Özel olarak Durant, Warriors ve Curry etrafındaki basın ilgisinden rahatsız oluyordu, Warriors’ın nasıl bir anda ligin “poster çocuğu” olduğuyla ilgili şakalar yapıyordu. Arkadaşlarına Warriors’ın hiçbir şeyi yanlış yapmıyormuş gibi gösterildiğini söylüyordu. 2014-2015 sezonuna cehennemden geldi, MVP sezonunun ardından ayağından üç ameliyat geçirdi. Curry o olmalıydı. Ligi domine eden ve Lebron James’i yenmeyi başaran altın çocuk. Ancak bunun yerine o rehabilitasyonda Curry’nin MVP ve şampiyonluk kazanmasını izliyordu.
Durant’in yıldızı kaymıştı, bu onu rahatsız eden bir şeydi. İkinci olmaktan sıkıldığını söylüyordu. Ligdeki yerini sağlamlaştırdığını düşünüyordu ancak yavaş yavaş konuşmalardan kaymaya başlamıştı.
“Eğer en iyi oyunculardan bahsedersek” Durant, normal sezonun bitmesinden sonra konuşuyordu. “Benim ismim bugün hala o konuşmada geçmiyor. Ancak ben kendimi kanıtladığımı düşünüyorum, ne dediğimi anlıyor musunuz?”
Son iki imza ayakkabısı KD7 ve KD8 iyi satmadı. Forma satışları düştü. Durant hiçbir zaman pazar payı ile uğraşmadı ancak onun etrafındakiler bunu yapmaya başlamıştı. “Toparla kendini” diyorlardı.
Durant’in Oklahoma City Brickstown’da bulunan restoranından Chesapeake Energy Arena’ya yürümek yaklaşık on beş dakika sürüyor. Bayıltıcı kadar sıcak bir Pazartesi gününde birçok Thunder taraftarı ise bu yolculuğu son kez yapıyordu. Neon tabelaların altında fotoğraf çektiriyor ve Presti’nin Durant’i altından yürütmeye çalıştığı o fotoğrafın son birkaç resmini çekmek için Arena’ya gidiyorlardı.
Durant’ın kararıyla ilgili haberler çıktıktan saatler sonra bir aile yürüyüş sonası otoparka yürüyordu. Yaklaşık 10 yaşlarında genç bir çocuk, Thunder şapkası ve Durant formasıylaydı. Gözyaşlarından utanmış bir şekilde şapkasıyla gözlerini kapattı: “Anlamıyorum anne. Neden gitti?”
24 saatten az bir süre sonra turuncu ve sarı bir taşıyıcı resmin altındaydı ve bir arena görevlisi yavaşça Durant’in fotoğrafını camdan sildi. Westbrook ve Adams arasında boş, geniş bir delik kalmıştı.
Olaydan sonra Oklahoma’da kafalar karışıktı, çünkü Durant gidecek gibi biri değildi.
Sevgiden ve bağlılıktan bahseden oydu.
Takım arkadaşlarına dergi kapaklarında ona katılmasını söyleyen oydu.
Mahalleden küçük çocuklarla bilgisayar oyunları oynayan oydu.
Stillwater’da futbol oynamak için rastgele ortaya çıkan adam da oydu. Beş yıllık kontrat imzaladıktan sonra bağlılığını gösteren ve organizasyonu stabilize etmek için oyuncu opsiyonunu koydurmayan da oydu.
2013’te OKC Metro Bölgesi’nin kasırga tarafından yerle bir edilmesinden 24 saat bile geçmeden bir milyon dolar bağışlayan adam oydu.
Altı yıl önce bunu tweetleyen oydu:
Oklahomalılar nerede yaşadıklarını biliyorlar. Algının farkındalar. Kim burada oynamak ister? Neden burada bir takım var ki? Burası stereotiplere hassas olan küçük adamların eyaleti ancak burada diğerlerinin aksine bitmek bilmeyen bir optimism var.
Birçoğu Durant ile ilgili en kötü şeyin olmasından korktu –çünkü neden burada kalsın ki?- ancak kendilerini onun farklı olduğuna inandırdılar.
Durant Oklahoma City’e yeni bir kimlik verdi. O büyüdükçe, şehrin yapısı da büyüdü. Petrol ve gaz endüstrisi geliştikçe, Durant ve Thunder da gelişti. Paris veya Pekin de 35 Numaralı bir Durant forması gördüğünde yerlilerin göğsü kabarıyordu. Durant bu bölge için evrensel skalada bir elçiydi ve onları temsil ediyordu.
Durant Oklahoma’nın değerlerini taşıyordu; alçak gönüllülük, mavi yaka mantalitesi, kibarlık. Serbest kalması yaklaştıkça yabancılar Oklahoma Cityliler’e Durant oradan gitmek için sabırsızlanıyordur diye sataşıyordu ancak yerliler şöyle cevap verirdi: “Hayır Kevin değil, o öyle biri değil.”
Petrol ve gaz endüstrisi geçtiğimiz yıl işsizliğin tüm büyük firmaları etkilemesiyle bel verdi ve şimdi Kevin Durant gitti.