Söz konusu Olympiakos maçı da az önce sıraladığım tüm olumlu ve olumsuz faktörlerin bir arada yaşandığı bir karşılaşma oldu. İlk çeyrekteki konsantrasyondan uzak görüntü, ikinci çeyrekteki iyi oyun, üçüncü çeyrekteki felaket performans ve final çeyreği… Koç Zeljko Obradovic’in öğrencileri, sezonun gidişatını taraftarının hayal ettiği noktaya çekebilmek istiyorsa hangi Fenerbahçe’yi oynamak istediklerini seçmek zorundalar. Geçen sezon playoff dönemine yakın bir vakitte oturmaya başlayan oyun karakteri hatırlanırsa, Fenerbahçe savaşmayı hatırlarsa geri dönüşü olmayan bu yol, tarihte belki de bir daha hiç yaklaşılamayacak kadar mutlu sonla bitmeye yakın olabilir, buna oyuncu grubu karar verecek.
Spurs’ün Heat karşısında trajik biçimde kaybedilen final serisi sonrası verdiği reaksiyon malumunuz… Rasyonel düşünmeyi başarabilen Fenerbahçeliler, mevcut Avrupa düzeninde benzer reaksiyonun verilmesinin ve sezonun o denli domine edilebilmesinin mümkün olmadığını elbette biliyorlar. Fakat onlar, takımdan tüm yıl hiç geri atmadan savaşmasını bekledi, dördüncü çeyreğin başında Ekpe Udoh ile birlikte dile getirilen o çığlık, bu beklentinin bir yansımasıydı: ‘’Oyununuzu hatırlayın, nasıl bir takım olduğunuzu hatırlayın, bize bir adım atın, biz size on adım geleceğiz.’’
Yazının psikolojik kısmını geride bırakıp, Koç Zeljko Obradovic’in de birkaçına basın toplantısında değindiği basketbolun fiziksel boyutu ile ilgili birtakım detaylara geçmek ve bir oyuncu, performans çetelesini sizlerle paylaşmak istiyorum, buyurunuz.