Gözüktüğü gibi de oldu. Heat birinci maçı 14 sayı farkla kazandı ve bunu yaparken Rondo’yu boş bırakarak onun istikrarsız şutunu ve paslarını riske ettiler. Bu sırada, Miami Boston’ın ön alan tehditlerine ekstra özen gösterdi. Pierce’ı Richard Kimble gibi tahrik ederek onu sadece yüzde 28’lik bir şut yüzdesinde tuttular. Allen kendinden hiç beklenmeyecek bir şekilde yedi atışında sadece bir isabet buldu. Garnet, 23 sayı ve 10 ribaund üretti fakat bu yeterli değildi. Rondo da triple doublea yakın istatistiklerle 16 sayı, 9 ribaund ve 7 asist oynadı –fakat kariyerindeki bütün NBA maçlarında sadece 14. kez 20 şut atarak.
Sonra sıra ikinci maça geldi ve garip bir şeyler yaşanmaya başladı. Rondo’nun kötü şutları artık o kadar da kötü değildi. Üçlükler, orta mesafe atışları ve serbest atışlar; Rondo başarılı bir şut performansı gösteriyordu. Bunun yanında Heat oyuncularını da hata yapmaya zorlayarak üç top çalacaktı. Rondo , kesinlikle mükemmel olmayan bir oyuncu olarak, gelecekte Hall of Famer olma potansiyeline sahip en az altı oyuncunun olduğu bir maçı domine etmeyi başarmıştı. Maçı 44 sayı, 8 ribaund, 10 asist ve 3 top çalmayla tamamladı. Evet, Celtics maçı uzatmada kaybetti ama artık kanın kokusunu almışlardı. Boston’ı geçmek için Heat işi yedinci maça bırakmak zorunda kalmıştı ve bu yedi maçta Rondo 20 sayı, 7 ribaund ve 11 asist ortalamaları tutturdu. Miami’nin başantrenörü Eric Spoelstra Rondo’ya bir “basketbol maestrosu” diyecek ve onun mükemmelliğinin öngörülemezliğine bağlı olduğunu söyleyecekti.
İleride Rondo’nun profilinde oyuncular görmeye devam edeceğiz –akla gelen örnekler olarak Elfrid Payton ve Kris Dunn- fakat hiçbiri bu kadar yükseğe çıkamayacak. Üç sayı atabilmek gerçekten çok önemli. Alan boşaltamayan bir dış oyuncu bir takıma yük oluyor. Oyuncular kat edemiyor ve oyun adeta ölüyor. Şut atamayan bir oyun kurucu olmak için en kötü sene önümüzdeki sene.
Günümüzün iyi oyun kurucularına baktığınızda iki şeyi fark ediyorsunuz: onlardan çokça var (yoldaki onlarcasıyla birlikte) ve hepsi inanılmaz bir şekilde iyi şut atıyorlar. Ve eğer iyi şutör değilseler de verimli bir hücum oynatmak için farklı yetenekleri var. Örneğin James Harden bu sene yüzde 35’lik yüzdesiyle gayet ortalama bir seviyede şut atıyor fakat maç başına 11 kez faul çizgisine gelmeyi başarıyor ve bunların %85’inde başarı sağlıyor. Russell Westbrook’un şutu orta mesafenin gerisine gidince istikrarsızlaşıyor fakat sahip olduğu enerji ve patlayıcılığı onu ligin en yıkıcı oyuncularından biri haline getiriyor. Giannis Antetokounmpo hiçbir şekilde şut atamıyor ama yarı sahada üç adımda potaya gidebilen bir oyuncuya sahip olunca bu tarz şeyleri kimse takmıyor.