Egemen Güven’den bahsettikten sonra konuşmanın akışını biraz değiştirmek istedim. Daha kapsayıcı bir bakış açısıyla, Türk basketbolunun ne derece değişebildiğini oyunun parkedeki bir paydaşı olan Can Sevim’e sormak istedim.
“Ulaşılabilirlik çok arttı. Ulaşılabilirliğin artması da iletişim gelişmesini sağladı. Basketbolun sahiplenilmesi kolaylaştıkça havuz biraz daha büyüdü, sponsorluk gelirleri yukarı çıktı. Zaman bence Türk basketbolunun aleyhine işlemedi. Yabancı sayısı artmasına rağmen oyuncu da yetiştirdik. Potansiyeli olan her oyuncu çalışmayı bırakmadığı takdirde er ya da geç istediği şansı bulabiliyor.”
Can Sevim’den güzel pas gelince ufak bir duraklama anında yabancı sınırı konusundaki görüşlerini öğrenme niyetiyle araya girdim.
“Bence oyuncu her yerde çıkar, bunun yabancı sınırlamasıyla bir alakası yok. Ama daha fazla Türk oyuncunun sorumluluk alması açısından yabancı oyuncu sayısının azaltılması mutlaka faydalı olur.”
Can Sevim: “Sürpriz mağlubiyet ya da sürpriz galibiyet diye bir şey yok”
Peki Koç Sevim, bir dönem “Avrupa’nın en iyi ligi ING Basketbol Süper Ligi” sloganıyla anılan Türkiye liginin genel kalitesi hakkında ne düşünüyordu?
“Bence o sloganın en iyi liglerinden biri şeklinde olması lazım. İspanya bizden önde ancak İspanya’dan sonra muhtemelen biz geliyoruzdur. Özellikle bu sene playoff bandındaki tüm takımların birbirine çok yakın olmasının kaliteyi artırdığını düşünüyorum. Herkes herkesi yenebiliyor. Sürpriz mağlubiyet ya da sürpriz galibiyet kavramı playoff hattı için söz konusu değil.”