Çıvgın: “Bizim bir tane hedefimiz var, o da ligde kalıcı olmak!”

Bu hafta gerçekleşen STBL Aneliz Programı ile 6. hafta değerlendirmesine özel bir isim konuk oldu. Bizlerle birlikte olan Demir İnşaat Büyükçekmece Başantrenörü Özhan Çıvgın ile takımına dair soru – cevap şeklinde konuştuk. Fenerbahçe karşısında aldıkları inanılmaz galibiyetten; takım içerisindeki durumlara kadar her şeyi bizlerle paylaştı.

İlk olarak 85 – 76 skor ile Fenerbahçe karşısında alınan galibiyet hakkında konuşan Koç Özhan Çıvgın, Bizim için önemli bir galibiyet. Ligin yeni takımıyız. 3-4 senelik tarihi olan bir kulübüz ve bu süre zarfında buralara kadar geldik. Tarihimizin en önemli galibiyetini aldık diyebiliriz. Açıkçası bizim için çok büyük onur, gurur bu galibiyet. Ama tabi normal olarak baktığımız zaman bu, ligde alınan sadece bir galibiyet.”  sözleri ile galibiyetten dolayı memnuniyetini dile getirdi.

Maçın öncesinde takımı nasıl hazırladığına, maç öncelerinde maçta nasıl davranılması gerektiğine, ve aslında tüm bunların yazdan bu yana sıkı çalışmanın bir verimi olduğuna değinen Koç, “Açıkçası bu hafta bizim bir dalgalanmamız oldu ama biz yaz dönemini de iyi geçirdik. Yaz dönemindeki hazırlık maçlarında aldığımız skorlarda bizim için önemliydi ve oraları da iyi geçtik. Lige de iyi başladık. İstanbul Büyükşehir Belediyespor galibiyeti, dışarıda Trabzon’da aldığımız önemli bir galibiyet. Üzerine Efes ile içeride kaybettiğimiz maçı da farklı kaybettik. Aslına bakarsanız o maçı kaybettik ama iyi durumdaydık. Gaziantep deplasmanına gittiğimiz dönemde de iyi durumdaydık. Orada maçta ilk 5 dakika kötü reaksiyon verip, o maçı kaybettik. Sonunda da çok direndik ve öne geçip kazanma şansını yakalamamıza rağmen o maçı kaybettik. Aslında bizim Fenerbahçe maçına reaksiyonumuz orada başladı. Döner dönmez Hiton Armstrong ile yollarımızı ayırdık. Hemen bir gün içerisinde, çok vakit kaybetmeden de uzun oyuncu bulmanın zor olduğunu bildiğimiz bir dönemde Predrag Samardziski ile anlaştık. O da fiziksel olarak çok iyi durumda gelmedi ama mental olarak çok iyi durumda geldi. Gelir gelmez takıma çok iyi bir sinerji kattı. Bu hafta gerçekten çok iyi çalıştık. Oynadığımız bu Fenerbahçe maçının sertliğini yakaladık antrenmanlarda. Fenerbahçe hafta içi çok iyi oynayarak, sert oynayarak ve takım ruhunu ortaya koyarak çok önemli bir galibiyet aldı. Fenerbahçenin hem fiziksel hem mental olarak yaşadığı boşalım bizim için avantaj oldu. Fenerbahçe ile oynuyorsunuz, bu maçı kazanmamız için bizimde ortaya iyi bir enerji koymamız gerekiyordu. Taktiksel olarak konuştuk, topa agresif olmamız gerektiğini konuştuk. Onun dışında yenmenin bir tane yolu vardı, mümkün olduğunca mental olarak oyunun içinde kalıp, fiziksel olarak da en sonuna kadar o mücadeleyi vermekti. Bizim de bunları iyi yaptığımızı düşünüyorum. Ve sonucunda da kazandık.” ifadeleri ile yollarını ayırdıkları Hilton Armstrong hakkında da genel bir değerlendirmede bulundu.

Oyuncu üzerinden devam eden konuşmada Koç, maçta iyi bir performans gösteren Erving Walker’ın takım içerisindeki duruşundan şu sözlerle bahsetti, “Erving Walker, kolejden mezun olup NBA’e girememiş, Avrupa’da ilk senesini de çok iyi geçirememiş bir oyuncu. Ama ondan sonra yavaş yavaş yükselişe geçen bir oyuncu. Savunma yönü ile ilgili biraz zaafları vardı, çok savunma yapmasını bilmeyen bir oyuncuydu. Biz onu o tarafa doğru itmeye çalışıyoruz; o tarafa doğru itmeye başladıkça da saha içerisinde hücum yönlü bir oyuncu olduğu için biraz fiziksel olarak düşmeye başladı. İki tarafta da oynamak zorunda kalıyor. İnişler çıkışlar biraz bu sebepten oluyor ama oynadıkça, biz onu itmeye devam ettikçe mutlaka bir yerde dengeye oturacaktır diye düşünüyorum.”

Verim aldığı yabancı oyuncular arasında bir diğer isim olan Michael Roll hakkında da saha içerisinde çok iyi kullanabildiğini şu ifadelerle dile getirdi, “Benim Michael’a olan ilgim çok eskiye dayanıyor. Bornova’nın ilk getirdiği dönemlerde bile ben onu çok dikkatle seyrediyordum. CAI Zaragoza’ya gitmeden önce de, gittikten sonra da bir ilgimiz oldu ancak maddi sebeplerden dolayı çok fazla yakınlaşamadık. Geçen sene Telekom’u biraz vasat geçirmesi bizim için, bizim bütçemizde olan bir takım için avantaj oldu. Ben onu çok iyi tanıdığım için çok isteyerek aldım. İkna etmek için çok uğraşmıştık ki onunda kendince tereddütleri vardı ligin yeni takımı olmamızla alakalı. Sonrasında kendisiyle geleceğe yönelik, saha içi durumlara yönelik bir konuşmam oldu ve şu an takım olarak da iyi kullanıyoruz.”

Yerli katkılarından olan Ceyhun Altay’ın takıma verdiği büyük sinerjiden memnun olduğunu belirterek, “Ben Darüşşafaka Doğuş’ta altyapı antrenörü iken, Ceyhun’da yıldız takım oyuncusuydu. Ceyhun’un A takıma yükselişine kadar biz Ceyhun Altay ile beraber çalıştık. Yani Ceyhun’u da çok iyi tanıyorum. Geçen sezonun özellikle sonunu kötü geçirmesi, onu fiziksel ve mental olarak biraz etkilemiş. Şu ana bakarsak iyi durumda ama benim beklediğim Ceyhun Altay seviyesinde değil. Onun da Erving Walker gibi saha içerisinde inişleri çıkışları biraz fazla. Bunu dengeye oturtmamız lazım çünkü bizim takımızın önemli bir parçası. Hücumda ve özellikle savunmada bize vereceği enerjisi bizim için çok önemli. Ama onunda biraz zamana ihtiyacı var, çok da kolay değil çünkü geçen sezonun son 3 – 4 ayını oynamadan geçirmiş bir oyuncu. Yavaş yavaş adapte olarak daha da iyi olacaktır.” sözlerini noktaladı.

Hilton Armstrong ile ayrılan yolların detayına inildiğinde, takıma dahil olunamaması ve aralarında iyi bir enerjinin kurulamaması yönünde rahatsızlığını dile getiren Koç Çıvgın, “Yolların ayrılması, oyuncu – koç probleminden dolayı değil; daha çok sinerji ile alakalı bir durum. En fazla bütçe ayırdığımız oyuncuydu bizim için ve ben çok inanarak almıştım. Çünkü o tarz oyuncu bulmak çok kolay değil. Ayakları çabuk ribaunt alabilen, belirli bir seviyede skor gücü olabilen ve ortayı kapatabilen bir oyuncu. Bizim için çok önemliydi açıkçası, bütün yaz o tarz bir oyuncu arayarak geçirdik biz. Karakter olarak bir problemi de yok ancak takım sinerjisine çok uymadığını düşünüyorum. Ben bu tarz şeyleri pek kabul edebilen bir antrenör değilim. Benim aklımdaki takım olmak modeli, 12 – 13 oyuncunun beraber düşünebileceği, beraber hareket edebileceği, antrenmanda beraber enerjiyi ortaya koydukları, takım olmayı beraber yaşayabilecekleri oyuncularla çalışınca ben daha çok keyif alıyorum. Biraz bunların dışında kaldığı için, biraz da fiziksel olarak adapte olamadığı için yolları ayırmak zorunda kaldık. Bize bir tek katkısı, 18 dakika oynadığı Trabzon deplasman maçı oldu. O maçta gerçekten çok iyi oynadı. Ama ondan sonraki 2 hafta hiçbir şey yapmadı. Bizim takım olarak, bütçe olarak bu inişlere çıkışlara pek müsaade edebilecek durumumuz yok.” açıklamaları ile akıldaki soru işaretlerini kaldırmış oldu.

Son olarak da lige 3 galibiyet ve 2 mağlubiyet ile başlamasının ardından ligi ve hedeflerini değerlendiren Başantrenör Özhan Çıvgın, “Bizim sezona başlarken ki hedefimiz ligde kalıcı olmaktı. Bizim kulübümüzün özünde bu var aslında. Ben iki buçuk sene önce geldğimde, 2. ligde düşme potasında olan bir takım vardı ortada. Bir şekilde ligde kaldık. Geçen senede biz yola zaten mutlak çıkacağız parolası ile çıkan bir takım değildik. Bizim amacımız; Play-off oynayalım, Büyükçekmece’de insanlara bir tur yaşatalım, basketbol ateşini yakalım şeklinde yola çıktık. Ama takım sinerjisi o kadar yüksekti ki, bizi buralara kadar getirdi. Bunlar takım sinerjisine, takım kimyasına bağlı bir şey. Biz şu an da iyi başladık ve bizim bir tane hedefimiz var, o da ligde kalıcı olmak. Ama bu lig de çok zor bir lig. Biz sadece hafta hafta düşünüp önümüze bakıyoruz.” sözleri ile değerlendirmesini noktaladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler