.@EuroLeague’de amansız MVP yarışı ve bu yarışın üç ağır topu!

Bireysel istatistikleri

17.1 sayı, 2.1 ribaund, 6.1 asist, 0.8 top çalma

%41.6 saha içi isabet oranı. Maç başına 2.2 üçlük isabeti

2 top kaybı, 16.9 PIR

EuroLeague (@EuroLeague)
EuroLeague (@EuroLeague)

Real Madrid camiasının belki de en sevilen sporcusu Sergio Llull, bu sezon Madrid ekibinin tartışmasız lideri konumunda. Sergio Rodriguez’in takımdan ayrılması, Rudy Fernandez’in de eski günlerinin uzağında olması sebebiyle direksiyonu kayıtsız şartsız eline alan Llull, şu ana kadar gösterdiği performansla bu sorumluluğu son derece başarılı bir şekilde sırtladı. Oynadığı 20 maçta yakaladığı 17.1 sayı ortalamasıyla EuroLeague’in en skorer dördüncü oyuncusu konumunda olan Sergio Llull, aynı zamanda asist krallığında da üçüncü sırada. Takımın birinci skor opsiyonu olmasına, rakiplerin ona önlem alarak sahaya çıkmasına rağmen saha içi yüzdesi ve hücum verimliliği çok iyi seviyede. Yaratıcılık açısından taşıdığı yük göz önünde bulundurulduğunda maç başına yaptığı iki top kaybı gayet kabul edilebilir. Halihazırda ligin asist/top kaybı oranı en yüksek üçüncü oyuncusu olduğunu belirtmekte fayda var. Bu alanda üzerinde sadece Nick Calathes ve Charles Jenkins bulunuyor. Lakin bu iki oyuncunun, özellikle Jenkins’in, taşıdığı yük ve aldığı sorumluluğun Llull ile kıyaslanmayacağını da eklemek gerekir. EuroLeague liderinin ana skoreri ve birinci yaratıcısı konumundayken bunu başarabilmek gerçekten etkileyici.

Yalnızca istatistiklerine bakarak MVP Ödülü’nün en önemli adayı olduğunu iddia etmeyeceğim elbette. Saha içine baktığınızda da bu sezon ne kadar üst düzey oynadığını anlayabiliyorsunuz. Oyun hissi, maç sonlarındaki epik performansları, takım arkadaşları üzerindeki etkisi, etrafındakileri yukarı çekmesi gibi kriterleri de düşündüğümüzde tam manasıyla MVP kalibresinde bir sezon geçirdiğini söyleyebiliriz. Hatta genç yıldız Luka Doncic’in göz alıcı performansında dahi Sergio Llull’un katkısı olduğunu düşünüyorum. Yeri geldiğinde maçların en önemli anlarında bile topu Doncic’e bırakıp, oyunu onun yönlendirmesine izin vererek genç oyuncunun öz güven kazanmasına yardımcı olduğunu gördük Llull’un. Taraftarınız hatta koçunuz bile size yürekten destek olabilir ancak saha içindeki takım arkadaşlarınızın -hele hele liderinizin- size güvendiğini göstermesi, genç oyuncunun öz güveni açısından bambaşka bir şeydir. Özellikle ülkemizde bunun tersini sıkça görürüz. Tecrübeli oyuncular, “Aman bir hata olmasın” telaşıyla gençlerin elinden topu alırlar, ona fazla özgürlük veya karar verme şansı bırakmazlar. Doncic elbette bir süper yetenek ama Llull, “Ben sahadaysam organizasyon benden döner” düşüncesine de saplanıp, kalabilirdi. Bunu yapmadı. Uzun vadede Doncic’e ihtiyacı olduğunu bildiği için yeri geldiğinde sahneyi ona bıraktı. Doğru liderlik, bazen spot ışığının altından çıkmayı gerektirir. MVP seçilirken bakılacak kriterlerden biri de liderlik zaten. Sergio Llull orada da sınıfı geçti.

Sergio Llull – Real Madrid (18-5 / Sırası: 1)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler