“Seni her şekilde destekleyeceğim”
LeBron Lakers ile dört yıllığına 153 milyon dolara anlaştığını duyurduğunda Lue, Las Vegas’ta bir otelin lobisindeydi, lobi sessizdi. İronik bir şekilde Cavs ve Lue’nun henüz kaybettiği bir “kumardan” saklanmak için oldukça güzel bir yerdi. Ancak Lue, LeBron’un ayrılmasının ihtimaller dahilinde olduğunu bilse de olayın gerçekliğini kavraması biraz zaman aldı.
“Bu çok zor bir durum çünkü LeBron bir koç olarak bana, organizasyondaki bütün oyunculara ve Cleveland şehrine çok şey ifade ediyor.” dedi Lue. “Ancak o, kariyeri boyunca üzerinde en çok baskıyı hissetmiş ve en ince eleyip sık dokumuş kişi. Hiç kimse böyle bir şey yapmadı. Ve ilk günden itibaren asla yıkılmadı. Her geçen gün daha da iyiye gitti ve hem Cleveland hem de lig için çok fazla şey yaptı. Bu yüzden istediğini yapabilme şansını elde ettiği ve ailesiyle birlikte kariyerinin geri kalanının tadını çıkarabileceği için onun adına çok mutluyum.”
Finaller sona erdikten sonra da Lue, James ile iletişimini koparmadı ki bu da çok alışılmadık bir durum değil. Sezon içerisinde Lue ve James takım hakkında veya James’in oynadığı 104 maçta ortalama 38 dakikayla oynamış olması hakkında ne hissettiğiyle alakalı düzenli olarak mesajlaştılar.
Lue, “Bazen haftada beş altı kez, bazen günde beş altı kez mesajlaşıyorduk.” diyor.
Bu yaz da görüşmeye devam ettiler ancak aralarındaki iletişim James’e sanki kısıtlı bir süresi varmış veya onu Cleveland’da kalmaya ikna etmeye çalışıyormuş gibi değildi.
“Onu takımda tutmak için ikna çabalarında değildim çünkü Rich Paul bana çok net bir şekilde böyle bir şeyi yapmamıza gerek olmadığını söylemişti. James bizim ne yaptığımızı ve ona ne verebileceğimizi biliyor. Sadece mutlu olacağı ve kariyerinde şu an hangi noktada olduğuyla alakalı bir karar vermesini istedik.” dedi Lue. “Buna saygı gösterdiğimden emin olmaya çalıştım.”
LeBron’un Miami’den ayrılıp, Cleveland’a gidip gitmeyeceğinin konuşulduğu 2014 yılında Dwyane Wade’in kendini içerisinde bulduğu pozisyon da hemen hemen bununla aynıydı. Çok yakın arkadaşlardı, hatta o noktada takım arkadaşlığının çok daha ötesindelerdi. LeBron’un Sports Illustrated’ta yayımladığı mektupta Cleveland’a döneceğini açıklamadan önceki birkaç gün boyunca birlikte Las Vegas’ta takılıp, bir gün önce de özel bir uçakla Miami’ye döndükleri süreçte, James’i ikna edebilmek için oldukça fazla zamanı vardı ancak Wade o çizgiyi hiçbir zaman geçmedi.
Birkaç sene sonra şöyle anlattı: “Bir kez bile geri dönmesini söylemedim. Tek bir kez bile. Kararını verdiğini anladığım anda ona ‘Eğlenceli, değil mi?’ dedim. ‘Şimdi git ve LeBron’un yapmak istediği şey neyse onu yap, seni her şekilde destekleyeceğim.’ Çok fazla insan bunu yapamaz. Ancak benim hayatım LeBron’un benim için yapabileceklerinden ibaret değildi. Sadece arkadaşlığımızı çok seviyorum ve bunun için ona minnettarım. Geri kalan her şey ekstra.”
Arkadaşlıkları nedeniyle LeBron’un Cleveland’da kalacağına inanlar arasında en pozitif insan muhtemelen Lue’ydu. Ne zaman LeBron’la konuşsa veya mesajlaşsa ona her şey normal geliyordu. Sanki sonbahardaki kampta yeniden bir araya geleceklerdi ve yeniden başarıya ulaşmak için çalışmaya başlayacaklardı.
Şehrin geri kalanı ve organizasyondaki diğer kişiler ise kendilerini James’in gidişine hazırlamış gibiydiler. Quicken Loans Arena’da, NBA finallerinde Golden State’e karşı oynayıp, kaybettikleri dördüncü maçın ardından taraftarlar onu ayakta alkışlayarak uğurladılar.