Amath M’Baye, Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi‘ndeki hedefleri ve FIBA 2023 Dünya Kupası hakkında konuştu.
Anadolu Efes’in tecrübeli oyuncusu Amath M’Baye, kapsamlı açıklamalarda bulundu. Anadolu Ajansı’na konuşan Fransız oyuncu, ligdeki şampiyonluk şansları hakkında görüşlerini paylaşırken, yaz döneminde düzenlenecek Dünya Kupası ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Ligi’ni kazanma şanslarına güvendiğini belirten M’Baye, yakın zamanda yaşanan talihsiz olaylar hakkında da konuştu:
“Burada her zaman ya şampiyon olursunuz ya da başarısız sayılırsınız. Asıl hedefimiz olan Türkiye Ligi’ni kazanmak zorundayız ve şansımıza güveniyorum. Çok üzücü ve trajik bazı talihsiz olaylar yaşamış olsak da iyi olacağımızı düşünüyorum.”
“Bryant Dunston ve Chris Singleton, birlikte oynadığım en güçlü oyunculardan ikisi. Bu yüzden onların sağlıkla dönüp etkili olacaklarını biliyorum. Takım olarak da sahip olmamız gereken zihniyet bu. Bazı talihsizlikler oldu, ancak ilerlemenin ve yine de hedeflerimize ulaşmanın bir yolunu bulmalıyız.”
33 yaşındaki oyuncu, ilk yılını geride bırakmak üzere olduğu İstanbul deneyimini de şöyle değerlendirdi:
“İstanbul’da hayat güzel. Buradaki ilk yılımız. Artık burada her şeye alıştık. Eşim ve kızım da burada mutlu. Şimdiye kadarki süreç için şikayet edemem, burada hayat harika.”
25 Ağustos – 10 Eylül tarihleri arasında Filipinler, Endonezya ve Japonya’da düzenlenecek Dünya Kupası’na Fransa formasıyla katılma ihtimali olan Amath M’Baye, turnuvaya dair düşüncelerini şu şekilde dile getirdi:
“Oynadığım ilk Dünya Kupası, milli takımla oynadığım ilk ana turnuvaydı ve harikaydı. Büyük hedefimizin biraz gerisinde kalarak üçüncü olmuştuk. Ama milli takımla ilk deneyimim olduğu, takım arkadaşlarımla oynamaktan ve ülkemi böylesine büyük bir sahnede temsil etmekten çok keyif aldığım için daha mükemmel olamazdı. Tabii ki bu bir hayalin gerçekleşmesiydi. Çok eğlendim ve tekrar Dünya Kupası’nda milli formayı giymeyi çok isterim. Ülkenizi temsil etmek ve milli takım formasını giymek harika bir duygu. Milli takımda hissettikleriniz her gün oynadığımız basketboldan tamamen farklı bir his.
Kendi kulüplerimizde oynadığımızda, tabii ki hala çok fazla gurur ve rekabet var ama bu işinizin bir parçası, kendinize ve ailenize bakmak için yaptığınız bir şey. Milli takım tamamen farklı. Bağlılık düzeyi çok daha yüksek çünkü tüm ülkenizi temsil ediyorsunuz. Kendiniz, aileniz ve arkadaşlarınız için orada olmak büyük bir gurur ve bu çok özel bir duygu, maçtan önce ne zaman ülkemin marşını duysam tüylerim diken diken oluyor, gerçekten çok özel bir duygu.”