Ergin Ataman: “Ben kenarda koç olarak izlerken ızdırap çektim”

2016 Rio Olimpiyatları Eleme Turnuvası’nın Manila ayağındaki ikinci maçında Senegal’i 68-62 yenerek yarı finale yükselen A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın Başantrenörü Ergin Ataman, maç sonu açıklamasında oynadıkları oyunun hedeflerini gerçekleştirmeye yetmeyeceğini vurguladı.

Ataman’ın maç sonunda kullandığı ifadeler şöyle:

Bu kadar kötü oynayınca kiminle oynarsan oyna zor oluyor. Senegal atletik bir takım, hücumda onlar da çok kötüydü. Ben kenarda koç olarak izlerken ızdırap çektim. Eminim seyirciler de öyle hissetmişlerdir. Bu oyun Olimpiyatlar için yeterli değil. Elimizden geleni yapacağız.

Türkiye, yarı finalde Yeni Zelanda-Fransa karşılaşmasının galibiyle eşleşecek.

5 YORUMLAR

  1. İzleyenlere daha büyük ızdırap oldu. Bu basketbol katliamının sorumlusu ne oyuncular nede (milli takım)koç , tek sorumlu alttan bu kadar çok potansiyelli genç oyuncu gelirken , onların gelişimi için kılını dahi kıpırdatmayan , oynamaları için radikal kararlar alacak dirayeti göstermeyen federasyondur. Elimizdeki malzeme bu. Bu malzemeden başkada birşey çıkmaz , seviyeleri Bobby’i çıkarsak belki eksik Senegal’den Filipinler’den hatta bugün Fransa’ya kök söktüren Yeni Zelanda’dan bile geride.
    Bir diğer sorumluda günü kurtarmaya çalışan kulüplerdir. Mesela düşen ve batan Konya. 30 yaş üstü yabancıları topla , yanlarına 2. lig seviyesindeki Türkleri benche koy , sonuç bu. Uşak , 2 sezondur yabancılarıyla playoff yapıyor , anlamsızca alkışlanıyor , gülünççe takdir görüyor. Türk basketboluna ne katkıları oldu 2 senede ? Koca bir sıfır. Antep , veteran Collaway ve yanındaki yabancılarla nispeten iyi sezon geçirdi. Kadrolarında 1 tane numunelik genç oyuncu yoktu. Türk basketboluna katkıları ne oldu , koca bir sıfır. Küme düşen Telekom , kadrosunda 29 yaş altı oyuncu yoktu. Küme düşen Ted , Ayberk gibi Avrupa’nı en potansiyelli pota altı oyuncularından birini çürüttüler benchte 2 sezon boyunca , ait oldukları 2. lige döndüler. Liste çok uzar.
    İşin özü federasyonun radikal kararlar alması lazım , kulüplerin Türk takımı olduklarını hatırlaması lazım. Kadro kurarken , ben bu sezon Türk basketboluna ne kazandırabilirimi düşünmesi lazım. Koçların elini vicdanına koyup , önce koltuk değil , önce milli takım deyip genç oyuncu kiralayıp , gelişimine katkıda bulunması lazım. Alınacak birkaç basit radikal önlemle , gelecekte çok keyifli milli takımlar izleyebiliriz aslında , ama nedense o hamleler nedense yapılamıyor.

    • nedeni gayet açık arkadaşım…bana dokunmayan yılan bin yaşasın.belki sen ve senin benim gibi düşünenler organize olup tbf yi bu konuda mail yağmuruna tutabilirz bir çözüm olmaz ama en azından bu gidişten memnun olmayan büyük bir kitlenin de olduğundan haberdar olurlar.

  2. Cok iyi ozetlemissiniz, tebrikler. Bu sebeplerle Turkiye’ye gelene kadar nefretle baktigim Ivkovi’e buyuk sempatim olustu. Son yillarda onun kadar alt yapi oyuncusu cikaran TBL kocu yoktur. Keske digerlerine uyabilseler..

  3. Cok iyi ozetlemissiniz, tebrikler. Bu sebeplerle Turkiye’ye gelene kadar nefretle baktigim Ivkovic’e buyuk sempatim olustu. Son yillarda onun kadar alt yapi oyuncusu cikaran TBL kocu yoktur. Keske digerlerine uyabilseler..

  4. MİLLİ TAKIM ÜZERİNE BİR DENEME YAZISI (07.07.2016)
    A Milli Basketbol Takımımız 2016 Rio Olimpiyatlarına katılabilmek için Filipinlerin Manila şehrinde zorlu bir eleme turnuvasına katılıyor. Maalesef turnuvanın ilk maçında Kanada’ya 77-69 yenildik. Açıkçası söylemek gerekirse, grubumuzun ilk maçı olmasından dolayı mı? Yoksa her iki takımda Fransa’yla yarıfinalde eşleşmenin Rio biletine erken veda etmek olduğunu düşünmelerinden mi olsa gerek çok tutuk bir maç oldu. Adeta Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde olduğu gibi penaltılar olsa, her iki ülkede buna razı olacak havayı verdiler. Ancak Kanada’nın uyanmasında ve cesaretlenmesinde maalesef bizim payımız çok fazla oldu. Bütün stratejimiz belki de tek üstün olabileceğimiz bölge olan pota altına top indirmek üzereydi. Maalesef uzunlarımız serbest atışları kaçırmaya başlayınca ve onları destekleyici, rakibin içeriye kapanmasını engelleyici dış atış isabetleri gelmeyince oyunda hamle önceliğini hep Kanada’ya bırakmış olduk. Onlarda elde ettikleri üstünlüğü maçın sonuna kadar devam ettirdiler. Bobby Dixon’(Ali Muhammed)un 0/6 üçlük ve 0/2 ikilik atışları ve top kayıplarıyla iyice oyun dengemiz altüst oldu. Hemen hemen tek skor opsiyonumuz olan Bobby Dixon’un belki de kariyerinin en kötü oyununu çıkarması bize pahalıya mal oldu. Ancak burada tek suçlu Bobby Dixon değil, hatta Ergin Hoca’da değil. En büyük suçlu Türkiye Basketbol Federasyonu ve basketbol kamuoyudur.
    Diyeceksiniz ki TBF’nin bu maçın kaybedilmesinde ne gibi hatası olabilir ki! Evet, iddia ediyorum en büyük hata TBF’de. 2014 Dünya Basketbol Şampiyonası finallerine katılmayı bir teminat mektubu ile(para ile) elde eden Milli Takımımız bir taşla iki kuş vurmanın sevinciyle, 2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası finallerine de eleme grubu maçı yapmadan gitmeye de hak kazandı! Daha sonra bir amorti ile 2016 Rio Olimpiyat elemelerine katılma biletini de aldık. Pekâlâ, TBF her tarafa bu katılım TBF’nin başarısı, lobimiz çok kuvvetliymiş tafraları yaparken asıl bilek gücünün yansıtılacağı saha olan müsabakalar için nasıl bir kadro yapılanmasını hedefledi. Bu kadar turnuvaya lobi faaliyetleri ile peş peşe katılmayı sağlayan Federasyon nasıl oluyor da A Milli Takımımızın ileriye doğru yapılanmasını düşünemiyor.

    Alt yapı Milli Takımlarımızın madalyalar alması çok sevindirici bir durum. Ama asıl mühim olanı bu başarılı gençlerin A Milli takımımıza kazandırılmalarıdır. A Milli Kadın Basketbol Takımımızın altın jenerasyonundan hiçbir sporcu alt yapı kategorilerin madalya almamıştı. Ama Nevriye, Esmeral, Tuğba, Yasemin, Nilay, Birsel, Işıl, Bahar gibi oyuncuların birlikteliği ile A Milli Kadın Basketbol düzeyinde son yıllarda çok büyük başarılar elde ettik(Avrupa ikinciliği, Avrupa Üçüncülüğü, 2012 Londra Olimpiyatları ve 2016 Rio Olimpiyatlarına katılım). Ayrıca altyapı kız basketbol takımlarımızın 2012 ve 2013 yıllarında U20 kategorisinde iki kez elde edilen üçüncülük dışında madalyası yok. Arka arkaya iki kez üçüncü olan o kadrolarda oynayan Olcay Çakır, Ayşe Cora, Pelin Bilgiç, Tilbe Şenyürek şu an A Milli kadın basketbol takımımızın Olimpiyat finalleri kadrosunda yer almaktalar. Bu da gösteriyor ki kadın Milli takımlarımızda bu geçiş, erkek milli takımıza göre potansiyel sayısı az olsa da daha verimli yapılmaktadır. Kendi düşüncemi de eklemek isterim ki; Ayhan Avcı U20 kız takımımızın başında olması çok büyük bir nimet. Şu an U20 kampında olan ve normalde 1996 doğumluların olması daha doğal olan kadromuzda: İnci Güçlü(1999), Meltem Yıldızhan(1999), İlayda Güner(1999), Sevgi Uzun(1997), Melisa Korkmaz(1997) gibi gelecekte en az 2-3 sporcunun A Milli kadın basketbol takımında, ablalarını aratmayacak oyuncular olacağından eminim. Teknik ekibimiz yıllardır bu 5-6 oyuncuyu çok güzel bir şekilde A Milli takıma hazırlıyorlar. Çünkü Nevriye, Birsel, Işıl’ın boşluğunu doldurmak için en az 4-5 sene önce çalışma yapmak gerekiyordu. İşte bu nedenle Ayhan hocamızın U20 takımın başında olması büyük bir fırsat.
    Gelelim Erkek Milli takımımıza, pekâlâ üç-dört yıldır parayla turnuvalara katılmak dışında saha içinde ne gibi başarılar ve uzun vadede planlar yapıldı? Bence tribünlere oynamak dışında pek bir şey yapılmadı. Gençler parayı tercih etmesin, oynayacakları takımlara gitsinler, ümitler ligi kuracağız, kulüpler yabancı sayısının böyle olmasını istiyor… vız vız vız… Bunlar adı üstünde genç ve tecrübesizler. Geleceği detaylıca onlar için planlayacak olan çoğunlukla sizlersiniz. Bu palnlamayı yapacak olan başta TBF olmak üzere, kulüpler ve yöneticilerdir. Bir ülkenin basketbol başarısı sadece Eurcup ve Euroleague’de elde ettiği derecelerle ölçülmez! Biz Sırbistan, Litvanya, Fransa ve İspanya’dan basketbol olarak çok daha başarılı bir ülke miyiz? Bakın Rusya’ya, İsrail’e ne oldu ver parayı dediler ama Milli takımlarının esamesi okunmaz oldu. TBF yöneticileri de her konuşmada Avrupa’nın en iyi iki liginden biriyiz demek dışında başka bir şey diyemiyorlar. İyi ama ülke basketbolunun başarısında kıstas ligi değil, A Milli takımının üst sıralarda yer almasıdır. Retorik yapmanın âlemi yok. Siz ancak kendinizi ve basketboldan anlamayan kişileri kandırırsınız.
    Altyapı erkek Milli takımlarımız son beş yılda; U16 takımımız (2012 şampiyon, 2015 üçüncü), U17 takımımız (2016 ikinci), U18 takımımız (2011 üçüncü, 2012 şampiyon, 2014 şampiyon, 2015 ikinci), U19 takımımız (2015 üçüncü), U20 takımımız (2014 birinci, 2015 üçüncü) toplam 10 madalya almış. Ancak A Milli takımımızda başrol oyuncusu olabilen sadece Cedi OSMAN(1995) var. Sizce burada büyük bir tezat yok mu? Bunun planı ve hesabı yapılmadığı müddetçe, o madalyaların bir anlamı kalır mı? Metecan Birsen, Okben Ulubay, Emircan Koşut, Tolga Geçim, Egemen Güven, Kenan Sipahi, Kartal Özmızrak, Tayfun Erülkü, Metin Türel, Berk Uğurlu, Ege Arar’dan en az birkaç tanesinin şu an devam eden turnuvada A Milli takımı sırtlayacak seviyede başrol oyuncusu olması gerekmiyor muydu? Hani bu isimler Avrupa’nın en iyi kulüplerine ve NBA’e birkaç senede gidecek potansiyeldeydiler. Tek suç bu gençlerin parayı tercih edip, kendilerine uygun kulübe gitmemeleri mi? Hiç mi TBF, kulüpler ve yöneticilerimizin suçu yok. Hani bu gençler geleceğimizdi?
    Genç ve yetenekli bir oyuncu en üst liglerde(BSL, Adriyatik, VTB, Euroleague Lig) oynamadığı müddetçe, gelişimi hiçbir zaman istenilen düzeyde olamayacaktır. Bu sebeple Furkan Korkmaz’ın NBA’de oynamak istemesi de doğru. Çünkü Türkiye’de oynatmıyorsun, Avrupa’da oynatmıyorsun ama ondan Milli takımımızı taşımasını istiyorsun! Tekrar başa dönersek, koskoca A Milli takımımızın en büyük skor opsiyonu sadece Bobby Dixon’sa, ona ve teknik heyete değil ben bunun planlamasını yapamayan TBF’de suç bulmam çok normal değil mi? Üst düzey bir turnuvada tek skor opsiyonuna yapılacak baskı sonrası, çözüm üretemeyecek kadar alternatifsiz kalan bir Milli takım; kontenjan ile on sefer Olimpiyat elemesine katılsa, yirmi sefer Dünya Şampiyonasına katılmış olsa ne olur? Mesele katıldığın turnuvalara bileğinin hakkıyla gitmek ve oralarda üst düzeyde başarı elde etmektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler