Dimitris Itoudis Röportajı (TB Özel)

13 yıl boyunca Zeljko Obradovic‘in Panathinaikos‘ta asistan koçluğunu yapan Dimitris Itoudis, Banvit‘e gelişinin ardından ilk kez sitemize konuştu. Banvit-TÜBAD turnuvasında röportaj isteğimizi kırmayan Yunan koç, Obradovic’le olan ilişkisinden, Banvit organizasyonuna ve yabancı sınırlamasına kadar sorularımızı yanıtladı.

Özellikle de, “Sahada 3 yabancı, 2 Türk” kuralına net bir şekilde karşı olduğunu ifade eden Itoudis, bu kuraldan dolayı bazı oyuncuların şımardığını ve yeteri kadar çalışmadığını ifade etti. Banvit altyapısındaki genç yeteneklere de dikkat edeceğini belirten Itoudis’in açıklamalarıyla sizleri baş başa bırakalım…

Obradovic Panathinaikos’tan ayrıldıktan sonra herkes sizin Panathinaikos’ta koç olarak veya Obradovic’in yardımcısı olarak yine devam edeceğini düşünüyordu. Fakat şu anda her ikisi de gerçekleşmedi. Bu sizin tercihiniz miydi?

Hayır, koşullar buna izin verdi… Panathinaikos’tan ayrıldığımız yazdan konuşacak olursam, elbette bende orada devam etmek istedim. Ancak takımın sahibi ben değilim. Panathinaikos’un başkanıyla birkaç görüşmemiz oldu ve ortak noktayı bulamadık. Neticede devam etmedim. Panathinaikos benim için kariyerimin en iyi bölümüydü. Orada hayatımın sonuna kadar konuşacağım arkadaşlar edindim. Profesyonel ilişkinin yanında Zeljko ile çok iyi bir arkadaşlık kurdum. Benim buraya gelmemi sağlayan kişi o ve en iyi arkadaşım. Kızımı vaftiz etti. Bunlar benim Panathinaikos yıllarımda unutamayacağım anlar. Zeljko ve Panathinaikos’un sahiplerine minnettarım. Onlar bana şans verdi ve bir arada birçok güzel şey yaşadık. 

Yunan basınında Banvit’le anlaştıktan sonra Zeljko Obradovic’le aranızın iyi olmadığı konusunda dedikodular çıkmıştı…

Burada spekülasyonları, dedikoduları cevaplamak için değilim. Zeljko ve benim aramda olan şey; aile ilişkisi. Profesyonelliğin dışında çok iyi arkadaşız. Banvit’ten telefon gelir gelmez aradığım ilk kişi Zeljko’ydu. Bu sizin için bir şey ifade ediyor mu, bilmiyorum. Ona görüşmeye gideceğim konusunda bilgilendirdim. Zeljko ile benim ilişkim çok açık. Burada da (İstanbul) zaten buluştuk… Benim yazlığımda da yine vakit geçirdik. Herkes istediğini yazmakta özgür. Benim çirkin, siyah olduğumu yazabilirsin. Bu sana kalmış.

Buraya beni getiren Banvit yöneticilerine de teşekkür ediyorum. İstanbul’da bir görüşme yaptık ve bana çok iyi davrandılar. Bana uzun süreli ve büyük bir projeyle geldiler. Banvit ailesine tekrar teşekkür ediyorum ve umarım onları başarıya götürme konusunda yardımcı olabilirim. 

zeljko_Obradovic-dimitris_itoudis_jordan_makarof

Panathinaikos’ta normal bir asistan koç gibi değildiniz. Bazı maçlarda hatta koç gibiydiniz. Bu sizin ilk baş antrenörlük deneyiminiz olacak…

Hayır, ilk değil. Bunu belkide Türkiye’de ve Avrupa’da röportajdan sonra duyan veya bakacak olan ilk kişi olacaksın. İlk olarak dediğin gibi Panathinaikos’ta Zeljko sayesinde normal bir asistan koç değildim. Ona minnettarım ve onun sayesinde şu ana kadar sahip olduğum kariyere sahip oldum. Ondan birçok şey öğrendim. Bana çalışmam, daha iyi bir insan ve daha iyi bir koç olmam için gerekli alanı verdi. Birçok iyi oyuncuyla çalışma şansına sahip oldum. Bu da benim kariyerimde bana yardımcı oldu. Bana birçok sorumluluk verdi ve ben asistan koç olarak değil, koç olarak büyüdüm. 

Ben, Yunan liginin en genç koçuydum. 26 yaşındayken PAOK’u çalıştırdım. 95-96 sezonuydu. Peja Stojakovic, Branislav Prelevic, Boudouris gibi oyuncular benim çalıştırdığım takımdaydı. Koçun görevine son verildikten sonra son 3 ay bu takımı çalıştırmıştım. Ardından ikinci ligde MENT ve Filippos takımlarını da çalıştırdım. Sonra zaten 13 yıl boyunca Zeljko ile birlikte Panathinaikos’ta çalıştım. Bana basketbol bilgimi göstermem için gerekli her şeyi hazırladı. Beni takımın çok önemli bir parçası yaptı. Rolüm bir asistan koçtan açıkçası farklıydı. Zeljko’ya teşekkürler.

Panathinaikos ve Banvit. İki çok farklı takımlar… Farklı hedefler, farklı taraftar desteği. Banvit’te Panathinaikos’a göre daha az baskı olacağı kesin. Burayı seçmenizde baskının daha az olması bir faktör müydü?

Şakalaşırken Zeljko bana, “Dinle, ben bir tercih yaptım ve Fenerbahçe geçtiğimiz sezonu 5. Bitirdi. Eğer 4. Olursam, bu büyük bir başarı olacaktır. Senin takımın 2. Bitirdi ve başarı sayılman için ligi kazanman gerekecek. Yani sende benden daha fazla baskı var” dedi. Elbette şakalaşıyordu…

Banvit çok iyi organize olmuş bir takım. Burada oldukça ciddi bir şekilde işleriyle ilgililer. İkinci takımımız Kırmızı da yine organize ve orada da önemli genç yetenekler var. Bazılarıyla çalıştım bile. Bolu kampına bazı genç oyuncuları da götürdüm…

Ben de tam genç oyunculara gelecektim…

Evet hatta onların koçu Yalçın’a da bizimle olmasını istediğimi söyledim. Hedeflerin aynı olması için o da bizimle birlikteydi. Burada ne mi söylemek istiyorum, çocuklar için bu bir şans. Ailelerin kesinlikle çocukları için Banvit’i düşünmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklara çok iyi bakıyorlar, keza iyi tesisleri var. Banvit ailesi basketbola sadece basketbol gibi bakmıyor. Onlar için sosyal bir çalışma anlamı da ifade ediyor. Bende kendi tecrübelerimle bu projeye nasıl katkıda bulunabilirim diye düşünüyorum hatta bazı şeyler yapmaya başladım bile.

Altyapınızda en çok öne çıkan isim Tolga Geçim. Onun hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Tolga’nın sakatlığı vardı. Geç katıldı ve takımı %100 takip edecek  durumda değildi. Benim çok dikkat edeceğim oyunculardan birisi elbette. %100 hazır olduğunda da A Takımla da çalışacak. Açıkçası sahip olduğu yeteneği görmek istiyorum. Herkes bana yeteneğinden bahsediyor… Ben çok fazla izlemedim çünkü %100’ünü vermeye hazır değildi. %100 hazır olduğunda ben ve sen onun geleceği hakkında daha detaylı oturup konuşabiliriz.

Twitter’dan gelen bir soru; Obradovic’e kendinizi kanıtlama gibi bir ihtiyaç duyuyor musunuz? Obradovic sistemini mi yoksa kendinize ait başka planları mı kullanacaksınız?

Tabii ki onunla geçen yılların ardından birçok kez fikir tartışması yaptık. Birçok antrenmana, maça birlikte çıktık ve çalıştık. Elbette benim felsefemin Zeljko’ya yakın olması normal. Zeljko bana göre Avrupa’nın en iyisi ve Dünya’da da en iyi koçlardan birisi. Birçok oyuncusu milli takımda olduğu için tam takım antrenman yapamadı ve işi zor olacaktır ancak o bunun üstesinden gelebilecek birisi. Banvit ve Fenerbahçe’nin hedefleri tamamiyle değişik. Sahadayken elbette biz bütün rakipleri yenmek için elimizden geleni yaparız. Zeljko’nun uzun zaman yardımcılığını yaptım ve ona tekrar buradan teşekkür ediyorum. Avrupa’da en uzun birlikteliklerden bir tanesiydi. Önümüzdeki sene ne olur, bilemeyiz. Ailesi, çocukları ve o mutlu. Ben de mutluyum. 

Baskonia’nın sizle ciddi bir şekilde ilgilendiği söylendi…

Evet, 2 kez çok ciddi olarak görüştük. Sonunda diğer takımlarda olduğu gibi onlarla da karşılıklı olarak anlaşamadık. Orası bir basketbol şehri ve çok iyi bir organizasyon ancak ben şu anda Banvit’in koçu olduğum için çok mutluyum.

Türk takımlarının final-four’a gidememesi ve Türk milli takımının da son EuroBasket’te başarısız olmasını neye bağlıyorsunuz?

Bunu yargılamak elbette bana düşmez ama bizim işimizde başarı ve başarısızlık çok yakın. 1 şut, 1 ribaund, 1 asist, 1 top çalma… Çok kolay. İyi koçlar ve iyi oyuncular hakkında konuşuyoruz. Bence hayattaki en bilge insanlar hatalarından bir şeyler öğrenebilen ve ders çıkaran insanlardır. Bu benim hayattaki parolam. Bütün maçları kazanamam, bunu biliyorum. Bütün idmanlar iyi geçmez, bunu da biliyorum. Oyuncuların hepsi, her zaman mutlu olmaz. Ancak ben hatalarımdan bir şeyler öğrenebilecek ve o hataları tekrardan yapmayacak birisiysem, hayattaki en başarılı insan benimdir.

2 Türk oyuncunun sahada kullanılma zorunluluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu çok uzun bir konu. Bu soruya kısa cevap vermek istemiyorum. Banvit’teki herkes biliyor, ben Türk oyuncuları çok beğeniyorum. Eğer 10 Türk oyuncu alabilirsem, alırım. Ancak ben bu kuralın bazı Türk oyuncuları kötü etkilediğine inanıyorum. Kendilerini kanıtlamak ve forma için mücadele etmelerine gerek yokmuş gibi davranıyorlar. Bizim Türk oyuncularımız çok sıkı antrenman yapıyorlar. Ancak bazıları dediğim gibi bu kuraldan dolayı şımarıyorlar. Yüksek seviyede mücadele etmiyorlar çünkü her zaman işlerinin garanti olduğunu düşünüyorlar. Bence bu kural önümüzdeki yıllarda ortadan kalkacaktır. Bu sadece benim düşüncem, benim elimde olan bir şey değil. Söylediğim gibi amacım yargılamak değil, federasyon bunu kulüplerle yargılamak için burada. Ben bu konu hakkında onların ciddi bir şekilde düşüneceklerine inanıyorum.

Röportaj: Can Pelister / TB Özel

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler