Röportaj: FIBA Tarih: 26 Haziran 2020
Bir telefon görüşmesinin ilk birkaç dakikasında, kayda alınacak röportaj kısmı başlamadan önce, bir insanın karakteri hakkında rahatlıkla fikir edinebilirsiniz. Goran Dragic için bu ifade oldukça uygun. Sloven efsane, bu aramanın sebebinin Slovenya’nın FIBA EuroBasket 2017’de şampiyonluğa ulaşmasında onun oynadığı rol olduğunu öğrendiği zaman “Tek başıma yapmadım bunların hiçbirini sonuçta” diyor. “Hep birlikte başardık. Tam anlamıyla bir takımdık hatta bir takımdan daha fazlasıydık diyebilirim. Kadroda kimsede egoistlik söz konusu değildi” diye de ekliyor.
The Dragon isn’t done breathing 🔥…just yet. #EuroBasket2017 @Goran_Dragic @kzs_si 🇸🇮
📖 https://t.co/bL8Y5dzcdS pic.twitter.com/ikktd6GaId — FIBA (@FIBA) September 12, 2017
Geçmişe şöyle bir göz attığınızda iki milyon nüfuslu bir ülkenin neden bir “basketbol ülkesi” diye isimlendirildiğini anlayabilirsiniz. 2005’ten beri FIBA EuroBasket turnuvalarının tamamında ilk 16’ya kalmayı başardılar, çeyrek finalleri ise sadece bir kez 2015’te kaçırdılar. Ancak yarı finallere yalnızca bir defa 2009 yılında Polonya’da ulaşabildiler ki bu da onların en büyük başarısıydı. Slovenya’nın yıllar içindeki kadrolarına bakarsanız Jaka Lakovic, Sani Becirovic, Erazem Lorbek, Bostjan Nachbar, Radoslav Nesterovic, Matjaz Smodis gibi birçok isimle rahatlıkla zirveye oynayabilecek takımlara sahip olduklarını görebilirsiniz. “İstanbul’da kazandığımız şampiyonluk, o güne dek yaşadığımız her şeye değdi. Önceki turnuvalarda başa baş geçirip kaybettiğimiz maçlar, tüm şanssızlıklar… Hepsine.” diye açıklıyor Dragic. “Ama ben milli takımla daha da fazla madalya kazanmak isterdim. Oynadığımız büyük maçları düşünürseniz aslında 2017’den çok daha önce o noktaya gelebilirdik. Ancak daha önce hiç 2017 takımındaki gibi bir kimyamız olmamıştı. Hep eksik olan bir şeyler vardı ve koç seçimlerimiz de Igor Kokoskov gibi doğru seçimler değillerdi. 2017’de her şey tamamdı.”
Goran Dragic: Slovenya’nın ejderhası çok uzun zaman önce Triglav’ın zirvesine çıktı