5. Sacramento Kings – De’Aaron Fox (PG, 6’3”, 170, Kentucky, Fr.)
Draftın en hızlı oyuncusu De’Aaron Fox’ın korkunç şut performansı tüm iyi özelliklerine rağmen draft değerine darbe indiriyor gibi görünürken NCAA Turnuvası’nda UCLA karşısında Lonzo Ball’u çok fena denize dökünce piyasası tekrar yükseldi. Fox’ın şutu soru işareti olmaya devam ediyor ama müthiş hızı, baskılı savunması ve açık alanda çok iyi bir bitirici olmasıyla çok potansiyelli bir oyun kurucu. DeMarcus Cousins takasıyla reset tuşuna basan Kings için Fox sağlam bir hamle, savunmada zorlanan şutör iki numara Buddy Hield’la birbirlerinin açıklarını kapatan bir backcourt ikilisi olacaklar. Genç oyuncuları sezonun son bölümünde güzel sinyaller veren Kings iyi yolda görünüyor.
4. Phoenix Suns – Josh Jackson (SF, 6’8”, 205, Kansas, Fr.)
Josh Jackson belki de bu draftta herkesten yüksek potansiyele sahip ama riskli bir oyuncu olması dördüncü sıraya kadar düşmesine sebep oldu. Potansiyelli olmasının sebebi elit atletizmi, savunması ve pasörlüğü. Riskli olmasının sebebi ise zayıf bir şutör oluşu ve kolejde adının öfke kontrol problemlerine karışmış olması. %56’yla serbest atış kullanması şutörlüğü açısından büyük bir kırmızı alarm ama konuşulanlara göre değerine asıl zararı Kansas’ta kadın basketbol takımından bir oyuncuyu dövmekle tehdit etmesi vermiş. Buna rağmen Jackson’ın atletizmi ve savunması Suns’a cuk oturuyor. Devin Booker’la beraber birbirlerini tamamlayan, patlayıcı ve çok yetenekli bir kanat ikilisi oluşturma şansları var.
3. Boston Celtics – Jayson Tatum (SF, 6’8”, 205, Duke, Fr.)
Birinci sıra hakkını takas edip Sixers’ın üçüncü sıra hakkını alan Celtics, tercihini skorer forvet Jayson Tatum’dan yana kullandı. Aslında burada Josh Jackson bekleniyordu fakat Jackson’ın Celtics’in antrenman tekliflerini geri çevirmesi onları Tatum’a yöneltti. Tatum draftın en becerikli skorerlerinden bir tanesi, birebirde skor üretebilme becerisiyle Celtics’in ihtiyacı olan türde bir oyuncu; bu yüzden çaylak sezonunda azımsanmayacak süreler alabilir. Uzun vadede potansiyelini savunmadaki performansı belirleyecek, bu alanda potansiyeli kesinlikle var ama kat etmesi gereken mesafe çok. Aynı anda hem iddialı olup hem de yeniden yapılanan Celtics’te an itibariyle Jaylen Brown’la birlikte sağlam bir kanat ikilisi oluşturacak gibi.
2. Los Angeles Lakers – Lonzo Ball (PG, 6’6”, 190, UCLA, Fr.)
Doğma büyüme Los Angeles çocuğu Lonzo Ball, boşboğazlığıyla marka olan babasının çizdiği senaryo üzerinden yürümeyi başardı ve UCLA’de geçen başarılı bir yılın ardından Lakers tarafından draft edildi. Her ne kadar babası üzerinde haksız bir antipati toplanmasına sebep olsa da Lonzo son yıllarda gördüğümüz saha görüşü ve basketbol zekası en yüksek oyunculardan bir tanesi olmasıyla kısa sürede heyecan verici bir isme dönüşebilir. Birebir oynamakta zorlanması ve garip şut stili sebebiyle skorerliği konusunda büyük şüpheler var fakat Luke Walton’ın topu paylaşmaya dayalı, tempolu hücum sisteminin merkezinde takım arkadaşlarının verimliliğini arttıran bir lider olarak çok iyi işler yapmaya aday.
1. Philadelphia 76ers – Markelle Fultz (PG, 6’4”, 190, Washington, Fr.)
Sixers’ın bu oyun kurucu zengini draftta en büyük eksikliği olan yaratıcı ve skorer bir guard’ı bulmayı hedeflediği biliniyordu. Markelle Fultz draftta bu profile en uygun isimdi. Fultz’un aradıkları şey olduğunun bilincinde olan Sixers takasla birinci sıradan seçim yapma hakkını Celtics’ten aldı ve onu draft etti. Çok yönlü skorerliği ve pasörlüğüyle draftın en yetenekli ismi olarak öne çıkan Fultz Sixers’a çok şey katacak. Sam Hinkie’nin vizyonuyla yıllarca bilinçli olarak başarısız sonuçlar alıp draftta üst sıralardan seçim hakları kovalayan Sixers şimdi Joel Embiid, Ben Simmons ve Markelle Fultz’la birlikte çok heyecan verici bir üçlü oluşturmuş durumda. Hinkie belki işini kaybetti ama onun başlattığı “Süreç” artık sonlara geliyor ve meyveleri toplama vakti yaklaşıyor.
10-6