Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman Sportando’ya konuştu.
ING Basketbol Süper Ligi‘nde liderliği elinde tutan, Turkish Airlines EuroLeague‘de playoff’lara üçüncü sıradan giren Anadolu Efes’te Koç Ergin Ataman bir röportaj verdi. Playoff’lardan NBA‘e, federasyondan milli maçlara kadar birçok konu hakkında görüşlerini bildirdi.
”Real Madrid ile eşleşmiş olmamız bir dezavantaj”
Anadolu Efes, EuroLeague playoff etabında İspanyol devi Real Madrid ile eşleşmişti. Koç Ergin Ataman’ın görüşleri şu şekilde:
”Çok zorlu bir rakiple karşılaşacağız. Real Madrid’in de bize benzer bir yapısı var. Yıllardır aynı temel oyuncularla oynuyorlar. Pablo Laso uzun yıllardır orada antrenör. Ancak bu sezon beklenmedik durumlar yaşadılar. Sezon başında Real Madrid, EuroLeague’in en büyük favorilerinden biriydi. Oyuncularının gitmesi ve sakatlıklar bence onları ilk dördün dışına attı.
Play-off’ta Real Madrid’le eşleşmiş olmamız bizim için bir dezavantaj açıkçası. Belki son dönemdeki form düzeyimiz daha iyi gözükebilir, en son Madrid’de oynadığımız maçı farklı kazanmış da olabiliriz ama karşımızda çok tecrübeli ve çok şampiyonluk yaşamış, play-off oynamaya çok alışkın kadroya sahip bir takım var. Çok zor bir seri olacağı kesin.
Real Madrid sezon başında, bizimle birlikte, şampiyonluğa aday olarak gösterilen üç dört takımdan biriydi. Hedefe ulaşmamız için onları geçmemiz gerekecek.”
”Federasyonun geçiş süreci edebiyatından vazgeçip sonuca yönelmesi gerekiyor”
12 Dev Adam’a değinmeden geçmeyen Ergin Ataman, milli takımın hedefe gidebileceğini düşündüğünü söyledi. Gençleştirme ve jenerasyon konusuna da ucundan değinen Ataman, Türkiye Basketbol Federasyonu’na seslendi:
”Şubat ayında oynanan FIBA penceresinde mücadele eden milli takımı beğendim ben. Daha dinamik ve daha mücadeleci bir takım vardı sahada. Genç oyuncuların milli takıma daha da dinamizm ve kalite kattığını gördük. Sertaç, Buğrahan, Melih, Metecan gibi özellikle Türkiye Ligi’nde kendi takımlarında daha çok süre ve sorumluluk alan oyuncuların da takıma monte olduğunu gördük.
Bunun yanında Shane Larkin gibi Türkiye’de oynayan, sadece sahadaki performansıyla değil pozitif enerjisiyle de takıma güç veren bir oyuncunun katılmasıyla ve NBA’den gelecek oyuncularımızın da katılmasıyla çok kaliteli bir milli takım oluşacağını düşünüyorum. Hem Olimpiyat Elemeleri’nde hem de Avrupa Şampiyonası’nda güçlü bir milli takım olacağına inanıyorum.
Bunun dışında Türkiye Basketbol Federasyonu’nun da yönetimlerinde artık hedefe yönelmeleri gerekiyor. Çünkü gençleştirme ve jenerasyon harekatı birkaç sene üzerinde durulacak şeyler, sonrasında hedefe gidilmeli. 2014 yılından beri hep bir gençleştirme konuşuyoruz, bu 2014’te başladı zaten. Sonrasında 2017’den sonraki dönemde derecelerin gelmesi gerekirken bunlar gelmedi. A Milli Takım oyuncu yetiştirme yeri değil, buraya gelince artık hedefe yönelinmeli, katılınan turnuvada başarı gelmeli. O yüzden federasyonun artık geçiş süreci edebiyatından vazgeçip, sonuca yönelmesi gerekiyor.
Milli Takımın başında Orhun Ene gibi çok da tecrübeli bir antrenör var, iyi bir teknik kadro var. Orhun Ene yıllarca milli takım kaptanlığı da yapmış biri, turnuvaları iyi analiz edebilecek biri. Bu yüzden ben son pencerede oynayan milli takımın artık hedefe gidebileceğini düşünüyorum.”
”EuroLeague’in FIBA ile takvim sorununu çözmeleri gerek”
Takvim sıkışıklığının üzerinde duran Ataman, İsrail Milli Takımı Başantrenörü Oded Kattash’in ”EuroLeague’de iki hafta cuma günü maç oynamazsak ölmeyiz. Takvimi ayarlayabiliriz, COVID-19 pandemisi bize bunu gösterdi.” cümlelerine destek verdi. Euroleague ile FIBA’nın takvim sorununu çözmeleri gerektiğini dile getirdi:
”Kesinlikle doğru. Hem Avrupa kulüp turnuvalarının değerini göstermek hem ülke basketbolu açısından milli takımlara ara verilmesi önemli. Ülke basketbolunda milli takım her zaman için çok değerli ve önemlidir. Bir ülkenin basketbolu için sadece o ülke kulüplerinin aldığı başarılar değil, milli takımın da başarısı ve maçlarının izlenirliği çok önemli. Milli takımların da değerli hale gelmesi basketbolun bütün Avrupa’daki değerini yükseltir.
Biz sadece Türkiye’de değil, bütün Avrupa bu sıkıntıyı çekiyor. Burada ben EuroLeague organizasyonunun, FIBA ile takvim sorununu çözmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bunun farklı şekilleri olabilir ama milli takımın maç yaptığı aynı günde maç olması hoş değil. Bakıyoruz milli takımın Türkiye’de maç yaptığı gün bir tane Türk kulübünün, bizim veya Fenerbahçe Beko’nun da EuroLeague maçı oluyor. Yani insanlar da buna şaşırıyor. Buna mutlaka bir çözüm üretilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bana göre EuroLeague ve ulusal lig sezonu daha yoğun şekilde oynanıp, yedi ay değil de belki altı ayda bitirilip, NBA gibi, milli takımlara müsaade edilebilir. Tabii oyunculara da 40-45 gün dinlenme arası verilmesi gerekir. Daha önce dediğim gibi EuroLeague’de beş yerine yedi çift maç haftası da yapılabilir.”
”EuroLeague’in NBA modeline dönmesi gerektiğini düşünüyorum”
Euroleague’in sistemi üzerine konuşan ve yeni bir modellenmeye gidilmesi gerektiğini savunan Ergin Ataman önerilerini dile getirdi:
”Ben EuroLeague’in NBA modeline dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef birçok ülkede ciddi anlamda bütçe ve yatırım farkları oluşmaya başladı. Bu durum ulusal ligleri de kötü etkiliyor. Bunun dışında bu işe bu kadar yatırım yapan büyük kulüplerin de daha fazla gelir elde edebilmesi için EuroLeague’in bence artık gerçekleri görüp Avrupa basketbolunda kapalı bir modele geçmesi lazım. Tabii ki kaç takımla olur bilemem. Bu takımların sezon içinde birbirleriyle daha çok maç yapacağı, daha çok gelir elde edeceği altı yedi aylık süreçte sadece EuroLeague’in oynanacağı bir modelin çok daha iyi olacağını düşünüyorum.
EuroLeague dışında kalan takımların da kendi ulusal liglerinde daha rekabetçi bir mücadele içine girebileceği, o liglerden de şampiyonların, ikinci veya üçüncülerin diğer Avrupa kupalarına katılabileceği, çok büyük takımların da birbiriyle rekabet içinde olacağı bir model olabilir. Bunun herkes için daha uygun olacağını düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla EuroLeague organizasyonunun böyle bir düşüncesi var ama tabii ki kolay olmadığını da anlıyorum. Sonuçta ayrı ülkelerin takımları var burada.
EuroLeague’de ciddi bir mücadele var bu bir gerçek ama gelirler çok az. Kulüplerin harcadıkları paralarla EuroLeague organizasyonundan elde ettikleri gelirler arasında çok büyük bir fark var. O zaman milli takımlara da daha iyi bir alan kalabileceğini düşünüyorum.”
”Kovulmadığım sürece Anadolu Efes’ten başka bir yere gitmem”
NBA’den kendisine teklif gelmesi durumunda bunu değerlendirmeye alacağını ancak kovulmadığı sürece Anadolu Efes’ten de gitmeye niyeti olmadığını söyleyen Ataman’ın son sözleri şöyle:
”NBA’den teklif gelirse giderim derken bu teklif Avrupa’daki hangi antrenöre gelirse bir düşünür. Tabii ki bu bugüne kadar gerçekleşmemiş bir olay, NBA’e Avrupa’da yetişerek giden bir antrenör yok. David Blatt var ama o da Amerikalı. Onun dışında Avrupa’da başarılı olup NBA’e başantrenör olarak giden biri yok.
Şu anda Anadolu Efes’in oynadığı basketbol tarzının NBA vari olarak görülmesi üzerine ortaya çıktı bu. Evet, bugün Anadolu Efes NBA’de oynasa oynar. Nereye gelir bilmiyorum. Ama NBA’den Anadolu Efes’in antrenörüne teklif gelmesinin de çok zor olduğunu biliyorum. Gelirse de değerlendiririm.
Ben çekinmem, oraları yapamam demem. Giderim, yaparım. O açıdan da söyledim bunu. İlla ki gidip NBA’de antrenörlük yapmak gibi bir hayalim de yok. Şu anda Anadolu Efes’te çok büyük bir keyifle antrenörlük yapıyorum, çok da mutlu ve huzurluyum. Kovulmadığım sürece Anadolu Efes’ten başka bir yere de gitmem.”