Thunder yoluna devam edecek. Organizasyon Seattle’dan Thunder’a taşındığı günden beri bugün için plan yapıyordu. Durant’ın gitmesi için değil – kalması için.
Thunder en üst seviyeye birlikte çıkacak genç bir çekirdek kurmak için çalışıyordu. 2007’de Durant ile başladı, 2008’de ekibe Westbrook ve Serge Ibaka katıldı en son da 2009’da James Harden eklendi. Bugün, yalnızca Westbrook duruyor.
Thunder NBA’de eşine rastlaması güç, yıllardır simsarlığı yapılan küçük marketin büyük takımıydı. Ligin mesajı açıktı, iyi yönetim ve kendini adamış bir mülkiyet ile bir takımın başarılı olmak için herkes tarafından bilinen bir posta kodu olmasına gerek yoktu.
Şimdi ise Westbrook’un serbest kalmasına bir yıldan az bir süre kala Thunder profesyonel sporların acımasız dünyasında toprağa gömülme gerçeğiyle karşı karşıya. Bu noktadan sonra seçeneklerini değerlendireceklerini söylüyorlar ancak ilk hamle organizasyonun anahtarlarını Westbrook’a uzatmak ve uzun süreli bir anlaşmayı kabul etmesini ummak olacak. Eğer o da Durant gibi serbest oyuncu olmayı deneyeceğini söylerse, Westbrook’u takas etmeyi düşünmeye başlamak zorundalar.
Olay her zaman Durant’in ikna edilmesinden ibaretti. Anlık kararlar, örneğin 2013’te bir gece sadece “içinden geldiği” için sevgilisi Monica Wright’a evlenme teklif etmesi veya 2010’daki sözleşmeyi imzaladığında daha sonra oyuncu opsiyonu koymadığı için pişman olması; bu karar geçmişi Durant’in görüşmelerini OKC için tehlikeli yapıyordu.
Ancak o organizasyonun ta kendisiydi ve OKC riski alacaktı. Öte yandan Westbrook hakkında farklı düşünüyorlardı. Şubat’ta bir kaynak Durant’in ayrılışının Westbrook’u kalmak için daha azimli yapacağını söylemişti.
Durant’in ayrılışı yıkıcı bir hamle, ancak Thunder değişikliğe pek de yabancı değil. – Senelerdir başlarında olan kötü şans ve trajedilerle. Westbrook, Durant ve Serge Ibaka’nın sakatlıkları çok umut veren sezonları raydan çıkardı. Durant bu kaçan fırsatlarla ilgili her zaman rasyonel yaklaşıp hemen olayları gösterirdi. 2016 Playoff onların şansıydı, takım playoff için tam olarak sağlıklıydı. Durant, şampiyonluk veya fiyasko ihtimalini önemsiz gördü, ancak olan da tam olarak buydu.
67 galibiyetle gelen Spurs’ü geçtiler ve 73 galibiyetli Warriors karşısında 3-1 öne geçtiler. Thunder altıncı maçı evinde oynadı, karar anı, tünelin sonundaki ışık gözükmüştü. Altı dakika kala yedi sayıyla öndeydiler. Üç dakika kala üç sayıyla.. Sonuçta 108-101 kaybettiler. Son çeyrekte Durant (1/7) saha içi isabet ile yalnızca dört sayı üretti, iki kritik top kaybıyla beraber… Thunder yedinci maçta Oracle Arena’da kaybeden taraf oldu.
Thunder Warriors’ı güçsüz hale getirmişti, Adams’ı tekmeleyen Draymond Green başına dert açacak ceza puanlarını toplamıştı. NBA Finalleri’nde bir kez daha agresiflik gösteren Green, beşinci maç için ceza almıştı. Ardından Cleveland altıncı ve yedinci maçları kazanarak tüm evreni şok etti.
Kaybeden taraf, The Warriors Durant’a satacağı bir hikayeye sahipti artık: “Sen olsaydın, bu asla başımıza gelmezdi.” Çünkü Green’in yumruğu, LeBron’un efsanevi bloğu ve Kyrie Irving’in son maçta sapladığı hançerle birlikte Warriors birden bire tüm zamanların en iyi takımı değildi artık. Yardıma ihtiyaç duyduklarını iddia edebilirlerdi.
Ah ve ayrıca lojistik bir kötü şans da vardı. Yeni televizyon parasının gelmesi ve ligin oyuncularla birlikte doğru düzgün bir süreçte anlaşamaması ücret sınırını astronomik bir seviyeye getirmişti, bu da Warriors’a Durant kalitesinde bir oyuncuyu çekirdeklerini bozmadan kadroya ekleme fırsatını vermişti.
2011’de yaşanan lockoutun bunun gibi bir takımın ortaya çıkmasını engellemesi gerekiyordu ancak yeni ücret tavanı bunun oluşmasını sağladı.
Thunder’ın yanlış adımlar attığı da yadsınamaz bir gerçek. Harden takası daha da gündeme gelmeye başlayacak. Şampiyonluk şansı, çok değerli bir şey.
Thunder’ın Pau Gasol -2014’te büyük ölçüde şehirden dolayı Chicago’yu tercih etti- gibi bir serbest oyuncuyu takıma katamaması Durant’ı kızdırmıştı. Gasol olayından sonra özel konuşmalarda “Kimse OKC’de oynamak istemiyor.” demişti. Durant çoğu zaman Presti’ye daha fazla veteran oyuncu almaları gerektiğini söylüyordu, Thunder’ın ikinci bir dalga olarak genç oyuncular yetiştirmesinin playoffta kazanmak için doğru formül olmadığına inanıyordu.
Ancak tüm bunlara rağmen, Thunder profesyonel sporlardaki en sürdürülebilir ve başarılı takımlardan birini yarattı. 2012 yılından beri (Harden’dan sonra) NBA’de Spurs dışındaki tüm takımlardan daha fazla maç kazandılar. Son altı konferans finalinin dördünde isimleri vardı. Orta sıralarda olup, playofflara kapağı atmak isteyen bir takım değillerdi.
Güçlülerdi…
Değişimle birlikte bile her zaman inşaata devam edecek şekilde pozisyon aldılar. Etkileyici bir draft gecesi takasıyla Victor Oladipo’yu kadrolarına kattılar –Durant’in arkadaşlarına hayranlıkla bahsettiği bir hamle- Durant’i tutma ihtimallerini en yükseğe çıkaracağına inandıkları bir planı hayata geçiriyorlardı. Bir yıl önce Durant geri döneceğini söylemişti. Bu senenin playofflarından önceydi. Thunder 67 galibiyetli Spurs’ü geçtikten sonra Warriors’a karşı 3-1 öne geçti. Thunder’ın söylemi netti: “Kal ve başladığın işi bitir.”
Son birkaç yıl Durant medya ile kafa kafaya geldi. Her şey 2015 All Star’da Brooks’u korumak için yaptığı konu dışı yorumla başladı ve Durant’in bu sezon başında medyayı Kobe Bryant’a olan tutumlarıyla ilgili fırçalamasına kadar geldi. Durant yorumlarına olan bakış açısına sinirleniyordu. Mesajının ulaşmadığını ve yanlış anlaşıldığını düşünüyordu.
Bazıları bunu Durant’in “annenizle tanıştırabileceğiniz süperstar”’dan bir kötü adama dönüşümü olarak gördü. Herkes aynı soruyu soruyordu: Değişti mi? O bu fikri reddetti. Aynı kişi olduğuna yemin etti, yalnızca daha yaşlı, akıllı ve olgun.
Mektubunda bunun yeni bir mücadele, evrimindeki yeni bir adım olduğunu söylüyor.
Collison ve Westbrook ile olan görüşme Durant’in geri dönebileceği umudunu verdi. Thunder ile ilk görüşme pozitifti. Durant’in yakın çevresinden gelen mesaj – ve söylediği ve yaptığı her şey- onun Oklahoma City’de kalmaya yöneldiğini gösteriyordu.
-Peki değişen neydi?
-Kendisi…
Değişen neydi? Kendisi…