10. Portland Trail Blazers – Zach Collins (C, 6’11”, 230, Gonzaga, Fr.)
Jusuf Nurkic’le sezon sonunda büyük çıkışa geçen Blazers’ın 15. ve 20. sıra haklarını vererek Kings’ten aldığı 10. sıra seçimiyle bir pivot alması şaşırtıcı. Zach Collins’i hem kaliteli bir yedek hem de bir sigorta olarak görüyor olmalılar. Collins mücadeleciliği, basketbol zekası ve fundamentallarıyla öne çıkan bir isim. Potayı savunabiliyor, posttan ve orta mesafeden sayı üretebiliyor. Atletizminin limitli oluşu potansiyelini ciddi anlamda kısıtlıyor fakat risksiz bir oyuncu olduğu söylenebilir. En kötü ihtimalle bile faydalı bir rol oyuncusu olacağını öngörebiliriz. Kolejdeki tek sezonunda da benchten geldiğini belirtmekte fayda var, yani Blazers’ta oynayacağı role alışık.
9. Dallas Mavericks – Dennis Smith (PG, 6’2”, 195, North Carolina State, Fr.)
Üst sıradaki takımlar Dennis Smith’i pas geçtikleri için ileride çok pişman olabilirler. Kolejde takımının bekleneni verememesi sezona sınıfın en değerli ismi olarak giren Smith’in piyasasının düşmesine sebep oldu. Fakat Smith oyun stili NBA’e kolej basketbolundan daha uygun olan bir oyuncu. Patlayıcı atletizminin yanı sıra pick ‘n’ roll oynama konusundaki başarısı dikkat çekici. NBA pick ‘n’ roll’un daha çok öne çıktığı bir oyun anlayışına sahip ve Smith’in ikili oyunda hem şut tehdidine hem de pas tehdidine sahip oluşu büyük avantaj. Savunmada zayıf olsa da çok iyi bir hücumcu olma şansı var. Mavericks’in dokuzuncu sıradan onu kapabilmesi büyük şans. Rick Carlisle’la çalışacak olmak da Smith için büyük şans.
8. New York Knicks – Frank Ntilikina (PG, 6’5”, 190, Fransa, Uluslararası)
Ahtapot vari fiziği ve akıcı oyunuyla draftın en genç oyuncusu Frank Ntilikina kesinlikle ilgi çekici bir isim. Ama ilgi çekici olduğu kadar da riskli. Çabuk ilk adımının avantajını çok iyi kullanabilen bir isim sayılmaz, keza pota altında bitirme sıkıntısı yaşıyor. Ceza şutu sokabiliyor ama dribbling üstünden şutlarda pek başarılı değil. Oyun kurma becerisi var ama henüz tecrübesiz. Savunma potansiyeli inanılmaz ama kat edecek mesafesi var. Sözün özü Fransız guard çok ham bir basketbola sahip ama bu draftın en potansiyelli isimlerinden. Knicks burada yıldız olma potansiyeli daha yüksek olan Dennis Smith’e de yönelebilirdi ama tıpkı iki sene önce Kristaps Porzingis’te olduğu gibi yine risk almayı tercih ettiler. Porzingis tuttu, bakalım Ntilikina ne olacak.
7. Chicago Bulls – Lauri Markkanen (PF, 7’0”, 230, Arizona, Fr.)
Bulls Jimmy Butler’ı Wolves’a yolladıkları takasta aldığı yedinci sıra hakkıyla şutör Lauri Markkanen’i seçti. Keskin şutunun yanı sıra 2.13 boyunda olup top sürerek potaya gidebiliyor oluşu onu hücumda ilgi çekici bir isim yapıyor fakat savunmada aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Uzun boyuna rağmen potayı koruyan bir isim değil ve pick ‘n’ roll savunmasında ayakları çok yavaş kalıyor. Eğer savunmada en azından bu iki problemden birini çözemez ise Ryan Anderson hesabı bir ceza şutöründen ileriye gidemeyebilir ve bunun yedinci sıra seçimi için yeterli olduğu söylenemez. Butler takasında adeta soyguna uğrayan Bulls Markkanen’den yüksek performans almak zorunda, aksi takdirde takas daha da kötü görünecek.
6. Orlando Magic – Jonathan Isaac (PF, 6’10”, 210, Florida State, Fr.)
Jonathan Isaac’in uyum açısından Magic için ideal bir isim olduğu söylenemez ama bulundukları sırada henüz seçilmemiş olan en potansiyelli oyuncu olduğundan onu seçmekten imtina etmediler. Lisede guard oynarken aniden boyu uzayan Isaac’in size’ı, atletizmi ve şutörlüğü çok dikkat çekici. Ortada müthiş bir potansiyel var fakat oyunu çok ham olduğu için draft sınıfının en riskli oyuncularından da bir tanesi. Magic’te hali hazırda dört numara oynayan ve üç numaraya kaydırılınca verimi düşen Aaron Gordon olduğu için bu iki ismin aynı anda sahada olduklarında bulacakları kimya soru işareti ama ihtiyaç kapatan ve öne çıkan bir isim olmayınca en potansiyelliyi seçmek mantıklı hareket.