#Beşiktaş’ın yeni dört numarasını mercek altına aldık! | İnceleme – Earl Clark

Pınar Karşıyaka’yla kaldırdığı kupalar ve ortaya koyduğu vizyonla Türk basketbolunun kenar yönetimindeki büyük cevherlerinden biri haline gelen Ufuk Sarıca yönetiminde yeni sezona başlayacak olan Beşiktaş Sompo Japan, transferlerine bir yenisini ekledi. Michael Thompson, Şafak Edge, Michael Roll, Erkan Veyseyoğlu, DJ Strawberry, Kyle Weems, Sertaç Şanlı gibi eklemelerin ardından son olarak D-League’de mücadele eden Clark’ı kadrosuna dahil eden siyah beyazlı ekibin bu transferini, oyuncunun özelliklerini ve kadronun genel durumunu yazımızda inceleyeceğiz. Genel bir bilgi paragrafıyla başlayalım.

Earl Rashad Clark, 17 Ocak 1988 günü New Jersey, Plainfield’da dünyaya geldi. Yüksek okul kariyerini Rahway’da yapan ve muhteşem bir performans ortaya koyan Clark, Louisville Koleji’nde geçirdiği 4 yılın ardından 2009 NBA Draft’ının 14. sırasında Phoenix Suns tarafından seçildi. NBA’de belirli bir takımda tutunamadığı 6 sezon içerisinde Suns, Magic, Lakers, Cavaliers, Knicks, Nets formaları giyen Birleşik Amerikalı forvet, Çin Ligi’nde ve D-League’de yaşadığı kısa maceraların akabinde Beşiktaş’ın yolunu tuttu. Clark’ın ismi geçen sezonun başında Fenerbahçe ile de anılmıştı.

Clark, Beşiktaş’ta 4 numara olarak görev yapacak. Pozisyon kaymasına rağmen fizik olarak pozisyonunun baskın ismi olması olası. 2.08 boyunda oluşunun yanı sıra çok hızlı olmamasına rağmen esnek ve adım kabiliyeti yüksek bacaklara, uzun kollara ve gövdesinin aksine itme gücü yüksek bir omuza sahip. Skor kartında birçok opsiyon barındırmasına rağmen mükemmel tanımı yapılabilecek özelliği yok denecek kadar az. Bununla birlikte, özellikle ayaklarını geri çekmekte ya da drive esnasında rakibine karşı yükselmekte zorluk çeken savunmacılara karşı kolaylıkla sayı bulabilen bir oyuncu. Genellikle takımın hücuma yerleşme aşamasında ya da savunma merkezden delinemediğinde yay gerisinde topu alıyor, çok seri bir şut fake’inin üzerine dribblingine başlıyor ve savunmanın konumuna göre pozisyon zorluyor. Kimi zaman stop jumpshot kullansa da genellikle çembere yaklaşarak oynamaya çalışıyor. Penetre esnasında adımlarını yavaşlatarak alan kaplayıp elinden çıkaracağı topa odaklanarak atletik oyuncularda sık görülen dengesiz patlama gücünden kaçınıyor. Ayrıca kulaçlar havada savunulduğu pozisyonlarda dizinden kısıp sağ veya sol kolun altından kıvrılarak çembere topu bırakabiliyor, buna uygun el hassasiyetine sahip.

Earl Clark’ın şutu yıllar geçtikçe gelişti. NBA’in ilk yıllarında çalkantılı olan, zaman zaman felaket yüzdeler sergilediği atışlarında son yıllarda, özellikle de D-League macerasında ritim kazandı. Şut tercihleri genellikle sabit atışlar üzerinden oluyor. Dribbling üzerinden kullandığı atışları da üst paragrafta bahsettiğim şut fake’leri sonrasında orta mesafeden kullanıyor. Bu atışlarda yine vücudunu kısıp rakibinin de küçülmesini sağlıyor ve onun savunma pozisyonuna odaklanıyor. Kulaç aşağıda kaldığı takdirde hızla yükselip atışını kullanıyor (Sabit şutlardaki yüzdesi çok daha yüksek). Sırtı dönük oyunlar Amerikalı forvetin fazla tercih ettiği bir opsiyon değil, zira fadeawayleri kullanma sıklığını artırdığı maçlarda dahi yüksek yüzde kaydedemedi. Bununla beraber, topu alçak postta alıp adım hakkını kullanmadan çembere yüzünü döndüğü takdirde ciddi bir tehdit olabiliyor.

Clark’ın 3-4 pozisyonlarında fark yaratan diğer forvetlere nazaran oyun yönlendirme becerisi çok çok kısıtlı. Pick & Roll oynatma ya da duvar olup cut ödüllendirme gibi meziyetlere sahip değil fakat topu hareketli alıp üzerine yardım çektiğinde garanti adıma geçebildiği için kendisine boşluğu görmek ve pas çıkartmak için vakit sağlayabiliyor. Top hakimiyeti ortalamanın üzerinde. İyi bir hücum ribaundçusu olmamasına rağmen (genellikle hücum ribaundları tip üzerinden) kendi çemberi altında iyi box-out yapan bir oyuncu olmasının gerisiyle takımına net ribaund kazandırabiliyor. Yardımsız ya da dribblinginin tersinden gelen yardımlı savunmalara karşı topu koruyabiliyor ve bahsettiğim ribaundlardan sonra çok açık bir alan yakalarsa hakimiyeti sağlayabiliyor. Bununla beraber, atış ve hücum tercihlerinde yaşadığı problemler ona top kaybı ve düşen yüzde gibi eksiler yazdırıyor. Esasında profesyonel kariyerinin ilk yılında daha sık yaşadığı tercih problemlerini avantaja dönüştürmeyi başardı. Birçok maçta turnike adımını ters ayağıyla almasına rağmen dengeli ve isabetli bitirişlerine şahit olduk fakat asist-top kaybı dengesini bir türlü düzlüğe çıkaramadı.

Clark, pozisyonu için gerekli sertliğe sahip ve yüzü dönük hücumlara karşı iyi bir savunmacı. Ters eşleşmelerde bir Ekpe Udoh performansı beklemesek de ayaklarını kaydırıp kol uzunluğunu atış bozmakta kullanabiliyor. Pozisyonunun güçlü ve sırtı dönük oynama meziyeti yüksek isimlerine karşı topsuz oyunda verdiği savaşı çembere yakın pozisyonlarda aynı verimle gösterememesine karşın dribbling takibi oldukça yerinde. Pops Mensah-Bonsu familyasından izlediğimiz sürekli blok kovalama hastalığına yakalanmamasına karşın blok meziyeti gayet iyi. Fiziksel anlamda sahadaki 3-4 pozisyonu savunma şansı var fakat tüm bunların yanında zihinsel problemler yaşayan bir oyuncu. İniş-çıkışları, takıma, sezona veya maça adaptasyon süresi, ABD kaynaklarında yer edinen takım içi problemleriyle yeteneklerini bir türlü üst seviyede kalıcı halde tutamadı. Bu bağlamda ucundan, kıyısından kumar olarak bakabiliriz fakat sahip olduğu potansiyeli düşündüğümüzde alınabilecek bir kumar.

Beşiktaş genel takım yapısı itibariyle yetenekli, mücadeleden vazgeçmeyen oyunculardan kurulu fakat pozisyon-boy yükseldikçe sertlik seviyesi için oluşan soru işaretlerinin arttığı bir takım oldu. Siyah beyazlı ekip için sezonun kritikleri Thompson’ın performansı ve yapılacak pivot transferi üzerinde şekillenecek. Çember altına yapılacak hamle hakkının her ne olursa olsun “kaleci” sıfatında ve ikili oyun oynayabilen uzunlardan yana kullanılması gerekiyor. Hareketli ve yay gerisi etkinliği yüksek bir takım oluşacağı aşikar. Bu takımın ön alanda son iki sezon yaşadığı aciziyete düşmeyeceğini tahmin etmekle birlikte ısıran bir takım da olmayacağı kanaatindeyim. Kısa savunmacılara akıl değil hareket özgürlüğü kazandırabilmek ve oluru kadarıyla savunma katkısı alabilmek için de pivot pozisyonuna fiziksek kapasitesi yüksek, üst kalite bir savunmacının dahil edilmesi şart. Hatta Sarıca da geçmiş günlerde verdiği bir demeçte bu durumun üzerinde duruyor.

Bir diğer kritik nokta 4 numara katkısı. Roll ve Strawberry’nin, doğru oyuncu transfer edilirse pivot pozisyonunun vereceği katkının standardının olacağını düşünerek Weems-Clark ikilisinin 3.5-4 numara olarak neler sergileyeceği mühim. Weems Strasbourg’daki ortamın bir benzerini yakalayacak fakat takım arkadaşlarının zeka-yetenek skalası bir nebze üste çıkacak. Fransız ekibinin kısıtlanmış IQ’yu net roller ve atletizmle kapatmayı başardığı gibi bir uyum yakalanabilirse Birleşik Amerikalı forvetin verim vermemesi için hiçbir sebep yok. Zaman zaman Nizhny eşleşmesindeki çıldırmalarını da görebiliriz.

Ufuk Sarıca, Karşıyaka’nın dağılan şampiyon kadrosunun ardından yamaları lig içinden bulmaya çalışmış fakat istediği verimliliği elde edememişti. Strawberry rolüne belirli maçlar dışında adapte olamayan Justin, Diebler’ın boşluğunu dolduramadığı gibi neredeyse takıma zarar veren Josh, kağıt üzerinde uzun süre savunmuş olmama rağmen pratikte Dixon’la arasındaki tarz farklılığını gizleyemeyen Ragland ile beraber sezon içerisinde çok fazla değişim yaşandı. Bu sefer kadro yapısı, Michael Roll’un varlığıyla biraz daha akla dayalı olacak ve Michael Thompson’ın takıma verecekleri sezonun seyrini belirleyecek. Tarz olarak Dixon’a çok benzer bir isim olarak Thompson’ın bu ekibe oturması, KSK-Ragland birlikteliğinden daha olası gözüküyor. Bu kadar tempo seven oyuncuların bulunduğu bir ekibe de bu profilde bir ismin liderlik yapması gerekiyor.

Earl Clark ve onun transferi üzerinden Beşiktaş Sompo Japan hakkında fikirlerimi yazıya döktüm. Siyah beyazlı ekibin yeni sezonda dökeceği seyir zevkini merakla bekliyor ve sizlerin de keyifle okumuş olmanızı umuyorum. Bol basketbollu günler dilerim.