Basketbolda Aldığım En İyi Tavsiye (Jason Kidd)

Basketbol hayatımda aldığım en önemli ders nedir?

Yavaşla…

NBA’deki ilk 2 yılımda koçlar ve tecrübeli oyuncular bana tekrar tekrar aynı şeyi söylediler.

Yaaavvvaaaaşşşşllllaaaaaa

Ligdeki genç oyuncular nasıl “yavaşlayacaklarını” bilmezler. Bunun böyle olduğunu en iyi bilenlerdenim, çünkü ben de onlardan birisiydim. Yavaşlamak? Bunu duymuyordum.

Araba kullanırken 60 km/saat hız sınırını bölgesinde radarı gördüğünde frenleyip 50’ye düşmek gibi bir şey mi? Yavaşlamak benim oyuna karşı yaklaşımımın tam tersiydi. Bunun mantığını göremedim.

Lige gelirken iki tane güçlü yönüm olduğunu biliyordum. Sırtı dönük oyunum vardı. Ve hızlıydım. Neden en avantajlı olduğum iki konudan birinden vazgeçmeliydim ki? Üniversiteden mezun olduğumda, daha büyük ve daha hızlı bir ligde mücadele edecek olmaktan dolayı endişeliydim. Mavericks’te oynarken, ligdeki ilk iki yılımda, oyunda var olabilmek için süratime güvenmem gerektiğini düşünüyordum.

Jason Kidd of the Dallas Mavericks (R) drives the

Geriye dönüp baktığımda, hatamın sadece bir vitesle gitmek olduğunu anlıyorum. En yüksek vites.

Genç bir oyuncu olarak her zaman karşı takımın hepsini alt edebileceğinizi düşünürsünüz. Önümde üç tane rakibim mi var? Düşüncem: “Ben bunların hepsini yerim. Ben oyunu hepsinden daha iyi biliyorum.” şeklindeydi. Topu alırdım, hatta mümkünse ribaundu kendim alırdım ve uçuşa geçerdim. Hızlı hücum üstüne hızlı hücum, takım arkadaşlarımın hepsini geçerdim. Takım arkadaşlarım her zaman arkamda bana yetişmeye çalışır durumda olurdu. “Sana yetişemiyoruz” derlerdi. Her yarışı önde bitiriyordum.

Çoğu zaman tüm rakibe karşı tek başıma hücuma ediyordum. Ama ben öncelikle olarak sayı atmak için oynayan bir oyun kurucu değildim, ve bu sebeple topu geri verip set hücumuna oturmak zorunda kalıyordum. Ya da zorlama bir atış yapıyordum. Bazen fauller alıyordum, hatta harika basketler buluyordum; ama çok sayıda da yanlış şut seçimi yapıyordum. Çaylaksanız hangi şutun kötü tercih olduğunu bilmek zordur.

Böyle koşmanın hızlı hücumu bitirmenin en iyi yolu olmadığını anlamam iki yıldan fazla bir süremi aldı. Mavericks’ten Suns’a geçtiğimizde bazı şeyler oturdu. Basketbolda bir deyiş vardır: “Oyunun gelişmesine izin ver” Iki buçuk yıl sonra bu sözün anlamını kavramaya başladım. Pas kanallarını bir anda görmeye başladım. Seçeneklerim arttı. Saha tamamen açıldı ve oyun yavaşladı. Kesinlikle zorlama şutlar kullanma sayımı azalttım.

jason-kidd-pull

NBA’de oyunun kendine ait bir ritmi vardır. Belirli bir şarkı vardır ve iyi oyuncular o şarkıyla birlikte hareket ederler. Oyuncuların saha içi yayılımının farkında olmalısın, bu en önemli şeydir. Tecrübeli Spurs takımına ve saha yayılımlarının ne kadar iyi olduğunu bakın. Hiçbir zaman birbirlerinin üzerine çıkmıyorlar; ama hiçbir zaman da birbirlerinden çok uzakta değiller. Topun hareketine bakın. Nasıl birlikte hareket ettiklerine ve nasıl hiçbir zaman kontrolsüz davranmadıklarına bakın. Saha içi yayılımı ve zamanlamayı zorlayamazsın, onun “gelişmesine izin vermen” gerekir. İyi takımlar sizi hızlarıyla yenerler, mükemmel takımlar ise saha içi yayılım ve zamanlamayla.

Şimdi koç olarak bunu sürekli görüyorum ve anlıyorum. Yavaşlamak gevşemek demek değil. Yavaşlamak, acele etmemek demek. 19 – 20 yaşındaki gençler acele etmek ister. Bazı çaylaklar burası NBA olduğu için hızlı gitmek zorunda olduklarını düşünürler, bazıları o kadar hızlı gider ki tüm oyun bir karmaşa halini alır. Piyasadaki en hızlı oyuncu olabilirsiniz; ama bana en hızlı ile iyi zamanlaması olan bir oyuncu arasında seçim yap deseniz her zaman ikinciyi seçerim.

Yaşlandığımda bir iki adım kaybettim (yavaşladım), yavaşlama konsepti bana çok daha fazla yardımcı oldu. Genç oyuncular beni hala geçemezdi, çünkü onların oyunlarını öngörmek daha kolaydı. Deli gibi koşup enerjilerini bitiriyorlardı, ve ben onların sahada tam olarak nerede olduklarını bilebiliyordum.

Size arada çıkıp bir iki tane smaç yapmayın demiyorum. Eğer oyun kurucuysanız arada sırada bir iki tane smaç vurmanız mutlaka gerekir.

Size mantıklı gelmediğini biliyorum, ama bir vites düşürmeye çalışın. Bir süre sonra kendinize “Vay be, oyun böyle çok daha kolay oldu.” diyeceksiniz.

Birkaç yıl sonra belki benim oturduğum yere – koç koltuğuna – oturup genç oyunculara siz de aynı şeyleri söylüyor olacaksınız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler