Euroleague Final Four Medya Günü’nde gerçekleştirdiğim keyifli röportajlar dizisinin sıradaki durağı parke üzerindeki sert duruşuyla Fenerbahçe taraftarının sevgisini kazanmayı başaran Pero Antic!
Yaz döneminde transferi gerçekleştiğinde yaşı sebebiyle çeşitli eleştirilerin odağında yer almak durumunda kalan Makedon oyuncu, özellikle sakatlıktan sonraki süreçte gösterdiği performansla Fenerbahçe’nin neden kendisine bu sezon özelinde ihtiyaç duyduğunu ispat etmiş durumda…
Dilerseniz sözü fazla uzatmadan en az Pero Antic kadar net olmaya çalışarak bu eğlenceli röportaja kulak kabartalım!
Pero, sözü uzatmadan direkt olarak Final Four’dan başlayıp adım adım geri gidelim istiyorum. Berlin’de ilk sınavı Laboral Kutxa’ya karşı vereceksiniz ve senin yakın bir arkadaşın da o takımın lideri konumunda… Neler söylersin?
Laboral inanılmaz bir sezon geçiriyor. Koç Perasovic şu ana kadar harika bir iş başardı ve benim büyük arkadaşım Bourousis, iyi bir lider olduğunu kanıtladı. Hızlı oynamaya çalıştıklarını ve maçın tamamında olmasa bile çok büyük bölümünde kendi tempolarının oynanmasını istediklerini biliyoruz. Harika bir antrenör ekibine sahibiz ve onlar gerekli tüm taktiksel hazırlıkları bize en iyi şekilde aktaracaktır. Biz de elimizden gelenin fazlasını ortaya koymak için çalışacağız. Şampiyon oluruz veya olamayız bunu bilemiyorum ancak şampiyon olmak için her şeyi yapacağız.
Zeljko Obradovic, Avrupa basketbolunda her şeyi tecrübe etmiş inanılmaz bir insan ancak Fenerbahçe geçen sezon Final Four’da oyuncu kadrosunun tecrübe eksikliğini hissetti, bizim dışarıdan gördüğümüz buydu. Bu sezon sence Berlin’de sizi nasıl bir sınav bekliyor olacak?
Avrupa basketbolunu ve onun doğasını Koç Obradovic’ten daha iyi bilen yaşayan kimseyi bulamazsınız. Evet, geçen sezon Fenerbahçe’nin Real Madrid maçını Birleşik Devletler’de izlemiştim, orada aslında gördüğünüz şey Final Four’un tamamen nakavt anlayışı üzerine kurulu olduğuydu… Bütün maç boyunca iyi basketbol oynayabilirsiniz ancak rakibinize psikolojik açıdan bir yumruk indiremezseniz geri kalan şeylerin pek önemi kalmıyor. Fiziksel, teknik ve oyuna dair birçok açıdan hazır olmak zorunda olsanız Final Four’da elde edeceğiniz dereceyi büyük oranda psikolojik sınırınızın kapasitesi belirler.
Real Madrid serisine dönelim Pero… Senin de söylediğin gibi geçen yıl Final Four’daki Real Madrid maçı Fenerbahçe açısından psikolojik olarak oldukça zordu; Andres Nocioni ve Rudy Fernandez gibi oyuncular maçın gidişatını etkilemeyi başarmıştı ancak bu yıl buna izin vermediniz, bu nasıl oldu?
Sevgili dostum, burada en önemli şeylerden biri de baskıya ne derece alışık olduğunuz… Kariyerimin büyük bölümünde baskıyla mücadele ettim ve takım arkadaşlarımın büyük çoğunluğu da kariyerinin tamamında baskıyla yüzleşmek zorunda kaldı, Bobby belki de bizim için en iyi örnek. Basketbol kalitesi ve takım kimyası açısından bizden iyi olmadıklarını biliyorduk fakat salonu doldurup bizden o iki maçı kazanmamızı isteyen insanların önünde geri adım atamazdık, tüm samimiyetimle söylüyorum ki hissederek oynadık.
Playoff boyunca Jan Vesely yoktu ve hem dört hem de beş numaralı pozisyonda süre bulduğun anlar oldu. Takımın Ekpe Udoh ile birlikte iki uzunundan biriydin, bu süreç senin için nasıl gelişti?
Açıkçası ilk başlarda zorlandım çünkü sakatlıktan yeni gelmiştim ve ağrılarımla oynamak zorundaydım. Hangi pozisyonda oynadığımın benim için pek bir önemi yoktu bu seride, nerede oynarsam oynayayım sınırlarımı zorlamam gerektiğinin farkındaydım. Bu takım için mücadele etmekten keyif alıyorum ve mutluyum. Çalıştığınız yerde mutluysanız baskı size olumlu olarak döner, hepimiz baskıyı hissediyoruz ancak iyi şeyler yaptığımızda geri dönüşünün muhteşem olacağını bilmek bizi motive ediyor.
Fenerbahçe büyük bir kulüp ve haliyle de her zaman büyük hedefler söz konusu… Türkiye Kupası’nı kazanarak ilk hedefi gerçekleştirdiniz, sezonun geri kalanıyla ilgili düşüncelerin neler?
Sezon başında kendi aramızda üç hedefimizin olduğunu konuştuk ve Türkiye Kupası’nı kazanarak ilk hedefe ulaştık. Fenerbahçe’nin başarılı olması için uğraşan birçok insan ve harika taraftarlar var. Final Four bizim için çok önemli ve kazanmak istiyoruz ancak Berlin’den döndüğümüzde lig şampiyonluğu için de savaşmak zorunda olduğumuz hep aklımızın bir köşesinde yer alıyor.
Son olarak Final Four öncesi taraftara iletmek istediğin bir mesaj var mı?
Az önce de söyledim onlar gerçekten inanılmaz ve biz hedeflerimize ulaşabilmek için tüm takım birbirimize yardımcı oluyoruz. Taraftarımızın Euroleague ve lig şampiyonluğunu ne kadar çok istediklerini biliyorum ve şundan emin olsunlar ki biz de en az onlar kadar istiyoruz. İki hedefimiz kaldı ve onlar gibi bizim de geri adım atmamız asla söz konusu değil.