Hep orada olan ancak değeri bir süre sonra anlaşılan, aslında değerinin anlaşıldığı süreç içerisinde gelişimini de birkaç adım öteye taşıyan insanlar vardır. Bu insanlar aynı zamanda yaptıkları işte zamanla fark yaratır hale gelip zihinlerdeki değerini daha üst noktaya çekebilir. Tüm bu saydığım özelliklerin basketbol ve sinemadaki en güzel örneklerinden ikisi Pablo Laso ve Alejandro Gonzalez Inarritu.
İkisinin de kariyerlerinin bir döneminden sonra sürekli üst düzey isimlerle çalıştığını, gelişim ve fark yaratma çabalarının hem basketbol hem de sinemada karşılık bulduğunu ve aslında çok da çizgi dışına çıkmadan kitle tüketimine yönelik işlerde küçük dokunuşlarla doğru üretimi yakaladıklarını ifade etmem gerek.
Öte yandan iki isim de çizgi dışı işlere çok yakın olmamaları nedeniyle büyük kitlelere hitap eden kendi çalışma alanlarında insanlar tarafından farklı biçimde konumlandırılmaktan henüz uzak görünüyor. Modern tekniklere hakimiyet, temel üretim teknikleri içerisinde kendi üslubunu yaratma konuları ise hem Laso hem de Inarritu için biçimsel olarak göze çarpan ortak noktalardan ikisi.
Pablo Laso – Alejandro González Iñárritu
Οι Ισπανοί Αντεπιτίθενται
Χρειάστηκε υπομονή, αλλά στο τέλος οι ισπανόφωνοι (επί το ορθότερον) πάτησαν στο Έβερεστ.
Πέρασαν γρήγορα και αναίμακτα το στάδιο της αμφισβήτησης, προσαρμόστηκαν, άλλαξαν δέρμα και στο τελος τα κατάφεραν. pic.twitter.com/JPQaQxHIHZ
— Alain Leroy (@Alain_Leroy_) July 27, 2019