Bu sezon geride bıraktığımız 7 hafta içinde 21.4 sayı ortalamasıyla oynayarak en skorer oyuncu ortalamasına sahip olan ve Torku Konyaspor’un 4 galibiyet alarak tarihinin en iyi lig başlangıcını yapmasında büyük rol oynayan Troy De Vries, kulübün resmi internet sitesi için çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. İşte o röportajın tamamı:
TBL’nin “sayı kralı”, oyuncumuz Troy De Vries ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik…
Başarılı, inançlı, pozitif ve kendi deyimi ile tam bir savaşçı…
Takımımızın skor gücü, Aziz Bekir’in etkili silahı…
İki çocuk babası ve iyi bir balıkçı…
İki sezondur Türkiye’de Torku Konyaspor Basketbol forması giyiyor…
Doğuştan iyi şutör olunabileceğine inanmıyor.
“Yetenek herkeste vardır ama çok çalışmazsanız iyi bir şutör olamazsınız” cümlesinin arkasına maçlar dışında yaptığı çalışmalarda attığı şut sayısının milyonları geçtiğini ekliyor…
İşte Troy De Vries ile yaptığımız söyleşinin tüm detayları…
Hikâyeni dinlemek isteriz basketbola nasıl başladın?
Çok küçükken bile elimde her zaman basketbol topu vardı. Yürümeye başladığımdan beri topla oynayıp durdum. Ağabeylerim ve ablalarım hep basketbol oynamışlardı ve biraz büyüyünce bana nasıl basketbol oynanacağını gösterdiler. Her basketbol oynadığımızda yeniliyordum ama hiç basketboldan soğumadım. Aksine bu yenilgiler hep daha iyiye gitmem için beni ateşledi ve çocukken kurduğum hayallerime ulaşmak için basketbola başladım.
Kolejde oynarken okulunu değiştirmişsin, bunun sebebini öğrenebilir miyiz?
Portland State Üniversitesi’ndeki ilk senemin ardından koç takımı bırakmak zorunda kalmıştı. Yeni gelen koçu tanımıyordum, bunun üzerine beraber çalışmak istediğim koçun yanına New Mexico’ya gitmeye karar verdim. Çok inançlı biriyimdir, ilk koçum da benim gibi inançlarına çok bağlıydı. Bu yüzden onunla beraber oynamak istedim ve üniversitemi değiştirdim.
Konya’da ikinci sezonunu geçiriyorsun. Burası hakkında neler düşünüyorsun?
Öncelikle ben ve ailem bu şehri çok sevdik. Kariyerimin çoğunu İspanya’da geçirdim ve biliyorsunuz böyle büyük bir değişim yaşamak ülke değiştirmek her zaman zordur. Sizi nelerin beklediğini tahmin edemezsiniz. Konya’da şimdiye kadar olumsuz bir durum hiç yaşamadım. Karım ve iki kızımla beraber buradayız ve onlar da son derece mutlular. Büyük kızım okula başlayacak ve biraz Türkçe öğreniyor. Şu anda da Türkçe konusunda benden daha iyi durumda. O şanslı, arkadaşlarıyla oynarken sürekli Türkçe duyuyor ve konuşup, anlamaya çalışıyor ama benimle kimse Türkçe konuşmuyor. Diğer taraftan kulübümden de çok memnunum. Play-off takımı olduğumuzu düşünüyorum ve bu sezon Konya’ya play-off heyecanı yaşatacağımıza inanıyorum.
Geçmişe bakacak olursak, inandığın ve güvendiğin antrenörlerle çalışmayı tercih ediyorsun. Peki, Aziz Bekir ile ilgili düşüncelerini de öğrenebilir miyiz?
Antrenörümüz gerçekten çok iyi bir insan. Kendimizi geliştirmek ve hedeflerimize ulaşabilmek için bizi zorluyor. Bu da hem oyuncular hem de takım için itici bir güç oluşturuyor. Her takımı yenebileceğimize inanıyor ve bizi de inandırıyor.
Konya’da boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Ailemle vakit geçirmekten hoşlanıyorum. İyi bir Hristiyanım bu yüzden sıklıkla İncil üzerine de okumalar yapıyorum. Bu iki şey vaktimin çoğunu alıyor. Yemek yemeye dışarı çıkmayı seviyorum, bazen de bekâr arkadaşlarımı yemeğe eve çağırıyorum, çünkü eşimin yemeklerini çok beğeniyorlar.
Birçok ülkede basketbol oynadın, hangisi senin için farklı ve özeldi?
Gerçekten bu çok zor bir soru. Nereye gitsem orası benim için özel oluyor. Belki bazı yeler yaşamak için diğerinden daha zor olabiliyor. Avustralya yaşaması en kolay yerdi diyebilirim. Sürekli plajdaydık, idmanı bitirip okyanusta yüzmeye gidiyorduk. Bu detay dışında her sezonum her yerde güzel geçti diyebilirim.
Çok iyi bir şutörsün, bunun için özel bir çalışma yapıyor musun yada yaptın mı?
Evet, bence iyi bir şutör olabilmek için en önemli şey sıkı çalışmaktır. Bazıları size doğuştan iyi şutör olunabileceğini söyler ama ben buna katılmıyorum. Yetenek herkeste vardır ama çok çalışmazsanız iyi bir şutör olamazsınız. Maçlar dışında yaptığım çalışmalarda attığım şut sayısı belki de milyonları geçmiştir.
Türkiye ligi ve bu yıl uygulamaya konulan yabancı kuralı hakkında neler düşünüyorsun?
TBL çok iyi bir lig ve fazla iyi oyuncu var. Sanıyorum şu anda Avrupa’daki en zor liglerden birisinde forma giyiyorum ve burada oynamaktan dolayı da çok mutluyum. Yabancı kuralı ile ilgili aslında benim için çok bir şey fark etmedi. Rotasyon kolaylaştı, sakatlık olduğunda yaşanan çaresizlik ortadan kalktı. Kim hazırsa ve en iyi durumdaysa oyuna o giriyor. Bazen 3-4 Türk oyuncu da aynı anda sahada olabiliyor.
Türkiye’deki favori yemeğini sorsak…
Pide ve tavuk şişi çok seviyorum ve bu ikisini inanılmaz fazla yiyorum. Yoğurtlar burada çok farklı ve son derece lezzetli.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşısında çok özel bir maç oynadın ve 38 sayı atarken TBL’deki 500 sayı barajını da aştın.
Evet, çok fazla sayı attım ama kaybetmekten nefret ediyorum. Mükemmel oynadığımı düşünmüyorum eğer öyle olsaydı kazanırdık. Kaçırdığım bir iki şut bana ve takımıma pahalıya patladı. Kendimi eleştirmeliyim ve bunu her zaman yapıyorum.
Kariyer rekorun kaç sayı?
Avustralya’da 48 sayı attığımı hatırlıyorum.
Dünyaya tekrar gelseydin başka bir iş yapıyor olur muydun?
Hayatım için sürekli şükrederim. Asla başkasının yerinde olmak istemedim. Tanrının beni bir yolculuğa çıkardığını düşünüyorum ve bu yolculuktan da çok memnunum. Henüz bitmedi ve devam ederken de değişmesini istemiyorum. Belki geçmişteki bazı hatalarımı düzeltmek isteyebilirim. Günahlarımdan bazılarını değiştirmek, hem tanrıyı hem de sevdiklerimi üzdüğüm anlardan kurtulmak isterim.
Twitter ya da facebook kullanıyor musun?
Facebook kullanıyorum.
En pozitif özelliğin nedir?
İsmimin anlamı asker demek. Antrenmandan kaçmam ve sahada asker gibi olmaya çalışırım. Son bir iki aydır hafif bir sakatlığım var ama bununla da savaşıp takımıma yardım etmeye çalışıyorum. Tanrı beni savaşmak ve çalışmak için yaratmış diyebilirim. Durmadan çalışıp, mücadele edebilecek gücüm olduğunu hissediyorum. Bu en sevdiğim özelliğim.
Yalnız olduğunda neler yaparsınız?
Genelde okurum yada uyurum. Ancak balık tutabileceğim bir yerdeysem, bu fırsatı hiç kaçırmam. Balık tutmak beni çok dinlendiriyor.
Asist mi sayı mı?
Takımın neye ihtiyacı varsa o. Son pozisyonsa eğer pozisyonum varsa atarım yoksa pas vermeye çalışırım. Takım arkadaşlarıma her zaman güvenirim.
Sezon sonu için tahminini öğrenebilir miyiz?
Oynadığımız her maçı kazanmak için çıkıyoruz, bu ligin son noktası şampiyon olmaksa bizim de bu hedefimiz var demektir.