
Bir Tim Duncan anısına sahibim. Çaylak sezonumda bir nevi herkese karşı saçma sapan konuşurdum. Maçın ortasında Tim ile konuşmaya başladım. Daha önce onların takımından başkasıyla da böyle konuşmaya başlamıştım ama kimdi hatırlamıyorum. Her neyse, Tim ile konuşmaya başladım ve o sadece bana uzun uzun baktı. Bu şekilde konuşmaya devam ettim ama o sadece bana dik dik bakmaya devam etti. O anda anladım ki kariyerimin geri kalanında onunla bu şekilde konuşmayacaktım. Çünkü bana karşılık vermiyordu, ya bana saygı duymadığı için ya böyle biri olduğu için ya da ikisi birden. O anda Tim Duncan’la o şekilde son konuşmam olduğunu anlamıştım ve o, gerçekten de sondu.