Wisconsin ile iki sene üst üste Final Four’a kalan, geride bıraktığımız sezonda da Final maçına kadar yükselen Sam Dekker’in değerini kendisine benzer karakterdeki oyuncuların NBA’de beklentileri aşma trendi içinde olması belirliyor. Kolejde oyunun hemen her alanında iyi ama hiçbirinde elit olmayan Jimmy Butler, Chandler Parsons, Gordon Hayward gibi isimler NBA’de kısa sürede beklentilerin çok üstünde oyunculara dönüştüler. Dekker de tıpkı bu isimler gibi kanat pozisyonunda oynuyor ve oyunun hemen her alanında ortalama üstü. Atletizmi elit değil ama iyi, pozisyonuna göre uzun boyunu da kullanarak hem rakiplerinin üstüne giderek bitirme konusunda başarılı oluyor, hem de savunmada önemli katkı verebiliyor. Hücumunda gayet iyi temel bilgiler sergiliyor, hem sırtı dönük hem de yüzü dönük hücum edebiliyor. NBA’de kolejdeki gibi fiziksel avantajları olmayacağı için bu beceriler nasıl bir dönüşüm yaşar bilinmez ama eğer oyunundaki en büyük zayıflık denebilecek top kontrolünü geliştirirse bu silahlarını aktif hale getirebilir. Şutu var ama henüz keskin değil. Her şeyi yapabilen bir oyuncu olarak riski düşük bir oyuncu ama hiçbir şeyde elit olmadığı için onu yüksek sıralardan seçmek biraz fazla iyimser bir hareket olabilir.