David Mutaf: ”EuroLeague’de lider oyuncu olmak istiyorum” | TB ÖZEL

Röportaj: Alp Ulagay

David Mutaf 2021 yılı başında gittiği İspanya’da göze girmeye devam ediyor. Bu sezon Gran Canaria formasıyla hem ACB’de hem EuroCup’ta forma giyen 20 yaşındaki forvet, Londra’daki Lions deplasmanı öncesi TrendBasket’e özel bir röportaj verdi.

O, Mutaf ailesinin yetiştirdiği ikinci basketbolcu. Hentbolcu anne-babanın büyük oğlu Maxim Can yıllardır BSL’de ter döküyor. Şimdiyse sıra David Sarper’de. Fenerbahçe genç takımında yetişen David Mutaf 2020’de önce Minnesota Üniversitesi’nde şansını denedi. Olmayınca soluğu İspanya’da aldı ve ACB liginin iddialı takımlarından Gran Canaria’nın B takımında oynamaya başladı.

Bu sezon ise A Takım kadrosunda yeni koç Jaga Lakovic’in gözüne girmeye çalışıyor. Hatta Lakovic son üç EuroCup maçında David’i ilk beş başlattı. O da özellikle Slask deplasmanında göz doldurdu. Ne var ki salı akşamı London Lions deplasmanında çok çabuk iki faul alıp kenara gelmek zorunda kaldı.

David’le maç öncesi Doğu Londra’da takımın kaldığı otelde buluştuk. İspanya öncesi serüvenini, ACB Ligi’nin özelliklerini ve bu sezonki Gran Canaria’yı anlattı, bundan sonrası için büyük hedefleri olduğundan bahsetti.

2020’de Fenerbahçe’de genç takım yaşını tamamlamıştın. Ve bir karar vermen gerekiyordu. Ne yapacağına dair bir yol haritası çizmen gerekiyordu mutlaka. Aklındaki plan neydi?

”Aklımda ilk önce bir an önce BGL sonrasında A takım düzeyine çıkmak istiyordum. Benim için ilk seçenek Fenerbahçe’de kalmaktı zaman. Ama bir yandan da planım oynamaktı, bir takımda süre almaktı. Bu sırada ABD’deki kolejler devreye girdi. Benim de kararım A takıma çıkmaktansa koleje döndü bir anda. Orada süre alabileceğimi düşündüm. O dönemde en iyi seçenek oydu benim için.”

ABD’den yanılmıyorsam 9-10 okul seni takip etti. Sen de Minnesota Üniversitesi’ni seçtin. Niye?

”En son Arkansas ve Minnesota arasında kalmıştım. Minnesota’da o zaman koç Richard Pitino vardı. Biraz da Avrupa basketbolundan anladığı için, konuşurken bana daha yakın geldi. Oynatacağı basketbol tarzını da konuştum onunla. Tabii Covid zamanı bütün bunları Zoom üzerinden yaptık. Arkansas’ta biraz daha farklı bir basketbol oynanıyordu. Şehrin ve okulun tarzı da biraz farklıydı. Bu nedenle ben de Minnesota’yı seçtim.”

Neyle karşılaştın oraya gidince?

”Orada işler istediğim gibi gitmedi. Galiba kolej basketbolu hakkında da çok fazla bilgim yoktu. Gittiğimde öğrendim çoğu konuyu. Mesela Avrupalı oyunculara bakış açılarını gördü. Biraz alırken davranışları farklıydı: “İlk 5 başlayacaksın, seneye en iyi freshman (birinci sınıf öğrencisi) olmanı istiyoruz” gibi bir sürü vaatte bulundular. Gerçi önceden herkesle böyle konuşuyorlarmış. Tabii ilk gittiğimde hem fiziksel olarak ve hem de dil açısından zorlandım.”

İngilizcen yetersiz mi kaldı?

”En başta ingilizcem iyi değildi. Sonuçta derslere girmeye başlayınca ingilizceyi toparladım. Orada spor yönetimi okuyacaktım. Basketbola da alıştım, dile de alıştım. Ama pek bir şey değişmedi. Oradaki ortam bana zarar vermeye başlamıştı. Hem zihinsel olarak hem basketbol yönünden gerilemeye başlamıştım.

Ailemle de konuştum: Orada daha fazla zaman kaybetmek istemedim. Bir an önce kendimi bir şekilde toparlayacağım bir seçenek aramaya başladım. Öyle altı aylık bir süreç oldu benim için orası. İyisiyle kötüsüyle bir tecrübe yaşadım.”

Yaptığım en iyi seçimlerden birisi

Nasıl seçenekler vardı önünde?

”Ocak ayında Türkiye’ye döndüğümde, hemen bir seçenek yoktu açıkçası. Bir iki ay benim için zordu, tek başıma idman yapıyordum. Abim Can Maxim bana yardımcı oldu. Daha sonra Türkiye’deki bazı kulüplerden teklif geldi. 2-3 kulüple anlaşmaya da yakındım açıkçası.

Yine Almanya’dan Ulm takımından ertesi sezon için bir teklif geldi. Ama ben 2021 sezonunu boş geçirmek istemiyordum. Hâlâ dört ay vardı sezonun bitmesine. İşte orada Gran Canaria çıktı karşıma. Şubat ayında oradan bir teklif geldi.

Sene sonuna kadar onların B takımında kalacaktım. İşte o çok büyük bir şans oldu. Mart’tan Mayıs’a kadar B takımında oynadım. Bence yaptığım en iyi seçimlerden biri oldu kariyerim açısından. Tabii zorlandım ilk başta.”

Nasıl bir plan sundular sana?

”Önce doğrudan B takımda oynadım. Beni önceden biliyorlardı, EuroLeague gençler turnuvalarında izlemişlerdi. Böylece beni daha yakından görmek istediler. B takımı İspanya’da üçüncü lig olan LEB Plata’da oynuyor. Aslında zor bir lig. İlk başta oyun hızlı geldi mesela. En üst düzeye yakındı.

Takımda sadece gençler değil, deneyimli oyuncular da oynuyordu. O yarım sezonu öyle tamamladım. Benden çok memnun kaldılar. Geçen sezona da hem B takımla hem A takımla başladım. Geçen yaz da beni takımda tutma kararı aldılar.”

O 15 ayı öyle geçirdin. Gördüğüm kadarıyla hem kendi şutunu yaratan hem de çembere giden bir oyuncusun. Mesela bu özelliklerini geliştirecek bir ortam buldun mu o 15 ayda?

”Fazlasıyla buldum. Açıkçası bu çembere daha çok gitmeyi ve fiziksel kontakla oynamayı biraz daha fazla ABD’de kolejdeyken öğrendim. Ayrıca orada savunmada tuttuğum oyuncular biraz daha benden atletik, daha güçlü, daha size’lı oyunculardı.

Çembere ataklarım, savunmam daha iyi bir noktaya geldi orada. Bu sebeple İspanya’ya ilk gittiğimde oyun bana biraz daha kolay geldi. Ama oyun yine çok hızlıydı. O yüzden benim oyun hızım da çok arttı. Zaten İspanya da belki basketbolun en hızlı oynandığı yer Avrupa’da.

Sadece hücumda değil. Savunmadaki bu anlaşmalar, yardım savunmaları da öyle. Geçiş oyunları çok hızlıydı İspanya’da. Bence bu anlamda oyuna bakış açıları çok farklı.”

David Mutaf
Alp Ulagay

Bu sezona gelelim: Bu sezon sadece A takımla oynuyorsun değil mi?

”Doğru. Bu sezon öyle. Geçen sezon da bir dönemi A takımla geçirmiştim. Zaten bu sezon B takımla kalmayı hiç istemiyordum. Bu sebeple geçen yaz belki kiralık gitme, Türkiye’ye dönme şansım vardı. Ama Gran Canaria beni tutmak istedi ve burada A takımda kaldım.”

Koç Lakovic ile iyi bir iletişimimiz var

Gran Canaria’da geçen yaz bir koç değişikliği oldu. Yeni koç Jaga Lakovic oyunculukta Türkiye deneyimi olan bir isim. Onunla sezon başı konuştunuz mu?

”Açıkçası o ilk geldiğinde bir konuşmamız olmadı. Buna karşılık, yaz döneminde bana çok yardımcı oldu. Basketbolumu geliştirmem için beni hep teşvik etti. Zaten ben de onu küçüklüğümden beri biliyorum. Türkiye’deki dönemini takip ettiğim çok iyi bir oyuncuydu. Bana bireysel olarak bir sürü şey katabileceğini ve basketbolda çok şey öğretebileceğini düşünüyorum. O yüzden de gayet iyi bir iletişimimiz var şu anda.”

Biraz da İspanya Ligi ACB’yi konuşalım. Bir sürü yönden Avrupa’nın en iyi ligi denir ACB’ye. Önce idmanlarla başlayalım. Ne fark gördün idmanlarda? İspanya’daki idmanla Türkiye’deki arasında bir fark var mı?

”Açıkçası ben Avrupa’nın en iyi takımlarından Fenerbahçe’de idmanlara çıktım daha önce. Orada idmanlar çok üst düzeydi. EuroLeague temposundaydı hep. Açıkçası, çok büyük fark var dersem yalan olur. Sadece bazı detaylar farklı olabiliyor. Antrenörler hücumda ve savunmada çok daha farklı şeylere takılıyorlar.

Mesela topsuz oyunlar olsun, geri koşular. Koçumuz hücum ribaundu konusunda çok titiz. Hücum ribaunduna girerken tagging up yapmamızı istiyor. Onun dışında çok büyük fark yok açıkçası. İdman süremiz açıkçası iki saatten uzun sürmez, hatta bazen bir saat 45 dakikada biter. Ama her idman çok yoğun geçer.”

Gran Canaria’da idman ve soyunma odası dili İspanyolca mı?

”Açıkçası koç idmanlarda, toplantılarda, maçlardaki molalarda hep ingilizce konuşuyor. Çünkü takımda İspanyolca konuşmayan 4 5 yabancı oyuncu var. Benim İspanyolca henüz çok iyi değil. Ama basketbol dilini gayet iyi anlıyorum, o konuda bir sıkıntı yaşamıyorum. Soyunma odasında ise İspanyollar ve Arjantinliler aralarında İspanyolca konuşuyor. Çok güzel bir soyunma odamız var. Herkes iyi anlaşıyor.”

Ligde özel bir hisle oynuyoruz

ACB maçlarında nasıl bir ritim var?

”Açıkçası çok farklı. Hatta EuroCup’tan da çok farklı bir ritim var. Lig maçına hazırlanırken bile o üç gün çok daha farklı bir rutinimiz var. Gerçekten hem oyuncular hem taraftar çok farklı yaklaşıyor o maçlara. Her maçı kazanmak için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii EuroCup’ta da yapıyoruz ama lig maçının hissi ve taraftarın yaklaşımı da çok farklı oluyor ACB’de. Daha özel bir hisle oynuyor oyuncular açıkçası.”

İspanya’da basketbol seyircisi oyunu çok iyi bilir. 7 yaşındaki çocuk da 80 yaşındaki babaanne de oyuna hâkimdir. Sizin Gran Canaria Arena da 11.500 kapasiteli bir salon. O basketbolu bilen seyirci orada da var mı?

”Tabii tabii. Herkes biraz anlıyor basketboldan İspanya’da. O konuda şanslıyız. Lig maçlarımıza da bu sezon biraz daha fazla kişi gelmeye başladı geçen sezona göre. Tabii Tenerife gibi derbi maçlarında çok güzel atmosfer oluyor. Mesela Barcelona’yla yaptığımız sezonun ilk maçında çok güzel bir atmosfer vardı. Biz de iyi gittikçe daha çok ilgi gösteriyorlar maçlara.”

Sezona iyi başladınız ligde. İlk dokuz maçta yedi galibiyet aldınız, Barcelona’yı yendiniz. Neler iyi gidiyordu o dönemde?

”Açıkçası fiziksel olarak iyi durumdaydık. Mental olarak çok hazırdık. Herkes çok açtı ilk başta. Bunu da üst üste galibiyetler alarak sahaya yansıttık. O Barcelona maçında kazanmak takım birlikteliği için çok iyi oldu. Herkes gerçekten iyi anlaşıyor takımda bence. Koçun da tabii tecrübesi var. Daha önce bu seviyede oynadığı için ortamı nasıl kontrol edeceğini iyi biliyor. Şimdi Copa del Rey’e kaldık. Bence daha iyi yerlere de gelebiliriz.”

Sonra Aralık’ta da uzun bir deplasman serisi var. Orada altı maçın beşini kaybettiniz. Koç nasıl bir reaksiyon gösterdi?

”Açıkçası takımda bazı yaşı ilerlemiş oyuncular olduğundan üst üste deplasman maçlarında kendisi de bunu bekliyor, o da farkında her maçı kazanamayacağımızın. O ara bir de Ankara deplasmanına Türk Telekom’la oynamaya gittik. Bizim deplasman seyahatleri çok uzun sürüyor. Oyuncular da mental olarak da fiziksel olarak bir düşüş yaşıyor.

O yenilgi serisinden çıkmak önemliydi ama orada çok uzun kalmadık. Belki iki hafta belki sürdü. İdmanda normal çalışmayı sürdürdük. Koçumuz da bize yardımcı oldu, hiç paniklemedi. Bence şimdi yine iyi yoldayız.”

Sen bu sezon ACB ve EuroCup’ta beşer maç oynadın.  Daha ziayde EuroCup’taki maçlarda süre aldın. 2 Ekim’de Lions’a 13 dakikada 13 sayı, sonra Slask’a 24 dakikada 19 sayı attın. Koç Lakovic EuroCup’taki ritmi sana daha mı uygun buluyor?

”Açıkçası, bu aralar özellikle EuroCup’ta beni ilk beş başlatıyor. Bana orada daha fazla süre veriyor. EuroCup’ta bazı oyuncuları dinlendirmeye çalışıyor, biraz rotasyon yapmaya çalışıyor. Ben lig için de Avrupa için de kadroya girdiğim sürece hep oynayacakmışım gibi hazır tutuyorum kendimi. Mutluyum tabii. Nerede oynatırsa elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.”

David Mutaf
Alp Ulagay

Mesela Slask maçında ilk 5 başlatacağını söyledi herhalde?

”Yok, bilmiyordum. Maç günü öğrendim. Real maçından sonra iki kişi dinlenmek için adaya geri dönmüştü. Açıkçası biraz daha fazla süre geleceğinin farkındaydım. Ama ilk 5 biraz sürpriz oldu. Ben tabii hazırdım. İyi geçti benim için.”

Çok az da EuroCup’tan konuşalım. Özellikle Ankara’daki Telekom maçının ilk yarısı müthişti. Orada bir devrede 55 sayı attınız. Sezonun belki en iyi ilk yarısı der misin?

”Biz o maça çok şut sokarak başladık. Ritim olarak çok iyi başladık. Telekom’da Erdem Abi bu sezon zaten çok işler yapıyor. Gerçekten çok iyi sezon geçiriyorlar. Biz de zor maç olacağını biliyorduk açıkçası. Ben de tabii ülkeme döndüğüm için çok mutluydum.

İyi başladık ama daha sonra çok iyi geri döndüler. Maçın sonu çok zor geçti bizim için. Kötü birkaç mağlubiyetten sonra bizim için tam bir dönüş maçıydı. O maçtaki ilk yarı toparlama fırsatıydı bizim için. Daha sonrasında işler daha iyi gitti.”

İlginçtir B grubunun görece daha zayıf iki takımı Patras’a ve Trento’ya yenildiniz. Buna karşılık Paris’i, Hapoel’i, Telekom’u, Buducnost’u yendiniz. Normal sezon sonunda ilk iki için kimleri şanslı görüyorsun?

”Bizim grupta açıkçası büyük ihtimal ilk iki bizimle Türk Telekom olabilir. Diğer grupta favoriler şu anda Badalona ile Bursaspor.”

Gran Canaria zaten bu kupanın hep iddialı takımı. 2015’te final oynadılar, 2016 ve 2020’de yarı final oynadılar. Ama bir türlü kazanamıyorlar. Takım içinde, kulüp içinde konuşuluyor mu bu kupanın önemi?

”Aslında hep önemli. Geçen sezon da çeyrek finalde kaybettiğimizde 3 4 gün kimse şoktan çıkamamıştı. Gruptan birinci çıkıp Andorra’ya elenmiştik. Küme düşen takıma elendik resmen. Tabii EuroCup, Gran Canaria kültürünün bir parçası. Her sene yarı final veya final oynamak için mücadele ediyoruz. Takımda herkes farkında ne kadar önemli olduğunun. Bu sezon da kupayı kazanmak için elimizden geleni yapacağız.”

Çok az da bundan sonrasına bakalım. Kaç yıllık anlaşman var Gran Canaria’yla?

”Bu sezondan sonra iki yıllık kulüp opsiyonu var. Bu yaz büyük ihtimalle belli olacak durumum. Ben tabii ki burada kalmak istiyorum. Özellikle Avrupa’da kalabildiğim sürece basketbola burada devam etmek istiyorum. İnşallah bir noktada da Türkiye’ye tekrar dönerim.”

Kanarya Adaları’nda yaşam nasıl? Memnun musun?

”Buraya çok alıştım. Bazen “Evini özlüyor musun?” diye soruyorlar. “Hangi evimi?” diyorum. Çünkü İstanbul’u hiç hatırlamıyorum açıkçası. Ailemi hatırlıyorum sadece. Çok alıştım Gran Canaria adasına, oradaki insanlara. İlk başlarda tabii zorlanıyordum böyle. Ama şimdi resmen eve gidiyorum. Şu deplasmanda bile adayı özlüyorum…”

Herkesi kıskandıracak bir soru sorayım: Bu mevsimde denize giriyor musun?

”Valla geçen ay giriyorduk. Aralık ayında herkes plajdaydı. Hava da öyle. Sabahları biraz soğuk oluyor, kazakla dolaşıyoruz, öğlen onu çıkarıp tişörtle kalıyoruz. Bazen kalın giyinmek istiyorum ama giyinemiyorum.”

Son olarak, 4 5 yıl sonra nerede görmek istersin kendini?

”Açıkçası tabii NBA hedefim var. İnşallah gelecek sezonu iyi geçirirsem 2024’te Draft’a girmek istiyorum. Onun haricinde tabii EuroLeague’de oynamak istiyorum. Bence NBA’den sonra oynayabileceğim en iyi yer EuroLeague. İyi bir takımda uzun süre gerçekten lider bir oyuncu olarak oynamak istiyorum. Hedefim bunlar.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler