Cevat Soydaş Turnuvası Günlüğü (11 Eylül)

Orhan İleri / Bursa – Rahmetli Cevat Soydaş’ın anısına gerçekleştirilen özel turnuva bugün oynanan maçlarla başladı. Geleneksel hale gelen ve bu yıl 13. kez düzenlenen özel turnuvada ilk günün galipleri Alman temsilcisi Ewe Baskets Oldenburg ve ev sahibi Tofaş oldu.

Günün ilk maçında Mersin BŞB ile EWE Baskets karşı karşıya geldi. Son çeyreğe dek Henderson’in skoru sürüklemesiyle birlikte rakibiyle başa baş mücadele eden Mersin, beraberlikle başlayan son çeyrekte en basit fast break’lerde bile geri koşmaya zahmet etmeyince maçtan 61-73’lük yenilgiyle ayrılmak onlar için kaçınılmaz oldu.

Mersin’le alakalı 1-2 not belirtmek gerekirse, evet takıma Samardziski katılacak ama mutlaka yerli takviyesi yapmak zorundalar, süre almak zorunda olan potansiyelli 2 oyuncu kiralayabilmeleri onların ‘yılı kurtarması’ adına önemli olabilir.

Bir diğer not, belki de daha vahim. Yıl boyunca bel bağlanacak Henderson ve Barbour ikilisi son çeyrekte oynadıkları gibi takımı sabote edeceklerse Mersin’i yerli takviyesi de pek kolay kurtaramaz. Evet bu belki basit görülebilecek bir hazırlık maçıydı ama yaşanan bir sahne vardı ki sezon boyunca Mersin’i biraz daha yakından izlemeye çalışmamı sağlayacak.

Maç kopmak üzereyken Mete Babaoğlu mola aldı ve çizdiği sette Henderson’a özel olarak bir şeyler anlattı. Fakat Henderson 20 saniye topu elinde tuttuktan sonra şutunu bile yollayamadı ve steps yaptı. Bunun üzerine Mete Babaoğlu normal olarak çıldırdı. Fakat anormal olan, Barbour ve Henderson bir süre kendisine bakıp sonra da birbirlerine bakarak uzun süre güldüler ve yürüyerek savunmaya döndüler. Bu o anda sıkıcı maçın içinde benim için de komik bir enstantane oldu fakat Mersin için üzüldüm. Gel gelelim oyuncular kadar coachun da kabahatinin büyük olduğu ortada, aynı gözler ikinci maçta Ufuk Sarıca’nın Diebler’i yaptığı hatanın ardından molada oyundan nasıl hışımla çıkarttığını ama oyuncunun oyuna küserek değil daha motive şekilde döndüğünü de gördü. Son çeyrekte “lise takımı oynamaz bu oyunu” diye iki kez isyan eden Babaoğlu, takımın da meslek lisesi sınıfı ciddiyetinde takılmasında oyuncular kadar suçlu elbette.

Son olarak, güzel notu da atlamayalım. Mete Babaoğlu, maç boyunca alıştığımız mücadelesini ortaya koyan ve takımın son çeyrekte tamamen maçı bıraktığı anlarda birkaç kez 3’e 1, hatta 4’e 1 fast breaklerle rakiple karşı karşıya kalan Ali Karadeniz’i maçın dönmeyeceğinin belli olduğu noktada oyundan çıkarttı ve özellikle kendisi de eşlik ederek tüm benche tecrübeli oyuncuyu alkışlattı. Bu takıma verilen güzel bir mesajdı ama oyuncuların ne kadar dikkate aldığı muamma.

Günün ikinci maçıysa, turnuvanın kağıt üstünde en güçlü iki takımının mücadelesine sahne oldu. Tofaş ile Karşıyaka’nın mücadelesinde galip gelen, genç oyuncularından da aldığı katkıyla Tofaş oldu.

İlk yarı sona erdiğinde tabelada Tofaş’ın 12 farklık üstünlüğü yazıyordu. Savunmada öylesine takılan Karşıyaka oyuna girmeye karar verince 3. çeyrekte sadece 11 sayı yedi ve son çeyreğe eşitlikle girildi. Fakat bu çeyreğe uzun süre kenarda oturan Elonu’yla başlayan ve oyundaki kontrolü yeniden eline alan Tofaş, son anlarda taktik faulleri de iyi değerlendirerek maçtan 81-77’lik skorla galip ayrıldı.

Önce misafir takımla ilgili notlara gelecek olursak, Karşıyaka’da yerli konusunda gelenler gidenleri aratabilir. Bugün Can Altıntığ, takımının skora yeniden ortak olduğu bölümde önemli enerji koydu ama karşısında gecen sene o forma içinde onun pozisyonunda oynayan Evren Büker “bu sene bu takımın lideri benim” mesajı vererek takımının aldığı galibiyette aslan payına sahip oldu. Can mutlaka önemli katkı verecektir ve taraftarın çok seveceği türde bir oyuncu ama Evren’in bugün ve muhtemelen sezon içinde de göstereceği kadar olgun bir oyuna ulaşması zor. Caner’in yerine gelen İnanç Koç’a gelirsek, bugün az süre alsa da sezon içinde özellikle savunmada standart üstü bir katkı verecektir. Ümit Sonkol & Barış Hersek değişimini incelediğimizde ise, Kaf Kaf’ın bu sene en çok geçen seneyi arayacağı eşleşme bu olabilir. Barış her zaman iyi niyetle katkı veren ve takıma kenardan da olsa enerjisini yansıtabilen bir oyuncu ama artık genç denilmeyecek bir yaşa gelmesine rağmen hala “şu, şu ve şu özelliklerini geliştirirse çok iyi oyuncu olacak” profilinde bir oyuncu olduğu ve bunu değiştiremediği için Ümit’in verdiği istikrarlı ve temiz katkıyı ondan beklemek Karşıyaka için biraz zor olacak.

Fakat kadroda ne kadar değişiklikler olursa olsun, takım kimyası bakımından Karşıyaka geçen seneki çizgisini kaybetmişe benzemiyor. Bir arada olmaktan, birlikte oynamaktan zevk alan bir takım olduklarını yeniden hissettiriyorlar, tabi ki bu konuda aslan payını ve tebrikleri de Ufuk Sarıca’ya göndermek gerekiyor.

Bir küçük paragraf da yeni transfer Lyons için açmamız gerekirse, Karşıyaka taraftarının alıştığı, çılgın ve atletik uzunlara pek benzemiyor, su istediği malzemeciye sesini duyuramayınca tekrar seslenmeyecek kadar utangaç bir adam:) Yine de alışma evresi olabilir deyip, biraz daha beklemek gerek.

Maçın galibi ev sahibi Tofaş’a gelirsek, bu yılın seyretmekten en çok keyif alınan takımlarından birisi olacak gibi görünüyorlar. Daha bu takıma Serhat ve Balazic’in de katılacağını düşündüğümüzde, özellikle iç sahada rakiplere kök söktürecek bir takım kurulduğunu söylemek pek zor değil. Yeni transfer Stipcevic de aldığı 15 dakikaya 13 sayı 2 asist sığdırdı ve daha önemlisi oynadığı güven veren basketbolla Kenan’ın yerini dolduracağının sinyallerini verdi. Özellikle kısa rotasyonu harika görünen Tofaş, gençlerden de alacağı katkıyla ligin en zevk veren basketbolunu oynayan takımlardan birisi olacağının ve ligin en sempatik takımı olacağının sinyallerini verdi. Son yabancı haklarını kullanmak istemiyorlar ama tribüne taraftar çekecek atletik bir 4 numara, bu takımı sikletinde kusursuz denilebilecek bir noktaya getirebilir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler