#BasketballCL Playoff’ta ikinci haftanın panoraması

Düzensizlik düzenin kendisi

I Grubu’ndaki temsilcilerimizden Pınar Karşıyaka, Happy Casa Brindisi deplasmanından moral bozucu bir sonuçla döndü. Skor tabelasına bakınca ortada büyük bir sorun görünmüyor ancak pratikte gördüklerimiz bu ruh durumuna sebep.

Brindisi savunması maçın başında hesaplanmış riskler aldığını belli etti. Raymar Morgan ve Amath M’Baye dışında herhangi bir oyuncu devreye giremezken, maçın ağır aksak gidişi son ana kadar sürdü. İkinci çeyrekteki Sarıca patentli 2-3 eşleşmeli alan savunması, yıldızı D’Angelo Harrison’dan bu maçta da yararlanamayan Brindisi’nin hücumunu durma noktasına getirdi. Boyalı alanı kapatmakta zorlanan Karşıyaka bu çözümle derdine çare buldu fakat hücumda (1/15) üçlük isabeti durağanlığı simgeledi.

İkinci yarı ise açıkçası keyifsizdi. Hücumun kötü gidişi durmazken, yapılan hataların dönüşünde savunmaya yerleşemeyen Karşıyaka, rakibinin hızlı hücumlarından ötürü üçüncü çeyrekte çift hanelerle geri düştü. Son çeyrek Brindisi her hamlesini süre geçsin diye yaptı; Karşıyaka’nın da tam saha baskıları sonuç vermedi, mağlubiyet geldi.

Karşılaşma boyunca düzensizliğin düzenin kendisi olduğunu gördük. Bireylere yaslanmış hücum, ikinci çeyreğin bir bölümü hariç çok geniş alana yayılan savunma ve potaya katları kaçıran bir Karşıyaka… Dış şutun artık bir problem olacağı belli ama geçen hafta iki üçlük isabetiyle maç kazanan Karşıyaka, savunmadan ve mücadeleden feragat etmemeli.

TOFAŞ’ta eksikler can yaktı

I Grubu’ndaki temsilcimiz TOFAŞ, konuk ettiği Hapoel Holon karşısında istemediği bir yenilgi aldı. Karşılaşmaya sakatlıkları bulunan Semaj Christon ve DeVaughn Akoon-Purcell’den yoksun çıkan Bursa ekibi, en iyi iki dış savunmacısının ve hücumdaki top yönlendiricilerinin yokluğunu bütün akşam hissetti.

Hafta öncesi içeriğimde TOFAŞ’ın dış savunmada ayakta kalmasının önemini vurgulamıştım. Christon ve Akoon-Purcell’in eksikliği, Holon’un sevdiği basketbolu sahaya daha rahat yansıtmasına yol açtı. Bu durum; Tyrus McGee (25), Chris Johnson (22), CJ Harris (21) ve Isaiah Miles (16) dörtlüsünün toplamda 84 sayıyı bulması demekti. TOFAŞ’ın maçı 81 sayıyla bitirdiğini hatırlatmakta yarar var. Asist/top kaybı oranında 2.375’i bulan (19/8), iki sayılık atışlarının %71’ini sayıya çeviren ve hatta saha içindeki üç noktadan 71-41-94 isabet yüzdelerini tutturan Holon’u eksiklerle yenmek zor. Holon’un bir BCL Playoff maçında üç oyuncusuyla 20 sayıyı geçen ilk takım olması da cabası. TOFAŞ ikide sıfır yaptı ve grup içindeki iddiasını sürdürmesi için artık bir şeyler yapmalı.

Hızlı olmayan hücum, hücum değildir

Çarşamba akşamı sahneye çıkan Türk Telekom, Türkiyeli basketbolseverlere salı akşamından farklı bir durum göstermedi. Zorlu AEK deplasmanından mağlubiyetle dönen Telekom için Karşıyaka’ya benzer yorumları yapmak mümkün.

Maça top çalmaya odaklı, agresif bir savunmayla başlayan Telekom buradan ürettiği hızlı hücumlarla iyi başladı. Fakat yapılan her yanlış hamle AEK gibi işini bilen bir takımın potada bitmesiyle sonuçlandı. Çeyrek ortasında oyuna giren Keith Langford ve dört destek oyuncu AEK’i dengeledi. İkinci çeyreğin ilk dört dakikasında altı top kaybı yapan AEK’e karşı hızlı hücum dışında üretemeyen Telekom için çanlar o noktada çaldı aslında. İkinci çeyrek ortası ipleri ele alan Daryl Macon, izolasyonlarla Yunan ekibini maçın direksiyonuna oturttu. Devre sonu hücum ribaundlarıyla Telekom’u bir yerden daha vuran Kraliçe, maçı bu noktada kazandı diyebiliriz.

Üçüncü çeyreğin bitimine yedi buçuk dakika kala alınan molada Telekom oyuncularının mutsuz, agresif vücut dilleri ikinci yarıyı daha iyi bir hale getirmedi. İlk devrede unutulan Kyle Wiltjer elinden geleni yaptı ama yetmedi, Nick Johnson kötü bir maç çıkardı, sakatlıktan dönen Sam Dekker paslanmıştı. Problem çözücülerinden katkı alamayan Telekom, “hızlı olmayan hücum, hücum değildir” diyerek Atina sınavını verdi. Kendi problem çözücüleri Langford ve Macon’ı zamanında devreye sokan AEK ise gruba galibiyetle girdi.

Üç çeyrekte iki kere biten maç

Haftanın, hatta playoff aşamasının en çok beklenen maçlarından biri salı akşamı Burgos’ta oynandı. San Pablo Burgos gövde gösterisine dönüşen maçta galibiyeti aldı ve Lenovo Tenerife gibi bir rakibe karşı başarması güç bir şeyi gerçekleştirdi.

İlk çeyrek gidişatıyla 2020 finaline benzeyen maç; yüksek tempo, standart üstü üç sayı yüzdeleri ve zayıf perimetre savunmasıyla Burgos’un tam istediği gibiydi. Pota altını iyi koruyan Tenerife dış savunmada hep bir adım geride kaldı. Burgos’un set hücumlarındaki drive-and-kick‘leri, Thad McFadden’ın durdurulamaz performansıyla birleşti ve fark 11. dakikada 17’ye çıktı. 2020 finalini baz alırsak maç bir çeyrekte bitmişti. Ancak o AEK kadar dağınık bir takım olmayan Tenerife, savunma hatalarını da tersine çevirmeyi bildi. Perimetrede baskı arttı, savunmanın kapladığı alan arttı. Fran Guerra’nın ribaund dominasyonu savunmayla birleşti ve Tenerife yarı sahayı set oynama zamanını artırmak için hızlı geçerek Burgos’u birçok kere gafil avladı. 19-2’lik seri maçı dört dakikada eşitledi. Devrenin kalanı hem içeriden hem dışarıdan üretebilen Maksim Salash ve Jasiel Rivero’nun Tenerife’yi bir kez daha seçim yapmaya zorlamasıyla geçti.

İkinci yarıda topu McFadden’ın elinden çıkarmaya yemin eden Tenerife savunması, topun elden çıktığı noktada ikincil savunmasının hiç iş yapmaması yüzünden maçın üç çeyrekte ikinci kez bitişine şahitlik etti. Tenerife’yi üç çeyrekte iki kez kündeye getirmeyi başaran Burgos, turnuva tarihindeki bir maçta Tenerife’ye karşı 100 sayıyı geçen ilk takım oldu.

Devrik General Pozzecco

Haftanın panoraması haftanın belki de en ilginç maçıyla devam ediyor. İstatistik kağıdında toplam ribaund, asist, saha içi isabetinde rakibinden önde olup iki ve üç sayı yüzdelerinde de rakibinden başarılı bir takım o basketbol maçını genellikle kazanır. Bir koç karşısındaki koça taktik açıdan net şekilde üstünse o koçun takımı genellikle kazanır. Dinamo Sassari ve Gianmarco Pozzecco salı akşamı kazanamadı.

Rakibi ERA Nymburk’tan maç boyunca hem ileri hem geri daha iyi koşan Sassari, özellikle Jason Burnell’i outlet paslarla topla buluşturup bir devrede 16 hızlı hücum sayısı buldu. Ribaund avantajı da ilk devrede 11 ikinci şans sayısı olarak kâğıda yansıdı. Az serbest atış atılması, tamamen gerilla basketbolu oynayan Sassari’nin sete oturmaksızın skor bulurken, Nymburk’u sadece set üzeri şut atarak hücum etmeye zorlamasını sağladı. Kaptan Stefano Gentile de kritik üç sayı isabetleri buldu ve her şey Pozzecco’nun istediği gibiydi.

İkinci yarı 20 dakikalık dev bir kaos topuydu. Sassari; Miro Bilan, Ethan Happ ve Jason Burnell’i aynı anda sahaya atıp Nymburk ön alanını felç ederken, diğer yandan 35. dakikada öne geçmiş Antalyaspor gibi oyunu soğutmaya çalışıyordu. Oyunu soğutma çabası nihayetinde galibiyete engel oldu. Sassari cephesinde hatalar arttı, Jerrick Harding bireysel yeteneğin öne çıktığı ikinci yarıda büyük sorumluluk aldı. İkinci yarının başında 14 sayı öndeki Sassari, o akşam hayatını kurtarmak için bir serbest atış sokamayacak Çek rakibine son çeyrekte yakalandı.

Karşılaşma tartışmalı düdüklerle, Hayden Dalton’ın son saniye şutuyla, Nymburk galibiyetiyle ve devrik general Pozzecco’nun basın toplantısında hakemlere ateş püskürmesiyle bitti.

Zaragoza’nın da evinde Bamberg’i yenmesiyle L Grubu’nda haftanın ev sahipleri bir adım öne geçti.

Haftanın panoraması ve öne çıkan olayları

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler