Köşe yazısı | Bogdanovic ile başladı, Datome ile bitti! #Top16

Dejan Radonjic, Fenerbahçe’nin oyun planını açığa çıkarabilecek ve bu planı karşısında etkinlik kurabilecek bir maç stratejisi kurguladı aslında. Quincy Miller ve Maik Zirbes üzerinden oynanan ikili oyunların ortaya çıkardığı bağlantılar merkezinde dizayn etti hücum kurgusunu. Bu plan Fenerbahçe’nin iki dominant ve hareketli uzununu aynı anda Kızılyıldız hücumlarının saldırı üssü haline getirdi. Zira Quincy Miller ve Maik Zirbes bağlantısını kesmek bu iki oyuncuyla eşleşen Jan Vesely ve Ekpe Udoh’un göreviydi. Olağan şartlar Fenerbahçe savunmasının rakip hücumları karşılaşama noktasında bir uzununu aktif kullanıp diğer uzunun boyalı alan etrafında geniş bir alanı hakimiyeti altına alarak rakip saldırılarını püskürtmesi üzerine kurgulu. Radonjic, Miller-Zirbes üzerinden şekillendirdiği ikili oyunlar ile Fenerbahçe’nin iki uzunu üzerinden saldırılarını gerçekleştirip Kinsey, Jovic ve Dangubic üçlüsü için Vesely-Udoh tehdidinden uzak bir oyun alanı ve beraberinde getirdiği oyun konforunu hedef aldı. Topla potaya gidebilmek için küçük boşluklar bulabilmenin de maç stratejisinin hedefleri dahilinde olduğunu söylemek mümkün. İkili oyunun dışında uygun açılara yerleşmekle görevli üç oyuncu için elverişli bir oyun planıydı bu. Öte yandan önemli bir ikili oyun silahı olan Stefan Jovic ikincil bir görev yüklenmişti. Aslında Miller ve Zirbes ikileyene kadar Radonjic’in oyun stratejisinin Vesely ve Udoh ikilisini Kızılyıldız kısaları için bir baş belası olmaktan kurtardığını söyleyebiliriz.

Temel sıkıntı ise maç stratejisinin toptan uzaklaştırdığı Stefan Jovic’in hücum verimliliğin hayli düşük olmasıydı. Bu durum Kızılyıldız’ın ikinci bir pas istasyonuna sahip olmasına engel oldu. Aslında Tarence Kinsey ve Marko Simonovic dışında Radonjic’in planının yan parçalarını oluşturan oyuncuların sağlıklı bir reaksiyon verdiğini de söylemek gerekir. Bu iki oyuncunun verdiği reaksiyonlar ise anlık tepkilerden öteya gidemedi ayrıca. Bunu eldeki malzemenin yetersizliği üzerinden açıklamak da mümkün elbette. Öyle ki Fenerbahçe, doğru bir hücum stratejisi kurgulamış Kızılyıldız karşısında sadece 34 sayı yedi ilk yarıda. Bu rakamı Fenerbahçe’nin savunma başarısı üzerinden anlatmak çok kolay değil.

Fenerbahçe’nin ilk yarıda oynadığı oyun ise eleştiriye hayli açık. Bogdan Bogdanovic oyuna kenardan dahil oldu. Luigi Datome ise ilk beşteydi. Şu noktanın altını çizmek gerekir. Fenerbahçe’nin 3 temel görev dağılımı üzerinden şekillenen bir kadrosu var. Jan Vesely ve Ekpe Udoh sistemin temel ayaklarını oluşturuyor zira bu düzenin oluşturulma nedeni onların varlığı. Kalan iki rol ise sezon ilerledikçe dağıtıldı oyunculara, daha doğrusu oyuncular aldı bu rolleri. Sistemi işlevsel hale getirme görevini Luigi Datome ve Bogdan Bogdanovic sezon boyunca Vesely ve Udoh’un varlıklarını anlamlandırmalarıyla aldı. Kalan oyuncular ise işleyen düzende verim vermek üzere görev yapıyor ve özellikle Bobby Dixon’ın bu anlamda katkısı çok fazla. Ancak Fenerbahçe’nin oyun planının işlevsel olması noktasında Bobby Dixon’a biçilmiş bir rol yok. Onun görevi işleyen düzenin yarattığı anlık boşluklardan faydalanmak.

İlk yarıda Fenerbahçe adına yapılan hata rollerin sahada yanlış vücut bulmuş olmasıydı. Bogdanovic ilk beşte başlamadı. Dolayısıyla sistemi işlevsel hale getiren, bir başka ifadeyle Vesely-Udoh ikilisinin sahadaki varlığını anlamlandıran tek oyuncu vardı sahada: Datome. O halde hücumların karar noktasında, en azından uygulanmasında gelişme bölümünü Datome üzerinden şekillendirmekten başka bir yol yok. Gelinen noktada Fenerbahçe hücumlarının şekillenmesinde oyun kurcuların temel bir rolü olmadığını kesin olarak ifade etmek gerekir zira. Sloukas’ın sakatlığı öncesinde bir türlü istenilen verimi verememesinde bu düzendeki görevini özümseyememiş olmasının payı fazla olduğu gibi, Kızılyıldız karşılaşmasının ilk yarısında yapılan verimsiz hücumların temelinde de hücum gelişmelerini Dixon üzerinden şekillendirme çabaları vardı.

Bogdan-Bogdanovic
euroleague.net

İlk periyodun ortalarından itibaren Fenerbahçe hücumlarını tekrar kabul edilebilir hale getiren Bogdanovic’in oyuna girmesi oldu. Zira Datome toptan tamamen uzaklaşmışken, aynı görevin taşıyıcıları olması gereken Bobby Dixon ve Melih Mahmutoğlu taşıyıcısı oldukları görevin tanımlamasının dışına çıkınca doğru bir hücum organizasyonu görebilmek çok mümkün olmadı. Bobby Dixon her düzlemde yüksek verim verdiği anlık boşlukları yakalayamazken Melih Mahmutoğlu da topun ulaştığı son istasyon olmaktan çıktı. Bu şartlar altında Udoh ve Vesely ikilisinin varlığının da pek bir anlamı kalmadı açıkçası.

Tekrar ifade etmek gerekir ki Bogdanovic’in oyuna girdiği bölümden sonra ise taşların yerine kısmen oturduğunu gördük. Zira Galatasaray Odeabank maçında da olduğu üzere kendi görev tanımları içinde oynayan ilk oyuncu o oldu ve bu gelişme neticesinde görev tanımları içerisinde hareket tek bir oyuncunun varlığı dahi çok şeyi değiştirdi Fenerbahçe hücumlarında. Bir kez daha ifade etmek de yarar var ki Kızılyıldız’ın kaliteli bir maç stratejisini sınırlı bir malzeme üzerinden gerçekleştirmesi yüksek bedeller ödemekten kurtardı Fenerbahçe’yi. Zirbes ve Miller ikilisinin maçın başlarında girdikleri faul probleminin de ritim kaybı yaşamalarındaki rolünü atlamamak gerekir.

Fenerbahçe’nin üçüncü periyotta 24-6’lık bir üstünlük yakalamasının sebebi de basit aslında. İlk yarıda görev tanımları üzerinden oynayan tek oyuncu Bogdanovic iken ikinci yarıda Luigi Datome de oyunu işlevsel hale getirme görevini Bogdanovic’le birlikte çok üst düzeyde uyguladı. Bu ikili Fenerbahçe için önemli hücum merkezleri. Hücum merkezi sayısı ilk yarıda 1 iken ikinci yarıda 2 oldu da diyebiliriz. Üstünde durmak gerekir ki hücum merkezi sayısını 1’den 2’ye çıkarmak hücum kalitesini 2’den 3’e veya 4’ten 5’e çıkarmaz. 3’ten 6’ya çıkarır en kötü ihtimalle. Zira her hücum merkezi, beraberinde belirli şablonlar ve hücum ilkeleri getirir. Datome 22 sayı attı ikinci yarıda. Bunların içinde asist üzerinden gelen boş şutlar da vardı birebir sayıları da… Tıpkı Bogdanovic’in yaptığı gibi. Ancak Datome’nin attığı sayıların asist üzerinden veya el üzerinden olması hücumun verimliliği anlamında terazinin bir tarafının ağır basması sonucunu ortaya çıkarmaz asla. Zira Datome gibi bir hücum merkezine sahip olmanın getirdiği şablonlar birebirleri de içinde barındırır. Bogdanovic için de aynı şey söz konusu. Bundandır ki hücum verimliliğinde asist değerli bir kıstas olarak kullanılırken tek belirleyici olarak göz önünde tutulması yanlış analizlerin kapılarını açar.

Luigi-Datome
euroleague.net

Bu bağlamda Bogdanovic ve Datome’nin brebirleri, zorlama arayışlar olarak değerlendirilemez. Aksine Udoh ve Vesely’nin varlığı üzerinden çeşitli savunma kurgularında farklılaşmaya gitmek durumunda kalan ve ezberlerinden feragat eden rakip savunmaların bozulan bu ezberlerinin üzerine giderek yıkıcı bir güç meydana getirmek olarak tanımlamak gerek bu birebirleri. Zira birebirlere önem veren bir takım bu hücum aksiyonları için elverişli şablonlar hazırlıyor ise hücumlar bu birebirler neticesinde çok daha boyutlu hale gelecektir.

Obradovic’in kurguladığı düzende Bogdan Bogdanovic ve Luigi Datome’nin sezon ilerledikçe aldıkları rolde an itibariyle yüksek başarı elde etmelerinin beraberinde getirdiği en önemli sonuç Vesely ve Udoh’a giden kanalların açılması oluyor. Bogdanovic-Datome / Udoh-Vesely ikilisinin görev tanımlamalarını uygulama noktasındaki başarıları en başta Bobby Dixon’ın etkinliğini arttırıyor. Bunun dar alanda oynanan ikili oyunlarla Vesely-Udoh ikilisinin beslenmesi ve bu ikilinin yaptığı ekstra paslarla şutörleri kolay yoldan sonuca ulaşması olarak yansıdığını görmek de mümkün.

Maç sonrasında yaptığı açıklamada oyuncularıyla devre arasında, rakibe cevap verebilmek adına oyunu değiştirmek gerektiği hakkında konuştuklarını söyledi Obradovic. Bu değişiklik Datome özelinde geldi. Ancak maç öncesi planlamalarında Datome’yi görev tanımlaması üzerinden oynatmak çok daha önemli yer tutmalı, buna şüphe yok. Öte yandan Kızılyıldız’ın 4 ve 5 numaraları üzerinden kurguladığı oyunun hayli etkili olduğunu söylemek mümkün olsa da şurası gayet açık ki maç özelinde de olsa sezonluk da olsa stratejiyi uzunlar üzerinden kurgulamak çok zor açıkçası. Böyle bir planlamanın çok önemli iki şartı olduğunu belirtmek gerek. İlk olarak eldeki uzunun geniş bir bağlantı ağına sahip olması. Barcelona’nın yıllardır Tomic’ten istikrarlı olarak bulamadığı bu. Aynı şekilde Real Madrid’in 2014-15 sezonunun şampiyonu yapan en önemli faktörün Reyes üzerinden bağlantı sayısı ve hücum boyutluluğunu arttırmak olduğunu söyleyebiliriz.

Diğer şart ise sahip olunan uzunların üstünde başka bir uzun ekibinin olmaması. Bundandır ki Euroleague’de Fenerbahçe dışında uzunlar üzerinden strateji tanımlaması yapabileceğimiz başka bir takım yok. Kızılyıldız için ise bu iki şartın da var olduğunu söylemek mümkün değil. Dolayısıyla maç özelinde dahi ip bir yerinden kopuyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler