”Merci, GOAT” – Frank Ntilikina | TB ÖZEL – #çeviri

Yazı: Frank Ntilikina (New York Knicks) – The Players’ Tribune

Çeviri: Atakan Murzoğlu, TrendBasket

Düzenleme: Onur Coşkun, TrendBasket


Michael Jordan hayatımda duyduğum en muhteşem şeyi söyledi.

Onunla tanışacağımı bile bilmiyordum. Kimsenin tekiydim. Tamam, kimsesiz değildim ama nasıl söylesem… J’tais juste un mec normal. Sıradan bir insan. 16 yaşında, Strasbourg’dan ince bir basketbol oyuncusu olarak Jordan Brand Classic’de oynamak için davet edilmiştim.

Amerika’da ilk kez o zaman bulundum. New York benim için hip-hop videolarından ve ağabeylerimin sürekli izlediği ”Friends” dizisinden ibaretti. Joey, Monica, Chandler. (Chand-leur) Her zaman büyük kafede otururlardı. Amerika yaşamını hep sevmiştim.

Manhattan’a doğru inişe geçtiğimiz ve JFK’ye indiğimiz anı hatırlıyorum – ve belki kulağa aptalca gelecek ama – sarı taksi denizini görmekten mutluluk duymuştum. Fransa’da taksilerimiz sarı değil.
-Üstünde siyah harflerin olduğu sarı taksiler – benim için Amerika bu. Sonra uzaktan beliren gökdelenleri gördüm, WOW. Gerçekten buradayım, gerçekten hayalimi gerçekleştiriyorum.

Turnuvaya ”Jordan Brand Classic” dendiğini biliyorum ama Jordan’ı göreceğimi hiç tahmin etmemiştim. Bence kiliseye gidip, Tanrı’yı görmeyi ummak gibi bir şey bu. Bahsettiğimiz kişi Michael Jordan.

Brooklyn’deki sahaya gittiğimizde birçok oyuncu ile karşılaşıyoruz. Birazcık oyalandıktan sonra biri bizi bir odaya götürüyor. Hepimiz oradayız, beş dakika geçmesine rağmen kimsenin niye beklediğimiz hakkında bir fikri yok. Belki de medyayla ilgili bir şeyler yapacağız, bekliyoruz.

PHOTO BY CHRISTOPHE SAIDI/SIPA/AP IMAGES
PHOTO BY CHRISTOPHE SAIDI/SIPA/AP IMAGES

Ve odaya Michael Jordan giriyor.

Gelmiş geçmiş en iyi oyuncu.

Hemen önümüzde.

Benim hissettiğim ise…

Players’ Tribune’de küfredebiliyor muyuz?

Benim hissettiğim ise hass**tir.

Biraz komik olacak ama diğer düşüncem ”Vay canına, o değişmiş.”

Onu yaşlı biri olarak düşünmemiştim. Genç MJ’i bildiğim yer Youtube’du.

Sonra odadaki oyuncularla konuşmaya başladı, ”New York’a hoş geldiniz” ve diğer şeyler. Daha sonra ise odada dolaşıp, bazı oyuncuların elini sıkmaya başladı. ”Ona soru sormalısın, bu tek şansın olabilir, ona soru sormalısın.” diye düşündüm.

Ama çok utangaçtım. Hatta utangaçtan bile öte. O kelimenin İngilizcesi neydi ? Petrife. Titriyordum ve sesim incelmişti.

Geri1 of 4

Merci, GOAT – Frank Ntilikina

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler