Biraz klasik bir soruyla başladım ve Can Sevim’den sezonun mevcut gidişatını değerlendirmesini rica ettim. Aslında ne umuyordu, ne buldu sorusuna yanıt aradım.
“Her yıl yeni bir oyuncu grubunu bir araya getirdiğiniz zaman sistemsel değişiklikler yapmanız gerekiyor. Transfer ettiğiniz oyuncuların bir önceki sene oynattığınız basketbolla uyumlu özelliklere sahip olmaması sistemi devam ettirmeyi imkansız hale getiriyor. Yeni oyuncuların zayıf ve kuvvetli yönleri de ister istemez farklı oluyor. Çok kısa süre içinde sistemi onlardan verim alabilesiniz duruma getirmek zorundasınız.”
“Bunu yaparken zamanınız da çok kısıtlı çünkü kurmak istediğiniz takım ekonomik nedenlerle ağustos sonu, eylül başı bir araya gelebiliyor. Biz haziran ya da temmuzda transfer yapmaya kalksak bu paralarla bugün aldığımız oyuncuları da almamız mümkün değil. Bu yıla gelecek olursak Egemen ve Sinan da dahil olmak üzere, kurduğumuz yedi kişilik ana rotasyonun çok uyumlu olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı, tam kadro olabildiğimiz zaman çok iyi işler yapabiliyoruz.”
Can Sevim: “Egemen’in performansı benim için sürpriz değil”
Koç hazır Egemen Güven‘den bahsetmişken diyalogu buradan devam ettirmemek olmazdı.
“Türk oyuncuların içinde olmadığı bir sistemin başarılı olma şansı yok. Günümüzdeki basketbolu beş yabancıyla sınırlandırıp tüm süreyi onlara verip başarılı olmayı bekleyemeyiz. Basketbol artık çok daha dinamik, hızlı ve fiziksel oynanan bir oyun. Bu faktörlerle birlikte yorgunlukların da arttığı bir oyun.”
“Egemen bugüne kadar potansiyelini yeterince sergileyemedi. Fakat takıma katıldığı ilk günden beri Egemen’in iyi oynayacağına inanıyordum. Onun beklentileri ve benim ondan istediklerim kolay şekilde uyuştu. Oynamak istediği basketbolla benim onun oynayabileceğini düşündüğüm oyun birbirine çok yakındı. Egemen’in performansı bu sebeple benim için hiç sürpriz değil. İyi çalışıyor, hırslı ve şu an özgüveni de yüksek.”