İnsan Nellie’nin de, gidişinin benzer şekilde olmasına niyetlendiği kanısına kapılıyor. Ancak onun durumunda bunun basketbol dışında bir şey olması gerekecek. “Dönmeye niyetim yok.” demişti bana o zaman.
Sözünü tuttu. Dünya onu bir daha gördüğünde 2018’de Steve Nash’in The Hall of Fame’e dahil olmasını resmileştiriyordu. Ardından bu sezon We Believe Warriors’ı onurlandırmak için Oracle’a döndü. Boynuna taktığı altın zinciri, gümüş sakalı ve omuzlarına kadar uzanan gümüş saçlarıyla daha da keskinleşen siyah ceketinin altına siyah bir tişört giymişti. Gülüp şakalaşarak “Nellie Kush”adını verdiği kendi yetiştirdiği marihuananın erdemlerinden dem vuruyordu. Hayat, dedi bize, güzel.
Nellie Çarşamba günü 79 yaşına basacak. Emekliliği capcanlı bir soruyla işaretlenen koçluk kariyerinin bir aynası: Neden olmasın? Neden gidip Maui’de yaşayıp tuzlu havayı içine çekmesin? Neden Dirk’i Muggsy’nin üzerine verip daha sonra da Stephen Jackson’ı Dirk’ün üzerine vermesin? Neden maç sonu basın toplantısına Bud Light getirmesin? Neden sadece neler olacağını görmek için bir şeyler denemesin?
Onun gücü her zaman şu olmuştu: Gerçekleştirilemeyecek gibi görünen fikirleri harekete geçirme isteği, sonuçların canı cehenneme. Başkalarını da aynısını yapmaya teşvik etti. Genç koçlar ya da asistanlar ondan tavsiye istediklerinde Nelli her seferinde aynı şeyi söylerdi: “Başkası olamazsın, kendin olmak zorundasın.”
Nelson bunu amentüsü yaptı ve bu sayede oyun, daha iyi bir yere geldi. Oyunun evrimine doğrudan neden olmamış olabilir (bir parmağı olduğu kesin) ama gelecek şeyin işaretlerini bize verdi. Otuz yıl önce kristal bir küreye bakıp basketbolun geleceğini görmek istediğinizde bunu başarabilirdiniz. Onu, orada, Nellie’nin oyun kitabında bulabilirdiniz.
Kaynak | si.com
“Başkası olamazsın, kendin olmak zorundasın”