Ibaka-Oladipo takasında aslında kim kazandı? | #çeviri

theringer.com
theringer.com

Takas kararı ani ve acımasızdı: Oklahoma Thunder City, Serge Ibaka’ya karşılık Victor Oladipo, Ersan İlyasova ve geçen haftaki NBA Draft’ının 11. sıradan seçilen oyuncusunu alınca Orlando Magic’i soyup soğana çevirmiş oldu.

Herhalde Oklakoma sözleşmesinin bitmesine 1 yıl kalmış olan Ibaka’dan bundan daha fazla kazanamazdı. Büyük ihtimalle de yakın geçmişte buna benzer bir takas 1 yıl önce Charlotte Hornets’in Portland Trail Blazers’tan Nicolas Batum’u almasıydı—buna benzer serbest kalmayı bekleyen bir oyuncu da LaMarcus Aldridge’ti. Blazers Aldridge’in Batum’un takımdan ayrılmasını sorun etmeyeceğini biliyordu, aynen Thunder’ın Ibaka’nın takımından ayrılışını Durant’in sorun etmeyeceğini bildiği gibi.

Batum’a karşılık Charlotte Gerald Henderson ve Noah Vonleh’yi vermek zorunda kalmıştı- bu o kadar da büyük bir risk değildi. Magic çok daha fazlasından vazgeçti.

ESPN.com’un ulaştığı bazı kaynaklara göre Ibaka, Oklahoma City’de çok mutlu değildi ve serbest kaldığında ayrılabileceğinin sinyallerini veriyordu. Goran Dragic de benzer bir şekilde Suns’la 1 yıllık kontratı kaldığında, Heat’le takas edilmişti.

Utah’ta oynayan George Hill, Ibaka’dan daha iyi bir oyuncu olabilir ve Jazz Hill’i daha yeni sadece draftlerin 12 numarasına karşılık transfer etti. Ibaka, Markieff Morris’ten daha iyi bir oyuncu ama 2018 ve 2019’da onun dört katı kadar kazanacak– Morris Suns’tan draftın 13. sıradaki oyuncu ve takasın hemen ardından gönderilen 2 oyuncu karşılığı alındı.

Şaka gibi ama, Thunder’ın Ibaka’nın takasından 2012 senesindeki James Harden’ın takasından bile daha fazla kazandığını söylemek abartı olmaz. Steven Adams tam bir canavar, ama kimse Thunder’ın -Harden’ın drafti- bu kadar iyi bir oyuncuyu draft edeceğini tahmin edemezdi— bir de o kadar güzel bıyıkları olan—

Esas itibariyle, Thunder sabit, az kullanılan büyük oyunculardan, bir yıl içerisinde 30 milyon dolar ve üzeri ‘max sözleşme’ yapabilecek oyuncular yaratarak market ortalamasının üstünde bir katkı almıştır. Bu tarz sözleşmeler kaçınılmazdı. Durant ve Russell Westbrook önümüzdeki 2 sezonun hazırdaki iki ‘super-max sözleşme’ imzalayacak iki oyuncusu, Adams üst düzey oyuncu seviyesine geldi, ve Thunder Enes Kanter’le geçen yazın ‘max sözleşmesi’ni imzaladı.

Çoğu takım için bir defa da 5-6 büyük sözleşme imzalamak mümkün değil. Ligin yüksek miktardaki televizyon geliri ve yükselen maaş limiti finansal olarak olanak sağlasa da, Thunder’ın GM’i Samp Presti limit esnekliğini 4-5 oyuncuya sabitlemeye her zaman karşı çıktı. Harden birkaç oyuncuya eşdeğer oldu; Reggie Jackson, Dion Waiters oldu ve Waiters’la iyi bir anlaşma yapan Thunder Ibaka’yı daha da iyi bir iki yönlü şutör guard–Oladipo– bulmak için kullandı.

Thunder, Waiters ve Enes’i almak için iki ilk tur draft hakkını da takasta kullanırken Presti muhtemelen birisini Ibaka takasıyla karşılayabileceklerini çoktan biliyordu.

Bu hareketlilik Durant’in geleceği göz önünde bulundurulmaksızın gerçekleşti. Durant ayrılsa bile Thunder daha genç ve derin bir kadroya sahip ve felakate yol açabilecek bir durum olan hem Durant hem de Westbrook’un ayrılması ihtimalinde bile yeterli kalitede oyuncuları var. Durant kalırsa da hücumda çok hareketli, savunmada da keyif alan ve farklı pozisyonlarda oynayabilen Waiters’la takım daha güçlenecek, ve bu durumda da Waiters, tam bir altıncı adam ve ‘small-ball’ dizilişlerinde sabit adam olan Andre Roberson’ın yerine başlangıç beşinde olacak.

Bu ‘small-ball’ dizilişlerinde Durant power forvet olarak oynayacaktır, zaten bu yılın Batı Konferansı Finalleri’nde Ibaka’nın korku salan çember savunmasını yapabileceğini gösterdi. Eğer bunu bu sezon da yapabilirse, Ibaka’yı transfer limitinin %30’unu Ibaka’ya kullanmaları saçma olmuş olacak.

Hala daha bu takasın yarattıklarının daha karmaşık hale geleceği hissinden kurtulamıyorum. Düşünüyorum da belki de Ibaka’nın henüz 26 yaşında olmasına rağmen rahatsız edici şekilde düşen form grafiğinin sebebi belki de Oklahoma City’de fazladan biriymiş hissinin yarattığı üzüntüdür.

Son 5 senedir hepimiz hem 3’lük atabilen hem de çemberi koruyabilen uzun oyunculara takıntılıyız. Orlando’da oynayan Nikola Vucevic’in zaaflarını kapamak için önsaha partnerini siz de o son zamanlarda takıntılı olduğumuz tarzda bir oyuncudan seçerdiniz. Magic daha yeni öyle bir oyuncu aldı, ve dalga konusu oldu.

Bu da ligin ne kadar hızlı değiştiğinin göstergesi. Geçen baharda da yazdığım gibi, switch savunmaları “stretch 4”’ hücumunu neredeyse modası geçmiş bir oyuna çevirdi. Eğer her screen sonrası switch yapıyorsa 3’lük atabilen uzun oyuncunun eskisi kadar bir önemi yok, çünkü bu durumda uzun oyuncu rahat şut kullanamadığı için kısa oyuncu karşısında bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Geçen sene koçlar “strech 4” yerine “playmaking 4” diye yeni bir terim kullanmaya başladılar. ‘Playmaking 4’ switch sonrası kısa adamlara post up yapabilir, ikili sıkıştırma çizebilir ve pas çevirebilir. Yay çizgisinin üzerinde playmaking 4 yapılabilir ve böylece “drive-and-kick” hücumuna geçilebilir. Mesela Draymond Green ‘playmaking 4’dur. 3 sayı aralığıyla Karl-Anthony Towns, Kristaps Porzingis ve Myles Turner gibi oyuncular ‘playmaking’ pivot potansiyelindeler.

Değişim hızlı oldu ve Ibaka’yı modası geçmiş tarzda bir oyuncu yaptı. Daha kısa oyunculara karşı yüzü dönük oynayabilse de ‘post’ta oynayamıyor. Bir sezonda 100 asistin üzerine bile çıkamadı ve açık alanda oyunu kurarken rahat gözükmüyor.

Ibaka arada bir daha içgüdüsel bir oyunun belirtilerini gösterebilir—köşeye hızlı bir ekstra pas çıkarabilir ya da topla içeri girip topu potaya bırakabilir. Bu takası ve bir sonraki sözleşmesini haklı çıkarmak için bu belirtilerin daha düzenli olması gerekiyor. Ayrıca 3 sayı ortalamasını eskisi gibi %30ların üzerine çıkarması ve, Durant ve Westbrook olmadan da iyi bir şeyler yapabileceğini kanıtlamalı.

Thunder’ın Ibaka’nın yokluğunu hissedeceği zamanlar da olacak tabii. Onun kadar yetenekli o kadar çok oyuncu yok. Sadece 3 sayılık atışları ve çember önündeki caydırı saçmalıkları için bile inanılmaz değerli bir oyuncu. Durant savunmada neler yapabileceğini bize hatırlattı, ama pozisyon pozisyon bakıldığında Ibaka kadar caydırıcı değil.

Oklahoma City’nin Durantsiz power forvet opsiyonlarının hepsinde bir yerlerde bi eksiklik var. Enes ve Ersan ‘perimeter’ bölgesinin savunmasında yeterli değiller. Roberson şut atamıyor, ve Oladipo transferi de Thunder için uzak atışlarda bir dengesizlik getirdi. (Ayrıca Ibaka kadar olmasa da gelecek sezon masrafı yüksek olacak.) Adams’ın 30 ve üzeri dakika süre alacağını varsayarsak Thunder’ın 4 oyuncusu idare eden şutörler olacak.

Ibaka’yı pivota kaydırmak Thunder için her zaman açık alan yaratan bir kozdu, ama artık o yok. Ibaka’nın olduğu kısa beşler- Adams’ın da olmadığı- Golden State serisinin 3. ve 4. maçlarında kendini gösterdi ve Warriors’un ölüm beşlerini geçici olarak çözdü. Böyle bir ligde serilerde 4 maç kazanmak için her pozisyona uygun bir dizilişiniz olmalı. Thunder şekil değiştiren çok yönlülüğünü biraz kaybetti.

Tek bedel bu olsaydı bu takas kesinlikle değerdi. Uzun vadeli büyük kararları playofflarda eşleşeceğiniz rakibe karşı nasıl bir kurguyla oynamanız gerektiği kaygısına göre veremezsiniz. Bunun sorunsuz ve başarılı bir karar olduğuna inanmıyorum.

Atışları sağlam ve görünen o ki her sezon uzak atış yüzdesini geliştiriyor. Bununla beraber Oladipo, Oklahoma City’nin dünya rekoru kıranlarının arasında daha iyi şut atmalı.

Ayrılışı Orlando’da bir boşluk yarattı ve takımın son 4 ayda kaybettiği genç oyuncularından 2 oyuncu oldu. Belki biraz hayal kırıklığı yaratmıştı, fakat 2013 draftını tekrar yapsak yine 5. sıra ve civarında seçilirdi. Orlando’nun kurmak istediğine en yakın isimdi: hem çalışkan hem de savunmaya öncelik veren IQ’su yüksek salon faresi.

Bunun ötesinde bir kimlik keşfetmek her zaman zordu ve daha da zorlaşıyor.  Tobias Harris gitti ve ondan bir kazanç olmadı. Oladipo daha yaşlı bir oyuncu için ayrıldı ve yerine gelen oyuncu daha yavaş ve daha önce yaşadığı sakatlıklardan dolayı yere yakın oynuyor. Channing Frye, C.J. Watson, Jason Smith ve Ben Gordon transferleri fiyaskoyla sonuçlandı ve takımın bir çok yöne doğru sallantıda olduğu izlenimini verdi.

Dibe vurduğunda ve takımın yönünü belirleyecek iyi bir draft belirlemediğinde bazen böyle oluyor. Çok şey deniyorsun ve aslında playofflara kalmak için gittikçe sabırsızlanıyorsun. Şimdi bu Ibaka’nın takımı mı? Ya da Aaron Gordon’un mu? Ya da Payton, o da Ricky Rubio’dan daha mı iyi?

Magic’in Ibaka’nın mükemmel olmasına ihtiyacı var—daha iyi ribaund almalı, hücumda daha etkili olmalı ve ‘3s-and-rejections’ setinde iyi olduğunu göstermei. Bunları yaparsa, sözleşmesini uzatmak kötü bir netice olmaz.

Çember savunması Vucevic’e yardım etmeli, ama bu Ibaka’nın power forvetleri 3 sayı çizgisinin oralarda takip etmesiyle etkisizleşebilir. Her ne kadar yeni koç Frank Vogel en önemli oyuncu dizilişi geleneğine sadık kalsa da Vucevic, Ibaka ve Gordon üçlüsüne yeteri kadar süre vermek çok kolay olmayacak.

Teoride, Ibaka ve Vucevic’in şutları Magic’in Gordon’u kısa forvet olarak oynamasına izin veriyor ve bu onu pick-and-roll canavarına çevirebilir. Ama görünürde Gordon power forvette kalacakmış gibi duruyor, ve kesinlikle Magic Ibaka’yı pivotta deneyecek.

Anlaşma Mario Hezonja’yı sözleşmeli tek doğru kanat oyuncusu olarak bırakıyor. Geçen sezon NBA’e çok da hazır olmadığını gösterdi, birden üzerinde çok büyük bir sorumluluk olabilirdi. Evan Fournier koşullu serbest oyuncularda, ve Magic’in ona ne kadar çok ihtiyacı olduğu göz önğnde bulundurulduğunda, maksimum sözleşme yapmaya bakmalı. Eğer Magic Fournier’in istediğini yapmazsa, Magic’i zor durumda bırakmak için kenarda parası kalan rakip takımlardan biri Fournier’e maksimum sözleşme teklifi yapmalı.

Bu büyük ihtimalle Orlando’nun değişiminde son adım olacaktır. Fournier’in ücreti 5.7 milyon dolar kadar ve bu miktar bu Magic hesaplarında bu kadar düşük olduğu sürece, serbest oyunculara ayıracak 46 milyon dolar civarında paraları olacak. Chandler Parsons ve Batum en gözde hedefleri gibi durabilirdi ama bu söylentiler çok hızlı geçiyor. Fournier dışında sadece bir tane yüksek ücretli serbest oyuncuyla anlaşma imzalarsalar, Ibaka olsa bile Magic’in gelecek sezon da ‘max cap’ hakkı olacak.

Magic Ibaka için çok yüksek bir ücret ödedi—Batum, Dragic, Morris ve Hill için diğer takımların ödediğinden daha fazla. Tüm pozisyonlarda tempolu oyuna ve ‘off-the-bounce’ oyun kurmaya meyilli bir ligde bile 3lük atabilen ve turnike esnasında blok yapabilen uzun oyuncuların kendi bölgelerinde oynayan diğer oyunculardan daha değerli olduğunu iddia ediyorlar. Eğer Ibaka kuvvetini tekrar keşfetmezse, iddiayı kaybedecekler. Çoğu rakip yöneticileri onların zamanında 2. sıradan draftını ayırdıklarında kaybettiklerini düşünüyor.

Belki öyledir. Kesin bir şey varsa bir sene içinde serbest kalacak bir oyuncuyu transfer ederek piyasa seviyesini gereksiz bir şekilde yükselttiler. Ama Ibaka Magic’e beklenenden çok katkı sağlarsa da şaşırmam. Böyle bir şey takası haklı çıkarmakla kalmaz, önyargıların da tehlikeli olduğunu gösterir.


  • Zach Lowe tarafından yazılan yazının orjinaline bu bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler