
Hıncahınç dolu bir salonda Duncan, Mourning ile eşleşmişti. Maçın önceki anlarından birinde Duncan, aldığı pasta döndü, duruşunu düzeltti ve pozisyonu Mourning’in üzerinden bitirdi. Gecenin geri kalanında King, sürekli Duncan’ın Mourning’e ağır bastığını dile getirdi. Mourning, bu bağış maçında isteksizce oynasa da Duncan, onu tarumar ediyordu.
Biraz ham olduğunu görebilirdiniz ama içinde o şey vardı. O hareketi yaptığını gördüğümde “Wow.” diye düşündüm. Jump hook. Fade. Bu pozisyonu asla unutmayacağım. Alonzo yukarı çıkmaya çalıştı ama Tim, atışını blokladı. Sonrasında bir geyik gibi parkenin diğer yarısına koştu. Biri topu ona fırlattı ve o da Alonzo’nun üzerinden smacı bastı.
Alonzo Mourning’e karşı oynuyordu. 16 yaşındaydı. Bu adamı domine edebiliyordu. Oyunun temposunu kontrol edebiliyordu. Muhteşem elleri vardı ve ben, “Aman Allahım! Bu çocuk oynayabiliyor.” diye düşünüyordum.