Enes Taşkıran: ”Çok önemli bir başarı” (TB Özel) #FIBAU18Europe

U19 Dünya Şampiyonası ve U20 Avrupa Şampiyonasının ardından yaklaşık 15 gün önce de U18 Avrupa Şampiyonasının sonuna geldik. 2013 yılında ‘95 ve ‘96 doğumlu oyuncularımızın kazandığı şampiyonluğun ardından başlatmış olduğu madalyalar zincirini, geçtiğimiz sene de ’96 ve ‘97 jenerasyonuyla devam ettirdik ve kürsünün en üst basamağında yer aldık. Bu sene ise ’97 ‘98 jenerasyonuyla Yunanistan’ın Volos liman kentine gittik ve potansiyelli bir kadroya sahiptik. Orada da hedefimiz madalyaydı. Mustafa Derin’in yönetimiyle bu jenerasyon, 2 sene önce Kiev’deki Yıldızlar Avrupa Şampiyonasında da boy göstermiş ve şanssız bir şekilde çeyrek finalde İtalyanlara mağlup olmuştu. Orada yarım kalan işi tamamlamak için Volos’a giden Genç Milliler, turnuva boyunca müthiş bir efor sarf etti. Finale kadar yükselen Gençler, Yunanistan’a karşı da varını yoğunu sahaya yansıtsa da maçın sonunda, taraftarın da büyük baskısıyla Yunanistan’a cevap veremedi ve Gümüş Madalya ile kürsüde yer aldı. Ancak yine de çok büyük bir iş başardılar. Orada finale kalıp, üstüne üstlük ev sahibi Yunanistan’a karşı maçı son topa kadar getirmek kolay değildir. Daha nice finaller olacak önlerinde. Bana göre bu sadece bir başlangıç. Başta Tüm Staff olmak üzere oyuncularımızı buradan tekrar tebrik edelim ve yürekten teşekkürlerimizi sunalım. Takımımızın da en önemli isimlerinden biri olan Enes Berkay Taşkıran ile keyifli bir sohbet yapma şansı bulduk. Bu yazımda bu konuya değineceğim. Öncelikle röportaj isteğimi kırmayan Berkay Taşkıran’a ve Beşiktaş Jimnastik Kulübüne çok teşekkürler.

{B70BFAD9-FC99-4ADC-BA5E-9D7D514637F2}flexible

Altın jenerasyon olarak nitelendirdiğimiz ’95 ve ‘96 jenerasyonunun bana göre biraz gölgesinde kalan bir jenerasyon, ‘97 ve ’98 jenerasyonu. Yukarıda da kısaca belirttiğim gibi bu jenerasyon, 2 sene önce Kiev’deki Yıldızlar Avrupa Şampiyonasında boy göstermişti ve o turnuvayı 7. Sırada tamamladı. Çeyrek Final karşılaşmasında özellikle Andrea La Torre ve Davide Moretti’nin dışardan yüksek yüzdeyle oynamasına engel olamayıp hem madalya şansını, hem de o dönem düzenlenecek olan U17 Dünya Şampiyonasına katılma şansını kaçırmıştık. Aradan 2 sene geçti ve artık işler değişti. Bu jenerasyonda o yıllardan beri takip edilen önemli oyuncular vardı ve bu oyuncular, kendilerini geliştirmeyi başardı. 2013’teki kadroya göre de birkaç değişiklik yaptığımızı söyleyebilirim.

Sezon içerisine tekrar dönelim. Türk basketbolu olarak yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri Genç Oyuncularımızı üst seviye basketbola enjekte edemememiz. Bunun en büyük nedeni de bu oyuncularımızın aldığı niteliksiz süreler. Bu kadroda yer alan oyuncular ise bana göre çok da kötü bir sezon geçirmediler ama çok daha iyileri de olabilirdi. Takımımızın en çok forma şansı bulan oyuncusu ile başlayalım. Furkan Korkmaz, bu sezon itibariyle oyununu bir üst seviyeye çıkarmayı başardı. Bu kesinlikle Dusan Ivkovic’in sayesinde. Sezon içerisinde hem ligde hem de Euroleague’de forma şansı bulan Furkan, bir üst seviye basketbolda barınabileceğini gösterdi. Bu bizim adımıza sevindirici bir haber. Bir diğer önemli oyuncumuz olan Enes Berkay Taşkıran ile devam edelim. Beşiktaş A Takımında sezon içerisinde 12. Oyuncu olarak görev alan Berkay, zaman zaman yakaladığı şansları olumlu değerlendirdi. Ancak çok daha iyisini yapabilecek kapasitede bir isim. Ömer Faruk Yurtseven ise tüm sezonu çok iyi geçirdi. Özellikle Adidas Next Generation’da gösterdiği performans ile Obradovic’in de dikkatini çeken Ömer, zaman zaman A Takımda da yer almayı başardı ve süreler buldu. Berkan Durmaz, Erkan Yılmaz, Rıdvan Öncel, Arber Berisha, Erten Gazi gibi kadroda yer alan diğer isimlerimizde hem TB2L hem de TB3L’de forma giyme şansı bularak, bir üst seviye basketbola adapte olmaya çalıştılar. Bunlar elbette ki yeterli değil. Tüm takımlarımızın taşın altına elini koyması gerekiyor. Bu oyuncular kesinlikle çok daha fazlasını hak ediyor ve 5 sene sonra çok çok iyi yerlerde olmalarını istiyorsak; çok daha fazla forma şansı vermeliyiz.

{4735E448-FB64-463A-B325-24555437DA63}flexible (3)

Turnuva öncesine dönelim tekrardan. Bu takım ilk olarak Bolu’da toplandı. Bolu bildiğiniz üzere daha çok fiziksel çalışmaların ön plana çıktığı bir kamp dönemidir. Yaklaşık 10 gün burada kamp yapma şansı bulan Gençlerimiz, fiziksel olarak çok daha hazır bir şekilde hazırlık turnuvalarını yolunu tuttu. Hazırlık turnuvaları ile birlikte bu takım neler yapabileceğini göstermeye başladı az çok. Özellikle Letonya’da düzenlenen Baltic Cup, turnuva öncesinde ne durumda olduğumuzu görmemiz açısından çok önemliydi. Bu hazırlık turnuvası öncesinde U19 Milli Takımımızdan gelen Furkan Korkmaz’ın da kadroya dahil olmasıyla birlikte, kadro kalitesi anlamında bir tık daha yukarı çıktığımızı söyleyebilirim. Üstelik Egehan Arna’nın sakatlığından dolayı kadrodan çıkartılmasının ardından. Nitekim de Furkan Korkmaz ile birlikte gittiğimiz Letonya’dan şampiyonluk ile dönmemiz turnuva öncesinde bize umut verdi.

Yunanistan’ın Volos kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonasına bu hazırlık süreciyle giden Millilerimiz, C Grubunda İtalya, Finlandiya ve Rusya ile aynı grupta yer aldı. Turnuvanın ilk karşılaşması bizim adımıza çok zor geçti. 2013’te kaybettiğimiz İtalya karşısında çok zorlu bir mücadele oynayan Millilerimiz, Furkan Korkmaz’ın önderliğinde düşük skor ile geçen karşılaşmadan galibiyet ile ayrılarak turnuvaya galibiyet ile başlamasını bildi. Ardından bizim ayarımızda olmayan Rusya ve Finlandiya takımlarıyla karşılaşan Millilerimiz, sahadan farklı galip ayrılarak 2. Tura yükselmesiyi başardı. Bu turda Furkan Korkmaz, Enes Berkay Taşkıran ve Ömer Faruk Yurtseven’den iyi katkılar aldık. Ancak belirtmek istediğim bir diğer nokta var. Bu turda Ömer Utku Al, Erkan Yılmaz ve Erten Gazi’nin etkisi de bir o kadar fazlaydı ve onları da kazanmayı başardık.

Namağlup şekilde yükseldiğimiz 2. Turdaki rakiplerimiz Bosna Hersek, ev sahibi Yunanistan ve Litvanya idi. İlk Bosna Hersek mücadelesiyle 2. Tura başlayan Milliler, rakibini adeta ezdi geçti. İkinci gündeki rakibimiz ev sahibi Yunanistan’dı. Aslında ben çekişmeli bir mücadele bekliyordum. Ancak hiç de beklediğim gibi olmadı. Hiçbir varlık gösteremediğimiz karşılaşmadan çok farklı bir şekilde mağlup ayrıldık ve hiç beklemediğimiz bir mağlubiyet aldık. Bu maç ile birlikte tehlike çanları çalmaya başladı diyebiliriz. Ancak bir sonraki güne hemen motive olmayı başaran Milliler, zorlu Litvanya karşılaşmasından galip ayrılmayı başarırken bir de Berkan Durmaz’ı kazandı. Furkan, Enes Berkay ve Ömek Faruk’un yanında tüm maç boyunca çok etkili olan Berkan, o maça kadar tam anlamıyla ritmini bulamamıştı. Ancak onun da Litvanya maçı ile birlikte işin içine girmesiyle çeyrek final öncesi biraz daha umutlandık.

{39BA4A68-3B13-4576-B171-0D8A89CAAAEF}flexible

Çeyrek Finaldeki rakibimiz Sırbistan oldu. Ben hiç istemiyordum açıkçası Sırpları. Çok ters bir takımlardı ve ne yapacakları hiç belli değildi. Nitekim de maç çok çok zorlu geçti. Maçın sonuna Sırplar üç sayı önde girse de devreye Berkay Taşkıran girdi ve attığı üçlükle maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada da etkili bir oyun sergileyen Millilerimiz, yarı finalin yolunu tuttu. Yarı finalde ise rakip turnuvanın flaş takımı Bosna Hersek’ti. Hatırlayacağınız gibi grup karşılaşmasında 23 sayıyla yendiğimiz Bosna ile ilk yarı final maçına çıktık. İlk yarıda biraz olsun rehavete kapılan Gençler, 16 sayı geri düştü. İkinci yarı da ise Enes Berkay Taşkıran ve Furkan Korkmaz önderliğinde muhteşem bir geri dönüş yapan Milliler, Bosna’yı adeta sahaya gömdü. Müthiş 2. Yarı performansıyla finalin yolunu tutan Gençlerimiz, 3 sene üst üste Gençler Avrupa Şampiyonası finaline yükselme başarısını gösterdi. Finaldeki rakibimiz ise yine ev sahibi idi. Gruplarda farklı mağlup olduğumuz Yunanistan karşısında maça çok akıllı başladığımızı söyleyebilirim. Furkan Korkmaz ve Enes Berkay Taşkıran’ın yanında 3. Skoreri de bulan Millilerimiz, Barış Ülker ile etkili oldu. Bu şekilde maçı, son periyota kadar 7 sayı ile önde götürmeyi başardık. Ancak son periyotta Yunanistan’ın geri dönüşüne engel olamadık ve sahadan mağlup ayrılarak Gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldık.  Gerçekten ben kendi açımdan kaçan Şampiyonluğa çok üzüldüm, çocuklar kim bilir ne kadar üzüldü. Ancak bana göre bu turnuvada da çok büyük bir iş başardık. Üst üste 3. Kez final oynamak hiç kolay değildir. Daha nice finallere çıkacaklarından bahsettim hep bu zamana kadar. Hepsinin pırıl pırıl kariyerlere sahip olacağına gönülden inanıyorum. U19 Dünya Şampiyonasının ardından, U18 Avrupa Şampiyonasında da en iyi beşe seçilen Furkan Korkmaz’ı buradan tekrar kutlayalım. Ancak ben şuan da Furkan’dan bahsetmeyeceğim size. Evet, Enes Berkay Taşkıran’dan.

{573FD919-BE20-49B6-9049-118E29DC84B3}flexible

Enes Berkay Taşkıran’ın turnuva öncesinde takımımızın önemli isimlerinden biri olacağı konusunda herkes hem fikirdi. Ancak bu kadar üst düzey bir performans sergilemesini çok fazla kişi beklemiyordu. Sezon içerisinde sürekli takip etmeye çalıştım Enes’i. A Takımda 12. Oyuncu olarak forma giyen Enes, aldığı süreleri çok çok olumlu değerlendirmişti. Özellikle Eurocup’ta aldığı süreler boyunca takımına önemli katkılar sağladı. Bu turnuvayla birlikte oyununu bir kat daha yukarı taşıdı. Zaman zaman bir numara bölgede de oynayan Enes, bu pozisyondaki özelliklerini geliştirmesi gerekiyor. Daha iyi bir pasör olduğu zaman ve baskı altında toplu olarak daha rahat çıkıp daha iyi oyun kurduğu zaman çok çok daha tehlikeli bir oyuncu olacaktır. En önemli artısı ise içeriye doğru yaptığı korkusuzca penetreler. 2 sayılık atış yüzdesi %54’tü bu turnuvada. Rakip savunmayı çok iyi okuyan Enes, çembere gittiği anda o doğru kararı çok iyi veriyor. Sorumluluk almaktan hiç çekinmeyen Genç Oyuncu, oyununa istikrarlı bir dış atış eklediği zaman daha komple bir oyuncu olacaktır. Yavaş yavaş Enes Berkay Taşkıran ile gerçekleştirdiğimiz röportaja geçelim isterseniz.

Her zamanki gibi klasik bir soru ile başlamanın doğru olacağını düşündüm ve Enes Berkay’a hazırlık sürecini sordum. Cevabı da şu şekildeydi; ‘’Bolu kampı her zamanki gibi çok tempoluydu. Tüm oyuncular alışmakta çok zorluk çekti. Yoğun bir programın ardından takım olarak çok sıkı çalıştığımızı düşünüyorum. Neredeyse hiç boş günümüz olmadı. Hazırlık turnuvaları olsun, ikili temaslar olsun gerçekten çok zor ve yorucuydu. Hazırlık dönemimiz kısacası bu şekilde geçti.’’

Turnuvaların ilk turları her zaman çok önemlidir. İyi bir hava yakaladığınız takdirde turnuvanın geri kalan bölümü sizin adınıza çok daha rahat geçer. Berkay Taşkıran’a ilk tur gruplarında gelen 3’te 3 sordum ve düşüncelerini şu şekilde bize aktardı; ‘’İtalya maçıyla beraber kazandığımız üç maçın ardından tüm takım daha çok kenetlendi ve daha çok inandı. Gerçekten iyi bir takım olduğumuzu düşünmeye başladık ve turnuvaya çok daha fazla konsantre olduk. İlk turda gelen 3’te 3’ün bize olumlu etkileri bu şekilde oldu.’’

Turnuvaya çok iyi bir başlangıç yapmıştık. Özellikle ilk tur gruplarının ardından gelen Bosna Hersek galibiyetiyle daha fazla havaya girdik. Ancak bir gün sonra oynadığımız Yunanistan maçı bizim açımızdan hiç de iyi geçmedi. Berkay’a bu maçı sordum ve onun cevabı da şu şekilde oldu; ‘’O maç hakkında pek fazla söylenebilecek bir şey yok aslında. Onlar bize oranla maça çok daha fazla asıldı ve çok daha fazla istedi. Açıkçası seyircilerin baskısı da bizi etkilemedi değil.’’

Çeyrek Finaller her zaman turnuvaların en önemli maçlarıdır. Geri dönüşü olmaz ve ufak bir hata ile bütün emekleriniz gidebilir. Sırbistan ile eşleştiğimiz maçta, çok zorlandık. Berkay Taşkıran’ın üçlüğü ile maçı uzatmaya götürdük ve maçı oradan aldık. Enes Berkay’ın o üçlüğü attıktan sonraki düşüncüleri şu şekilde; ‘’İnancımızın sahaya bir yansıması oldu diyebilirim. O pozisyonda benim yerimde kim olursa olsun o şutu sokardı. Ben böyle düşünüyorum. Nedeni ise yine çeyrek finalde elenmek istemiyorduk ve maça çok konsantre olduk. Bunun acısını 2013’te yaşamıştık zaten. O anı kesinlikle unutmayacağım.’’

Yarı Finalde Bosna Hersek ile karşılaştık. 2. Tur gruplarında rahat yendiğimiz Bosna karşısında maçın ilk yarısını 16 sayı geride kapattık. Ancak 2. Yarı ile birlikte müthiş bir geri dönüşe imza attık. İşte o müthiş dönüşün perde arkası; ‘’Maçın devre arasında ilk olarak bizimle Nihat İziç konuştu. Onun ardından Baş Antrenörümüz Mustafa Derin bir konuşma yaptı ve son olarak da biz kendi aramızda bir kenetlenme konuşması yaptık. İlk Bosna maçını farklı kazanmamız bizi negatif anlamda etkiledi. İlk devre bunu fazlasıyla yaşadık. Devre arası ile birlikte kendimize geldik ve sahaya kimliğimizi yansıtmayı başardık. Gerçekten mükemmel bir maçtı.’’

Finalde tekrar ev sahibi ile karşılaştık. Sonuna kadar önde götürdüğümüz maçı kıl payı kaybettik. Maçın bitiş anında neler hissettiğini Enes Berkay’a sorduğumda verdiği cevap şu şekilde oldu; ‘’Eğer kritik bir maçı kaybettiyseniz, en kötü an o maçın bitiş anıdır. Ben ve takım arkadaşlarım gerçekten çok üzüldük. Kupaya bir maç uzaklıktaydık ancak başaramadık. Ancak zaman geçtikçe ne kadar önemli bir iş başardığımızı anladık. Son iki senedir U18 seviyesinde aldığımız Altın madalyaların ardından bu başarı biraz küçük görüldü sanırım. Ancak biz gerçekten büyük bir iş başardık.’’

Bize göre çok çok iyi bir turnuvayı geride bıraktı Berkay Taşkıran. Kendisine de bunu sorduğumda, o da bizimle aynı fikirdeydi; ‘’Her maç daha iyi ritim kazandığımı düşünüyorum ve bana göre çok iyi bir turnuva geçirdim. Her maçta yüreğimi ortaya koydum ve sonuna kadar savaştım.’’

Turnuvaya tek Oyun Kurucu ile gittiğimizden ötürü zaman zaman Enes Berkay Taşkıran’ı bu pozisyonda kullanma ihtiyacı duyduk. Bu konu hakkında Enes Berkay’ın düşünceleri; ‘’Aslında çok zorluk yaşadığım söylenemez. Ancak Oyun Kurucu pozisyonunda çok fazla oynamadığım için alışma sürecim biraz uzun sürdü diyebilirim. Fiziğim gereği Oyun Kurucu oynamam gerektiğinin farkındayım ve bu turnuvanın bana bu konuda çok şeyler kattığını düşünüyorum.’’

Avrupa 2.liği şüphesiz ki çok önemli bir başarı. Bu başarının etkenini sormanın doğru olacağını düşündüm. Enes ise bana şu şekilde cevap verdi; ‘’Takım içindeki arkadaşlığımız gerçekten üst seviyedeydi. Yıllardır birbirimizi tanıyoruz ve dışarıda birlikte vakit geçirmekten çok keyif alıyoruz. Teknik kadromuz ile de çok iyi anlaştığımızı düşünüyorum. Bana göre en büyük etken bu.’’

2013 yılından bu yana Gençler kategorisinde final oynama başarısını gösteriyoruz. Bunun en büyük etkeni Enes Berkay göre şöyle; ‘’Bence daha çok içerilere bakmalıyız. Federasyonumuz çok iyi bir sistem oturtmuş. Gerek çalışma düzeni gerekse de doğru insanların orada olması bu başarıları beraberinde getirdi. Bu etkenlerin fazlasıyla etkili olduğunu düşünüyorum.’’

Son olarak bu jenerasyonun ileride nerelerde olacağını sordum; ‘’Bu jenerasyonda A Milli Takımda forma şansı bulabilecek oyuncular var ve gerçekten potansiyelli bir ekibiz.’’

 

 

1 Yorum

  1. Çocuklarımızı ve idari kadroları Uluslarası şampiyonalarda kazandıkları başarılardan dolayı tebrik ederiz.Altyapı Milli takımlar düzeyinde senelerdir üst üste kazandığımız madalyalardan sonra A Milli takımımızda hali hazırda tam olarak hazır olan bir oyuncumuz yok maalesef.Yıllardır üzerinde durulan altyapı milli takım oyuncuları,EBBL gibi ve/veya 2.,3.liglerde yeterince süre almadan sadece ”milli olmuş etiketleri var” diyerekten bazı yayın organlarının ve menejerlerin işbirliğiyle direkt olarak kendi A takımlarına çıkarılıyor hatta A milli takıma bile direkt alınabiliyorlar.
    Bu çocukların çoğunun Yetişkin Liglerinden herhangi birinde insiyatif kullanarak basketbolun savunma,rebound,top çalma,asist ve skor dahil tüm gereklerini eksiksiz yapmadan ve hiçbir deneyim yaşamadan üst seviyelerde başarılı olmaları genel kaide olarak mümkünmüdür??? Eğer mümkünse Amerikalılar neden 21-22-23 yaşlarına kadar eğitimleri ile paralel bir şekilde NCAA 3 farklı aşamalarda oynatarak o aşamalardan seçip alıyorlar??? Biz Amerikalılardan daha mı iyi biliyoruz???Daha iyi biliyorsak neden A milli takımızı neden 10 senedir tam olarak hazır oyuncularla yenileyemedik???

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler