Geleceğin Yıldızları’nda bu haftaki konuğumuz Galatasaray Medical Park’ın 1996 doğumlu Makedon oyuncusu Kristijan Nikolov oldu.
Babası da basketbolcu olan Kristijan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Her şeyden önce çok renkli ve iyi bir karakter olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Zaten bizden kötü adam çıkmaz! 
Oktay Mahmuti zamanında Galatasaray’a Makedonya’dan gelen Kristijan maalesef ki Galatasaray’da oynayamıyor. Bu durum ne zaman çözülecek bilemiyorum ama altyapıda oynamasa bile, Galatasaray A Takımı’nda kendine önümüzdeki sezon veya sezonlarda şans bulacağı kesin.
Türkiye A Milli Takımı hakkında da konuşan Kristijan, tercihinin Türkiye olduğunu söyledi. Bence ilerleyen yıllarda devşirme hakkı Kristijan’dan kullanmalı. A Milli Takım’da da oynayabilecek potansiyele sahip. Galatasaray formasıyla onu izleyemediğim için, antrenman performansına göre de bir yorum yapmak oyunu hakkında bana açıkçası biraz yanlış geliyor.
Çok yetenekli olduğu zaten kesin. U16 Avrupa Şampiyonası’nda Makedonya milli takımıyla 25.9 sayı ortalamasıyla, sayı kralı olan bir oyuncudan bahsediyoruz neticede. Ama eksiği şudur, güçlü olduğu yön şudur demem yanlış olacaktır. Oynadığı ilk maçta onu izleyip, kendisi hakkında bir scouting yazısı da yazmayı düşünüyorum. Diğer oyuncularda (Furkan, Berk ve Doğukan) yaptığım gibi Kristijan hakkında bir değerlendirme yapmak istemiyorum izlemeden. Röportajda hemen hemen her şeyi sormaya çalıştım ve kendisi de içtenlikle cevapladı.
Son olarak, Türkçesi bence çoğu Türk’ten daha iyi. Üstelik 2,5 senedir burada yaşıyor. O konuda da bir takdiri hak ediyor Kristijan… Şimdi sizleri röportajla baş başa bırakalım, umarım beğenirsiniz!
İlk olarak klasik sorumuzla başlayalım. Basketbola senin başlangıcın nasıl oldu?
Basketbola 6 yaşındayken başladım diyebilirim. Babamın basketbolcu olmasından dolayı hemen hemen her maça gidiyordum ve bu sayede basketbola ilgim arttı. Kendi yaş grubumdan büyüklerle oynamam ise basketbolu daha çok sevmemi sağladı.
Türkiye’ye geliş sürecinden bahsedelim biraz. Kaç senedir Türkiye’de yaşıyorsun?
Türkiye’ye gelmemde Bogdan Tanjevic ve Atila Emrullah’ın büyük yardımı olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık 2.5 senedir Türkiye’de yaşıyorum.
Makedonya’yı özlüyor musun?
Tabii kide özlüyorum. Bir anda kendi ülkemden hiç tanımadığım bir ülkeye geldim, bu benim için çok büyük bir değişiklik oldu. En çok da arkadaşlarımı özlüyorum. Kendi ülkemdeki arkadaşlarımın yeri benim için çok ayrı. Kendi ülkende yaşamak gibisi yok…
Peki Türkiye’ye gelişinde Oktay Mahmuti’nin rolü ne oldu?
Beni Galatasaray’a transfer eden saygıdeğer antrenörüm Oktay Mahmuti, gelişimde büyük bir pay sahibidir.
Türkiye’ye alışmakta zorluk çektin mi? Sonuçta yeni bir ülke, yeni bir kültür, yeni arkadaşlar vs.
Tabii ki zorlukları oldu. İlk geldiğimde takımda İngilizce bilen az kişi vardı ama okul yardımıyla Türkçe’yi öğrendim ve geliştirdim. Şanslıydım ki okulda ve kulüpte tanıştığım arkadaşlarımla iyi anlaşabildim ve bana yeterince yardımcı oldular.
Galatasaray’da forma giyemiyorsun. Bu konu hakkında neler söyleyebilirsin?
Yabancı olduğum için federasyondan oynamam için gerekli izin henüz sağlanmadı. Ne zaman sağlanacak, bir fikrim yok. Tecrübe açısından eksiklik oluyor elbette.
Oynayamamak, takımı tribünden izlemek bence her basketbolcuyu kötü etkiler. Seni nasıl etkiliyor?
Tecrübe açısından eksiğim var ama çok iyi oyuncularla çalışıyorum ve sıklıkla A Takımla idmanlara çıkıyorum. Kötü etkilenmemem gerektiğinin bilincindeyim.
En büyük artıların sence neler? Eksik yönlerini kapatmak için neler yapıyorsun?
Şutlarımın ve crossoverlarımın benim için öne çıkan özelliklerimden olduğunu düşünüyorum. Eksik yönlerimi geliştirmek için ise her gün çalışmaya devam ediyorum.
Hedeflerin neler?
Öncelikle tabii ki kendi kulübümün A Takımına çıkmak hedefim. Ardından Euroleague’de en iyi takımlardan birinde oynamak isterim.
Milli takım hakkında görüşün ne? Makedonya milli takımında mı oynayacaksın yoksa Türkiye mi? Bu konuda şu anda bir şey söylemek ister misin?
FIBA’nın kararıyla Makedonya milli takımı için oynuyorum. Türkiye milli takımında oynamak çok isterim ve 18 yaşına kadar FIBA’nın kararına bağlıyım. Umarım ileride Türkiye milli takımı için oynayabilmem mümkün olacak diye düşünüyorum.
Kendi jenerasyonun hakkında ne düşünüyorsun? Kendini nereye koyarsın?
96 Jenerasyonunda kendimi iyi yerde görüyorum ve yaşıtlarımında çok iyi olduğunu söyleyebilirim.
İdolün kim?
Carlos Arroyo’yu kendime idol olarak görüyorum çünkü oyun kurucu olarak ondan çok şey öğrendim.
Türkiye ligi ve Euroleague’i takip ediyor musun?
Evet tabii kide. Tüm lig maçlarını ve Euroleague’i büyük ilgiyle takip ediyorum, izliyorum. Son yıllarda Türkiye’deki basketbol liginin çok üst seviyeye ulaştığını ve en iyi ligler arasında bulunduğunu düşünüyorum.
Okul nasıl gidiyor? Doğa Koleji’nde okuyorsun bildiğim kadarıyla…
Okulum oldukça iyi gidiyor. Arkadaş ortamı çok sıcak. Sadece bu seni tek üzen şey, kaçırdığımız Türkiye şampiyonluğu oldu. Ama seneye daha iyi takım olarak, eksiklerimizi tamamlamış bir şekilde, şampiyonluğu elde edeceğimize yürekten inanıyorum.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Boş zamanlarımı arkadaşlarımla buluşup, güzel vakit geçirerek değerlendiriyorum. Ailemle birlikte vakit geçirmemin ise bana iyi geldiğini söylemeden geçemem.
Türk yemeklerini seviyor musun? Favori yemeklerin neler?
Türk mutfağı gerçekten çok zengin ve lezzet dolu. Tavuk şiş severek yediğim yemeklerden, favori tatlı olarak kesinlikle baklava diyorum.
Son olarak, Galatasaray taraftarına bir mesajın var mı? Onlara neler söylemek istersin?
Bir çok ülkede bulundum ama kesinlikle Galatasaray taraftarı kadar takımına bağlı bir taraftar kitlesi görmedim. Destekleri ve tezahüratları bazen etkileyici, bazen de oyuncuya gaz verici. Dünya’da en iyi ve en coşkulu taraftar olduklarından eminim.
Zaman ayırıp, sorularımızı içtenlikle cevapladığın için çok teşekkürler.
Bu keyifli sohbet ve röportaj için ayrıca ben teşekkür etmek isterim.
Röportaj&Yazı: Can Pelister