1998’de, Sports Illustrated, Buss ailesi için, ileride zaman kapsülü olacak bir hikaye yayınladı. Jerry Buss, modern bir Kral Lear’dı ve o çocukları arasında kaos ve kavgayı yaratarak kendi krallığını kuran birisiydi.
O zamanlarda bile, hikayenin sonunun aslında Jeanie’nin babasının krallığının kontrolünü ele geçirecek kadar cesur olup olmadığıyla belirleneceği tahmin ediliyordu. Makale aslında şu başlığa sahip: “Onun Cesareti Çok Büyük”
“Kız kardeşimin İş Şapkası’nı takmasından oldukça gurur duyuyorum.” dedi kız kardeş Janie Buss. “Bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum. Babamın son dileği Lakers’ı hepimize bırakmaktı ve hepimizin iyi geçinmesiydi. Ağabeylerimin yaptıklarını görse bu, onu çok üzerdi.”
Shakespearce ve hatta biraz daha fazlasıydı bu, yani adı kötüye çıkmış bir playboyun kızının bir gün krallıkların en masküleninde -seks, Showtime ve yıldız gücüyle ismi kötüce anılan bir profesyonel spor takımında- erkek varisleri ve potansiyel takım sahiplerini etkisiz hale getirdikten sonra kontrolü ele geçirmesi…
“Oyum Jeanie’nin. Ona her zaman onun arkasında olduğumu söyledim.” diyor Janie. “Babamın Jeanie’yi seçmesinin bir nedeni vardı. O, her zaman gemiyi doğru yönde tutan kişiydi.”
Doktor Buss’ın, kendisi öldükten sonra kulübü yönetecek kişi olarak Jeanie’yi seçeceği apaçıktı. Jeanie ile birlikte bu görevi yapacak en iyi kişi için kimi düşündüğü ise bilinmiyordu.
“İlerde Jeanie ve benim takımı yönetmemi istiyordu. Jeanie de bunu biliyordu.” diyor Magic Johnson. “(Ama) Beni bu duruma sokamazdı. Ona ne düşünüyorsam doğrudan söyledim: Senin dört tane oğlun var-bunun asla iyi sonuçlanacağını zannetmiyorum.”
Johnson her zaman Buss ailesinin bağrına bastığı biri olmuştur, hatta Doktor Buss, Magic emekli olduktan sonra ona takımın yüzde beş hissesini verdi.
“Johnson’ın bunun parçası olması babam için çok önemliydi.” diyor Janie Buss. “Babam her zaman Magic’i bir oğlu gibi görmüştür. Ona oldukça fazla bir şekilde saygı duyardı. Lakers kulübünü, bizleri ünlü hale getirdi. Onsuz bu konumda olamazdık.”
2013’ün Şubat ayında, ölümünden birkaç gün önce Doktor Buss, Johnson’ı yanına çağırdı. Johnson, Lakers hisselerini satıp, 2012’de Los Angeles Dodgers’ın sahiplerinden birisi olmuştu ve Lakers’taki rüya gibi bir rolden vazgeçmişti.
“Jeanie beni aradı ve hastaneye çağırdı, Dr. Buss’ın beni görmek istediğini söyledi.” diyor Johnson. “Doktor isteğini yeniden dile getirdi, her zaman benim ve Jeanie’nin takımı beraber yöneteceğimizi düşündüğünü belirtti. İkimiz de bunun üzerine oturup, ağladık çünkü o bu konuda haklıydı. O zamanlar, tersi olsa aramızda küslük çıkardı, zor bir durumun içerisine girerdik.”
Johnson kesinlikle haklıydı. Takımın basketbol operasyonları elinde olmasına rağmen, Jim Buss’ın Magic Johnson’dan pek hazzetmediği bir gerçekti. Üstüne üstlük Baba Buss, Johnson’ın Jeanie ile birlikte takımı yönetmesini istiyordu. Jim Buss, babasının Magic’e bizzat bunu yapabileceğini söylediğini biliyordu.
Jim Buss, bu hikayeye dair bazı şeyleri açığa kavuşturması istendiğinde cevap vermedi, ancak Eylül 2013’te ESPN’e: “Eğer benim bu işi yapabileceğimi düşünmeseydi beni bu göreve getirmezdi. Başka bir şeyler ayarlardı. Babam bana güveniyordu.”
Baba Buss’ın tüm oğullarıyla ilişkisi yakıncaydı. Jim ile ikisi sayılara, operaya, partilere ve nadir bulunan bozukluk ve pullara olan ilgileriyle kolayca bağlanmışlardı. 2014’te ESPN’e verdiği bir röportajda, babası hastanedeyken neredeyse tüm Lakers maçlarını beraber izlediklerini söyledi.
Tabii ki. Baba Buss’ın Johnson ile çok yakın bir ilişkisi vardı. Johnson henüz 19 yaşındayken Lakers onu 1979’ta draft etti. East Lansing, Michiganlı naif bir gençti ve ilk baştan Dr. Buss’ı baba figürü olarak görmüştü.
Boş olduğu akşamlarda Buss’ın Pickfair’deki malikanesine gidip bilardo oynardı veya sık sık düzenlenen partilere katılırdı. Cumartesileri idman yapmak için erken kalkardı, idman bitiminde Buss’ların evine gidip, onlarla beraber USC’nin futbol maçlarını izlemeye giderdi.