etmek zorundayız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler