Bu takım, bakıldığında beş senedir aynı çekirdek kadronun üzerine gelişiyor. Koç Ömer Uğurata oyuncuların hepsinden katkı alabilmek için bu zamana kadar hiç geniş rotasyondan vazgeçmedi. İlk paragrafta belirttiğimiz gibi birkaç oyuncuyu parlatmak değil, gerçekten bir takım olgusu yaratmak üzerine oluşan bu sistemde bütün oyuncular egolarını bir kenara bıraktı ve ellerinden geleni yaptılar her maçta. Şu noktaya değinmeden edemeyeceğim; aslında zamanında sevindiğimiz altyapı başarıları, gerçekten ne kadar önem taşıyor? Bu sorunun cevabı madalya ile Avrupa’da isim duyurmak ya da gururlanmak olmamalı, daha ziyade oyuncuların diğer ülkelere karşı mücadele etmesi, farklı bir seviyede tecrübe kazanması, egoların kenara bırakıldığı bir takımda oynaması elde edilen madalyalardan çok daha değerli. Kazanarak ilerlemenin en iyi yönü, oyuncuların “winner” bir kimlikle üst seviyeye çıkıyor olmaları. Yani bu takımdaki oyuncular yenilgiye alışık değil, yenilmeye daha dirençli bir halde altyapı kariyerlerini tamamlıyorlar. Kazanılan başarılar gelecek başarıların teminatımı tartışılır ama tartışılamayacak nokta bu oyuncuların hepsinin paha biçilemez kazanımlar elde ettiği güzel bir yolculuk yaşamış olması.