NBA’de ilk kez tüm birinci sıra oylarını alarak MVP Seçilen Stephen Curry, Golden State Warriors’ın 2008 ve 2010 yıllarında sırasıyla Anthony Randolph ve Ekpe Udoh seçimlerinin arasında bir draft seçimiydi. Curry ve Golden State Warriors Larry O’Brien kupasını art arda ikinci kez kazanmak için uğraşırken, Randolph ve Udoh NBA’de dolaşmaya başlamadan ve yurt dışı deneyimlerinden önce Warriors formasıyla 96 kez sahaya çıktı ve aniden NBA’in en gözde boşta olan oyuncularından oldu.
Udoh geçen yaz Avrupa’ya gelerek YouTube videolarından öğrendiği, Türkiye’nin dev kulüplerinden, Fenerbahçe ile bir sezonluk anlaşma yaptı. “Durumdan pek haberim yoktu ama çılgın taraftarlar ve sürekli bağıran bir koç vardı videolarda. Bu zorlu tecrübeyi dört gözle bekliyordum.”
Koçu, “ZelGOD” lakaplı Zeljko Obradovic, Avrupa’nın en yüce efsanelerinden olup birçok kez Euroleague şampiyonluğu kazanmış ve genelde ateşlenen öfkesi ve kenardaki heyecanı ile biliniyor.
Bunların hiçbiri Udoh’u korkutmadı.
“Herkes ona saygı duyuyor ama öyle bir noktaya geldi ki oyuncular o bağırırken göz teması yapmaktan kaçınıyor. Bunu daha önce hiç görmemiştim. Bazen sadece bizim nasıl tepki vereceğimizi görmek için bağırır — şaka yapamıyorum ve aklımdan geçenleri her zaman söyleyemiyorum ama takım içindeki havayı iyi tutmam gerekiyor ve aralarda çok şaka yapıyorum. 10 ay boyunca sessiz kalsam delirirdim ama Koç benim hem saha içi hem de saha dışında kendim gibi olmama izin veriyor. İnsanlar onun iyi tarafına nasıl denk geldiğime dair bir fikirleri olmadığını söylüyor ama iyi bir bağ geliştirdik. O benim kariyerim için doğru koç.“
Udoh bu yıl dev gibiydi ve 53 blokla Euroleague’de bir sezonda en çok blok rekorunu kırdı. Eski NBA oyuncularından Pero Antic, Jan Vesely ve Luigi Datome, Phoenix Suns yolunda olan Bogdan Bogdanovic ve Euroleague şampiyonu Ricky Hickman gibi yıldızlar ile dolu bir takımda oynuyor. Yine de takımının 12.4 sayı ortalaması ile en skorer oyuncusu oldu.
Bu sezon Euroleague’in en iyi ikinci beşine seçildi. CSKA Moskova takımına karşı tırnak kemirmesine sebep olan bir uzatma sonucunda gelen mağlubiyette 16 sayı ve 11 ribaund ile etkileyici double-double performansı gösterdi.
Haberlere göre Fenerbahçe Udoh ile uzun soluklu bir sözleşme imzalamak için uğraşıyor fakat o NBA’den gelecek ilgilerden önce bir söz vermeyecek. “Fenerbahçe ile iyi bir sezon geçirdik ve buradaki sevgi muhteşemdi ama NBA’de tekrar oynamak istiyorum. Oturup geleceği düşünmek için fırsatım olmadı; bu sezon bittikten sonra değerlendireceğim bir şey.”
Louisiana State Üniversitesi’nin kolejde bir sene oynadıktan sonra NBA yolunu tutan ürünlerinden biri olan Randolph da Avrupa’da başarılı oldu. Rus takımı, Lokomotiv Kuban İspanyol devlerinden Barcelona’yı playofflarda Randolph’un dördüncü maçtaki etkileyici performansıyla 3-2 ile geçti ve Kuban’a tarihinin ilk Eruoleague Final Four heyecanını yaşattı.
Randolph Euroleague’in en iyi ikinci beşine seçildi—ligde skor sıralamasında 14.5 sayı ortalamasıyla altıncı sırada yer aldı, takımının top çalma (1.3) ve blok (0.9) ortalamalarında lideriydi ve 5.8 ribaund ortalamasıyla ikinci sıradaydı. Randolph kazançlı bir hamle oldu ve NBA’in ilgisini çekti. Değeri $2 milyonun üzerinde ve ismi yurt dışındaki birçok büyük takımlarla anılıyor.
Bleacher Report, Randolph ve Udoh ile GSW geçmişleri ve Stephen Curry’nin halen normal bir insan olduğu günleri konuştu.
BR: Stephen Curry ile ilgili ilk düşünceleriniz ne idi? Onu ilk kez oynarken gördüğünüz anı hatırlıyor musunuz?
AR: Öncelikle çok iyi bir çocuktu. Onun inanılmaz bir yetenek olduğunu ve çok çalıştığını görebilirdiniz. Onu ilk kez draft edildikten sonra antrenmanda kendi aramızda oynarken izledim. Çok güvenli gelmişti ve muhteşem görünüyordu. Şimdiki gibi o orta sahadan attığı o şutları atmıyordu. Onların hiçbirini yapmadı, ama her zaman çok iyi bir şutu vardı.
EU: Çok alçak gönüllü biriydi. Onu ilk kez kolej yıllarında Davidson Üniversitesi’nde oynarken izledim. Sanırım onunla Michigan’dayken oynamıştım, her zaman gözler üzerindeydi. Aynı oyuncu değil çünkü şimdi orta sahadan basketler buluyor ama çok benzer çünkü NBA’in de kolejde yaptığı gibi tozunu attırıyor. LeBron James hala NBA’de fakat Steph Curry tartışmasız ligin en iyisi.
BR: Daha önce kendinize “Bu adam bir gün All-Star olacak.” dediğiniz ya da potansiyelinden şüphe duyduğunuz bir an oldu mu?
AR: Steph’in bu noktaya geleceğinden şüphem yoktu. Geldiği ilk günden beri yetenekleri ve çalışma etiği All-Star diye bağırıyordu.
EU: Sağlığına kavuşunca, onun mükemmel olacağını anladım. Yılı tam olarak hatırlamıyorum ama sakatlıklardan kurtulduktan sonra, sezon öncesi bir maçta inanılmazdı ve hatta bununla ilgili bir Tweet atmıştım. Muhteşem olma yolunda işaretler veriyordu fakat sakatlıklar yaşadı. Bunları çözdüğü için çok mutluyum; hepsine değdi.
BR: NBA’de sizi draft etmesini beklediğiniz, hayalinizde bir takım var mıydı?
AR: Los Angeles’ta büyüyen biri olarak, her zaman Lakers ile olmak istemişimdir ama NBA’de olmak ve hayalimi gerçekleştirmek için pek fark etmiyordu.
EU: Benim için hiç fark etmiyordu. Sadece NBA’de olmak istiyordum.
BR: “NBA’e hoşgeldin” anınız neydi?
AR: Muhtemelen yeşil oda, David Stern ile ilk kez karşılaştığım yer. Elini sıkmak benim için büyük bir andı.
EU: Benim için sakatlıklar yüzünden yavaş bir başlangıç oldu ve ligin ikinci yarısına kadar oynayamamıştım ama sadece benchte olmak, TV’de gördüğüm adamları izlemek ve Kobe Bryant’a karşı oynamak—her şeyi açıklıyor.
BR: En iyi ve en kötü NBA anlarınız ne idi?
AR: En iyisi muhtemelen T-Wolves ile Dallas’taki maçımdı. (2011; Mavericks 104-96 T-Wolves) İlk beş başlayıp 31 sayı atmıştım. Benim için çok özeldi. En kötüleri? Muhtemelen LeBron ve Kobe’nin üzerimden smaç vurması. Tam hatırlamıyorum ama eminim daha çok vardır.
EU: En iyi anım Clippers’ın Spurs’ü elediği playoff serisiydi çünkü ilk kez ilk turu geçmiştik. En kötüsü ise muhtemelen Clippers için hiç oynamamaktı. O sezon benim için zordu. Ayrıca NBA’den ayrılmak da zordu. Ocak ayında nerede olduğumu kabul ettim. Eylül’de Türkiye’ye geldim, fakat Pero Antic dışındaki tüm oyuncular milli takımlarda olduğundan tüm kondisyon antrenmanlarını yalnız ikimiz yapıyorduk. Ailemin yanımda olmaması, boş bir eve gelmek—bildiklerim bunlar.