NBA’deki “Doksanlar” efsaneleri | ÇEVİRİ

İkinci olarak bahsedeceğim şey ise günümüz koçlarının daha zeki oldukları gerçeği. Oyunu önceki koçlardan çok daha iyi anlıyorlar ve araştırma ekipleri, genel analizler ve video analizleri gibi araçlardan faydalanarak gelişiyor ve değişiyorlar. Kendileriyle birlikte hücum etme şekillerini de değiştiriyorlar. Orta mesafeli jump-shotlar ve bire bir hücumlar gibi verimliliği düşük oyunlardan vazgeçip, boyalı alan şutları, tepe perdelemeleri ve özellikle de köşe üçlükleri gibi verimliliği daha yüksek oyunları öne çıkardılar.

Zaman içerisinde üçlüğün kıymeti daha çok anlaşıldı ligde. Bu sebeple koçlar üçlük kullanabilen ama savunması da iyi olan rol oyuncularını her zamankinden daha faydalı bir şekilde kullanmaya başladılar. (Shane Battier veya Bruce Bowen tipi oyuncular mesela).

Peki, çok daha iyi hücumlarla oynamasına rağmen neden bugünün savunma istatistikleri doksanlı yıllara yakın? Çünkü takımların savunmaları da daha iyi. Çok çok daha iyi. Buyurun bunu da açıklayalım.

Scout ekiplerinin hücumların işleme şeklini değiştirdiğinden bahsetmiştik. Bu ekipler aynı şekilde NBA’deki savunma anlayışını da değiştirdiler. Bu durum ligi, ortalama bir taraftarın aslında bilmediği veya bilemeyeceği bir şekilde etkiledi, bir dönüşüm gerçekleşti. Ben bunu diğerleri kadar iyi açıklayamam ama bu konuda yazılmış birçok yazı bulabilir ve okuyabilirsiniz.

NBA takımlarının her maç özelinde kullandıkları bir matematiksel analiz sistemi mevcut. Bu sistemi daha önceden mümkün olmayan bir şekilde, rakip takımın hücumunu durdurabilmek amacıyla kullanıyorlar. Sıradan bir taraftar bunu tam olarak kavrayamayabilir.

Koçlar giderek otoriter (ya da kontrol manyağı, hangisi hoşunuza giderse) bir tavır takınmaya başladıkça, savunmada yavaş temponun avantajlı taraflarını görmeye başladılar. Lig savunma odaklı bir hale geldiğinden savunma temposu da giderek aşağıya çekildi. Bill Russell ve Oscar Robertson’ın ligin kralları olduğu dönemler ligde tempo çok yukarılardaydı.

Zamanın ilerlemesiyle birlikte koçlar her şeyi daha kapsamlı görmeye başladılar. Genel olarak tempo düştü ve bu da doğal olarak savunmaların işine geldi. Çünkü oyun daha düşük tempoda oynandığı zaman takımlar sete daha çabuk oturabiliyorlar ve karşı tarafa daha az hızlı hücum fırsatı tanıyorlar. Yarı sahaya tamamen yerleşmiş bir savunma, geri koşmaya çalışan bir savunmadan her halükarda daha iyidir. Blake Murphy yazdığı bir yazıda geçtiğimiz on sezonun sekizinde, sezonun en iyi savunma yapan takımının lig genelinden daha düşük tempoyla oynadığını ifade etmişti. Bu istatistik yukarıda bahsettiğim şeyi kanıtlar nitelikte.

Günümüzde de durum böyle: tempo düşük olduğu için savunmalar daha iyi. Bugün, ligde oynanan bir maçta ortalama olarak pozisyon sayısı maç başına 92 pozisyon civarı; doksanlarda ise bu rakam maç başına 97 pozisyondan biraz daha azdı. Tempo düştükçe savunma iyileştiğinden, bugünün düşük tempolu oyununda doğal olarak savunmalar çok daha iyi durumda.


*FTA/FGA: Rakip takımın maç içerisindeki şut ve serbest atış girişimleri yüzdesi.

3 of 12

Hücum ve savunma istatistiklerinin daha iyi oluşu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler