Samadro Samuels, Nicola Melli karşısında Bjelica ve Oğuz var. Fenerbahçe Ülker ilk periyodu boyalı alandaki bu eşleşmede sağlanan Bjelica tarafında hareketlilik, Oğuz tarafında fizik avanatajını kullanarak geçirdi. Boyalı alanın etkin kullanımı kısaların boyalı alanı zorlamalarından çok uzunların verimli kullanımıyla ilgili. Özellikle Oğuz-Bjelica kombinasyonu iki oyuncunun da yüksek saha görüşüne sahip olması itibariyle oldukça verimli.
Karşı tarafta Emperio Armani Milano hücumlarının çıkış noktası Zisis, Bogdanovic, Serhat üçlüsüyle başlayan Oğuz’la biten Fenerbahçe Ülker savunmasını pick&roll’lerle gevşetip kolay sayılar bulmak. Bu noktada Oğuz’un pozisyon alma becerisi, kısaların da yüksek direnci planını bozdu Milano’nun, Hackett-Samuels arasındaki bağlantının güçlenmesine de hiç izin vermedi Fenerbahçe Ülker savunması. Görüntü şu hali aldı ve fark açıldı: Oğuz-Bjelica kombinasyonu, onların sadece Samuels ve Melli ikilisini kullanarak savunmada başarıya ulaşmalarını imkansız kıldı, bu durum Banchi’yi üçüncü bir adamı bu ikiliye yollamaya itti ve özellikle Bogdanovic dışarıdaki savunmacılarından birini kaybeden Milano’yu doğru topsuz koşular ve yüksek şut yüzdesiyle cezalandırdı. Oğuz-Bjelica ikilisine yüksek krediyi vermek gerekir. Ribaund problemine gelince ; Serhat, Bogdanovic, Zisis’ten oluşan kısa rotasyonuyla ribaund sorunu yaşamamak için Bjelica’nın yanına Ömer Aşık gerekir.
İkinci periyotla birlikte değişen Oğuz’un da kenara gelmesi sonrası Fenerbahçe Ülker kısaları boyalı alandan sırtı dönük hücum edilmesine katiyen izin vermedi. Vesely’nin yanında yorgun Bjelica, dışarıda Preldzic var. Direksiyondan sorumlu tek adam ise Preldzic, bu plan işlemez. Yıllardır aynı terane, bu maçta da farklı bir şey yok. Obradovic sürekli yanlış tercihler yapan Preldzic’in yanına yorgun Bjelica’yı çıkarıp Oğuz Savaş’ı koydu ve oyunun gittiği rotaya Preldzic’in tek başına hükmetmesinin önüne geçmeye çalıştı. Diğer kısaların Goudelock ve Hickman olduğunu da hesaba katalım, fazlasıyla doğru bir tercihti bu.
Ama Oğuz’un oyuna girmesi ilk periyottaki verimli hücum planına döndürmedi Fenerbahçe Ülker’i. İkinci periyotta Jan Vesely veya Oğuz Savaş üzerinden sırtı dönük hücum oynandı mı, pek hatırlamıyorum. Halbuki Milano kısalarını yardımlara mecbur bırakıp Oğuz’un servislerinden faydalanmak yüksek bir işlevselliğe sahipti, bundan vazgeçti Fenerbahçe Ülker. Milano’da çember savunmasına önemli katkı veren Elegard tehdidine karşı gereksiz zorlamalar yerine Vesely ve Oğuz’un sırtı dönük oyunlarından faydalanmak çok daha doğru tercih olurdu.
Hücumun bireysel yeteneklerin doğaçlamasına kalması, Preldzic’in oyunu doğru yöne getirmek için hiçbir çaba sarf etmemesi -defalarca ters eşleşme yakalayan uzunlara servis yapmaya tenezzül bile etmemesi örneğin- Hickman’ın da sazı ele almasıyla Oğuz Savaş’ın tamamen oyunun dışına itilmesi Milano’nun hem savunmada rahatlamasını hem de hücumda daha sağlıklı tercih yapabilme konforuna erişmesini sağladı. Bu da dış savunmadaki sıkıntıların anında gün yüzüne çıkmasına neden oldu. MarShon Brooks ve Alessandro Gentile defalarca birebirler üzerinden hücum aksiyonlarını gerçekleştirdiler. Ama bu birebirler, topu yere ilk vurmada rakip hücumcuya yenilmeyi alışkanlık halini getiren Fenerbahçe Ülker kısaları karşısında azami verim sağladı.
Nihayetinde birebir hücumlardan sağlanan başarı Milano’nun hücumlarda yaptığı perde sonrasında Oğuz’un fazla dışa açılması sonucunu doğurdu. Moss da Brooks da rahatlıkla eşleşmelerinden kurtulup potaya gidebildiler çünkü. Ancak Oğuz’un sürekli dışarıda kalması 2 kişi eksik bıraktı Fenerbahçe’yi savunmada. Vesely’nin yardımları da anlamsızlaştı bu nedenle. Semih’e bu bölümde başvurmak gerekirdi. Bu açığı kapatabilecek başka bir çözüm yoktu çünkü.
Obradovic başka bir oyun planıyla bazı sıkıntıların üstesinden -bu maç özelinde- gelmeyi tercih etti. Özellikle üçüncü periyodun hemen başlarında Oğuz’un oyundan çıkıp Semih’in oyuna girmesi ve Fenerbahçe’nin boyalı alanı sırtı dönük oyun merkezli kullanmaktan vazgeçmesi Obradovic’in oluşan bu yeni vaziyet karşısında yeni bir plan üretmesiydi. Bu dakikadan sonra Fenerbahçe oyunun temposunu çok yukarılara çekti. Doğrusu da bu ; Preldzic set hücumlarını yönlendirmekte fazlasıyla başarısız, Oğuz da Fenerbahçe kısaları tarafından oyunun dışında bırakıldı.
Ancak yüksek oranda bireysel beceriye dayanarak oynanmaya başlayan bu oyunu değiştiren oyuncu Bjelica oldu. Boyalı alandan sırtı dönük oyun hemen hemen hiç olmadı ve bu uzun vadede oldukça tehlikelidir Fenerbahçe açısından. Maç özelinde konuşacak olursak Bjelica mevcut şartlar karşısında mümkün olduğunca topla potaya gidip dışarı servisler yaparak rakip savunmanın şeklini bozma adına Fenerbahçe’de hamle yapan tek oyuncu oldu. Onun bu atılımı olmasa, yani Fenerbahçe Ülker kısaları dolaşan topun pas istasyonları haline Bjelica tarafından getirilmese amatörce oynanan ikili oyunlar ve anlamsız zorlamalardan başka bir şey görmemek olasıydı.
Öte taraftan Fenerbahçe Ülker’in oyunun temposunu yukarıya çekmesi adına Milano kısalarının tercihleri de önemliydi. Özellikle Brooks’un sürekli zorlamaları Gentile’nin topla olan ilişkisine ket vurdu. Brooks’un bire beş oynama tercihi devamlı olarak eşleşme hatalarını arayan Milano hücumlarını tekdüze hale getirdi ve nihayetinde Milano zorlama şutlarla bitirdi pozisyonları. Bu da Fenerbahçe’ye hücuma hızlı çıkıp yerleşmemiş savunmaya hücum etmek veya Milano oyuncularının acele yaptıkları eşleşmelerdeki hataları değerlendirmek adına fırsatlar verdi.
Şüphe yok ki bu oyunda başrolü Bjelica aldı. Hickman ve Goudelock’ın top hakimiyetini ele aldığı tehlikeli bir oyun gidişatından kurtardı Fenerbahçe Ülker’i. Ancak bu galibiyete fazlaca anlam vermek önemli yanılgıları beraberinde getirir. Özellikle Oğuz-Bjelica kombinasyonuna dayalı boyalı alan merkezli hücum planınını rafa kaldırmak büyük hata olur. Bu kombinasyonunda inat etmek ve getirilerinden vazgeçmemek uzun vadede kolaylık sağlar Fenerbahçe Ülker kısalarına. Savunma zaaflarından çok hücum etkinliklerine yoğunlaştırır rakip savunmaları. İkinci yarıda maçı kazandıran doğru planın kullanımını daha sürekli hale getirmek, ilk periyotu Milano açısından moral bozucu oyundan ise vazgeçmemek gerekir