30 Eylül’de başlayacak Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin sekizli finalindeki tek Türkiye temsilcisi Türk Telekom yaz transfer döneminin en aktif takımlarından. Koronavirüs salgınından ötürü The Walking Dead dizisi gibi sezon ortasında ara veren Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk sezon finaline ve ikinci sezonuna güçlü girmek isteyen Ankara ekibi, bu amacını yansıtan transferler yapmayı da ihmal etmedi. Yaz döneminde şu ana değin yedi transfer yapan Türk Telekom’un en büyük imzası Sam Dekker’a ait.
Lise ve üniversitede Wisconsin’in büyük basketbol yıldızı NBA Draft 2015’te ilk turdan seçildi. Onu seçen Houston Rockets’ta iki sene forma giydikten sonra önündeki iki seneyi üç farklı takımda geçirdi ve 2019 yazında Lokomotiv Kuban’ın yolunu tuttu. Avrupa’daki ikinci senesi için de yolu Ankara’ya düştü.
Dekker Kuban’daki senesinde elit atletizmini ve bitiriciliğini konuşturdu. 7DAYS EuroCup’ta geçen sezon oynadığı on maçta iki sayılık atışlarda maç başına 4.3 isabet sağladı ve %70,5 isabet yüzdesi yakaladı. EuroCup’ta maç başına altı veya daha fazla iki sayılık atış deneyen oyuncular içerisinde daha yüksek yüzdeye sahip bir oyuncu yok. Dekker’ın kendi şutunu yaratabilme özelliği de Telekom için çok değerli olacaktır. Dekker şayet skorunu bire bir zorlamalardan değil de takım yapısı içinde organize hücumlardan üretebilirse Telekom’un hücum potansiyelini tek başına Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin elitlerine çekebilir.
2020/21 sezonunu C grubunda açacak Türk Telekom, JDA Dijon-Nizhny Novgorod ikilisinden birini sekizli finalde bekliyor. Ankara ekibi özellikle sekizli finalde Dekker’ın iyi performansına ihtiyaç duyuyor. Tıpkı Telekom gibi, NBA patentli klişesini rahatça kullanabileceğimiz 26 yaşındaki forvetin performansını birçok basketbol sever iple çekiyor.