Cedi Osman ile ilgili U20 Avrupa Şampiyonası’nın sonrasında detaylı bir yazı yazmıştım. Öncelikle o yazıyı hala henüz okumayanlar şuradan okuyabilirler, biraz daha güncellenmiş hali de Dünya Kupası öncesi dergide yayınlanmıştı.
Cedi’ye herhalde geçen sene bu zamanlar medya gününde, “Bu sene senin açından ne kadar iyi geçebilir” diye sorsalardı, o bile 2014 yılının bu kadar iyi geçeceğini tahmin edemezdi.
Başlangıçta biraz sakatlığının da etkisiyle durgun olsa da, sezonun ortasından itibaren başlayarak, gerek Euroleague, gerekse TBL maçlarında kendini gösteren Cedi, Efes’in “geçiş sezonu” olarak tanımlanabilecek sezonunda, kendi adına çok verimli bir sezon geçirdi. Devamında U20 takımıyla Girit’te Avrupa şampiyonluğu yaşayan genç oyuncu, turnuvanın en iyi beşine seçilirken, aynı zamanda gösterdiği performansla MVP de seçildi.
Cedi, Kenan’ın olmayışını nasıl kapattıklarını ve U20 Avrupa Şampiyonası’nı ise şu kelimelerle özetliyor: “Üç hafta boyunca hazırlık döneminde dizimdeki sakatlıktan dolayı yer almadım. Takım arkadaşlarımı bu yüzden yalnız bırakmak zorunda kaldım. Ama üç hafta sonunda Turgut Atakol turnuvasına takımla birlikte katıldım ve orada da en iyi şekilde mücadele etmeye çalıştım. Kenan’ın yokluğu bizi elbette etkiledi, bence Kenan Avrupa’daki en iyi guardlardan bir tanesi ama bizde onun yokluğunu şöyle değerlendirdik: Tamam, Kenan yok ama Kartal var, Doğukan var… Kenan’ın olmayışını çaktırmadan, kadroda olanlara bolbol destek vererek kapatmaya çalıştık. Onun yokluğunda gerek Kartal, gerek Doğukan herkes çok önemli katkıda bulundular ve yardımcı oldular. Onlara da sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum.”
Fakat Cedi için bu son durak değildi. Efes’le geçirdiği başarılı sezonun ardından Ümit Milli takımla da oldukça iyi bir turnuva geçiren Cedi’ye Ergin Ataman’dan gelen milli takım daveti eminim ki çoğu kişiyi şaşırtmadı. Milli takıma seçildiği günden itibaren ise akıllarda olan tek soru, “Ergin Ataman, Cedi’yi kadroya alacak mı?” oldu.
Girit’ten direkt Bormio’ya geçen Cedi, hazırlık dönemini iyi geçirdi ve hazırlık turnuvaları/maçlarında da koç Ataman’dan aldığı süreleri iyi değerlendirdi. Ataman, turnuvanın başlamasına kısa bir süre kala CNN Türk’e, “Cedi bu performansıyla 12’ye girmeyi haketti. İlk beş bile başlayabilir” şeklinde konuşarak, Cedi’nin kadroda olacağının sinyalini verdi ve genç oyuncu İspanya’ya giden 12 kişilik kafilede yer aldı. Cedi, A Milli Takımdan gelen davet üzerine ise, “Tabii ki daveti aldığımda çok sevindim, milli takımda oynamak kolay değildi. Çok iyi, tecrübeli oyuncular vardı kadroda. İlk 12’ye girmek gerçekten çok zordu ve benim de hedeflerimden birisi oydu. Ergin abi bana bu şansı verdiği için ona minnetarım, bana kamp esnasında çok yardımcı oldular ve kadroya seçildiğimde de çok mutluydum” diyor.
Dünya Kupası’nda beklentilerin aksine oldukça iyi bir turnuva geçiren A Millilerde özellikle Finlandiya ve Dominik maçında rakibin 2 kritik oyuncusu Koponen ve Garcia’ya yaptığı savunmayla takımın başarısında önemli bir pay sahibi olan Cedi, turnuvanın en genç oyuncularından birisiydi. Cedi, “Ben İspanya’ya gidip, hiç oynamasam bile benden mutlusu yoktu orada. Çünkü amacım oradaki tecrübeyi ve heyecanı görmekti. Oynadığım sürelerin hepsi de benim için ekstra oldu. Bana verilen süreleri de iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum, umarım ilerleyen senelerde daha iyi olur” diyerek henüz daha A Milli Takımda kendisinin ve bu jenerasyonda daha yapacak çok şey olduğunun mesajını verdi.
Özellikle geçen sezon ve daha sonra A Milli Takımda da savunmacı oyuncu rolüne geçmenin kendisini nasıl etkilediği sorusuna Cedi’nin yanıtı şöyle oldu: “O dönüşüm Efes’te vardı ve rakibin her maçta en skorerini ben tutuyordum. Aslında ümitlerde de bu böyleydi, nitekim Dünya Şampiyonası’nda da böyle oldu. Bu benim için sorun olmadı. Ben hücum yapmayı ne kadar seviyorsam, savunmayı da o kadar seviyorum. Hatta bazen savunma daha zevkli oluyor. Garcia gibi rakibin en iyi oyuncusunu durdurmak gibi… 1 numaralı pozisyondan 4’e kadar Avrupa’da oyuncuları savunabileceğimi düşünüyorum. Geçen sene de 4 numara olarak zaman zaman savundum. Hatta Lasme Panathinaikos’tayken geçen sene birbirimizi tutuyorduk bir ara maçta. Güçlenince daha iyi, çok yönlü bir savunmacı olacağımı düşünüyorum”
Şimdiki zamana gelecek olursak, Cedi Osman bu sene Dusan Ivkovic’le yeniden yapılanmaya giden Anadolu Efes’in sahip olduğu genç potansiyellerden belkide A Takımda oynamaya en hazır oyunculardan birisi. Cedi’yi oldukça yoğun, beklenti ve baskının elbette büyük olduğu bir sezon bekliyor. Baskı demişken, bakın Cedi kendisi üzerinde baskının yüksek olması hakkında ne diyor:
“Baskıyı tabii ki kaldıracağımı düşünüyorum. Yani sonuçta bu sene olmasa, önümüzdeki sene olacaktı. Basketbol oynuyorsak, NBA&Euroleague gibi üst seviye hedefiniz varsa ve baskıyı kaldıramıyorsanız, o zaman basketbol oynamanıza pek gerek yok. Zaten bu baskıyı kaldırdığınız zaman bir şeyler yapıp, bir yerlere ulaşabiliyorsunuz.”
Ivkovic’le birlikte her şeyin farklı olacağına vurgun yapan genç oyuncu, “Gençler için Ivkovic çok büyük bir şans. Tek yapmamız gerekn şey çok çalışmak, hatta sadece çalışıp, ağzımızı kapatmak. Zaten gördüğünüz gibi koç herkese güveniyor, şans ve sorumluluk veriyor. Bu şansı iyi kullandığımız sürece sorun olacağını düşünmüyorum.” şeklinde konuşarak, belkide genç oyuncunun demesi gereken ifadeyi en açık şekilde ifade ediyor: Çok çalışmak, hatta sadece çalışıp, ağzımızı kapatmak.
Cedi Osman’ın bu yıl drafta girmesi halinde, 2. Turdan seçilmesine garanti, göstereceği performansına göre de 1. Tura kadar çıkabileceği kulislerde konuşuluyor. Özellikle de U20 Avurpa Şampiyonası’nda MVP olduktan sonra, İspanya’da da bütün NBA takımları tarafından yakından izlenen Cedi hakkında NBA gözlemcilerinin görüşleri genellikle olumlu. Cedi bu hedefi hakkında ise, “NBA hedefim elbette var. O hedefi inşallah birkaç sene sonra gerçekleştiririm. Tabii ki o seviyeler için güçlenmem gerekiyor. Keza bu 2 sene içinde tecrübe edinmem lazım. Ben Ivkovic’le birlikte bu 2 senenin sonunda NBA için hazır olacağımı düşünüyorum. Yavaş yavaş güçleniyorum, umarım gerekli olan diğer şey, tecrübeyi de bunun yanına ekleyebilirim” dedi.
Saha dışında Cedi’yi tanıyan herkes, çok pozitif ve iyi birisi olarak tanımlıyor. Bende şahsen Onur’la birlikte yaptığımız bu röportajda onun dürüst ve açık sözlülüğünü takdir ettim. Saha dışında Cedi basketbol dışında ne yapar diye sorduğumda, esprili bir şekilde, “Yine basketbol yapar (gülüyor). Açıkçası o kadar fazla gezip tozmaya vakit olmuyor. Dışarı çıkıyorsam da ya ailemleyimdir ya da kız arkadaşımlayımdır. Ne kadar zaman geçiriyorum, o da şüpheli” diyor.