Turkish Airlines Euroleague’de bu akşam Darüşşafaka Doğuş ile karşılaşacak Brose Baskets Bamberg’de kendine has tarzıyla basketbol dünyasının sempati ve beğenisini kazanmayı başarmış Koç Andrea Trinchieri ile keyifli bir röportaj gerçekleştirme fırsatı buldum. Alman ekibinin konakladığı Steingenberger Otel’de basketboldan günlük yaşam ve politikaya değin birçok konuda fikir alışverişinin meydana geldiği röportajı, sözü fazla da uzatmadan, sizlerle buluşturmak istiyorum. İçeriğin akıcılığını artırmak adına benim tarafımdan yöneltilen soruların metinde yer almayacağını belirterek ilk bakışta yaşanması oldukça muhtemel o ufak şaşkınlığa şimdiden hazır olmanızda da yarar gördüğümü ifade etmeliyim.
‘’Bu akşamki maç, bizim sahamızda oynanan karşılaşmaya oranla tamamen farklı olacaktır, çok farklı bir maç bekliyorum.’’
Darüşşafaka’nın çok geniş bir rotasyonu var ve Almanya’da oynadığımız maçtan bugüne takım olarak da yol kat ettiler. Deneyimli bazı oyunculara sahip olsam da takımımın tamamına baktığım zaman Euroleague için yeterince tecrübeli olmadığımızı söyleyebilirim. Aslında onlar için daha önemli bir maç ve kazanmak zorunda hissedecekler ancak bu bizi ilgilendirmiyor, sahaya çıkıp yeni bir galibiyet için mücadele edeceğiz. Oyuncularımın göstereceği reaksiyonu ben de en az senin kadar merak ediyorum.
‘’Uzun uzun Darüşşafaka demiyorum ben de sizin gibi Daçka demek istiyorum. Daçka’nın bu sene kurduğu geniş rotasyonlu kadronun tüm kararları koça ve organizasyonun yöneticilerine ait’’
Türkiye Basketbol Ligi çok zorlu bir lig, Euroleague ise daha zorlu bir organizasyon. Bu şekilde zorlu iki organizasyonda mücadele ediyorsanız geniş rotasyonlar kullanmak zorundasınız ancak Daçka’nın bu sene 18-19 oyuncudan oluşan rotasyonu bu rekabet için bile fazla geliyor bana. Bu kadar çok oyuncuya sahipseniz takım kimyasını yerleştirmek de biraz daha zor olabilir, bugün sezon başından bu yana ne kadar yol aldıklarını hep birlikte göreceğiz.
‘’Zeljko Obradovic, tartışmasız Avrupa’daki en iyi basketbol okulu. Basketbol tarihinde bu kadar büyük bir yeri olan bir koçun oyuncu gelişimine aynı oranda eğilmesi tek kelimeyle inanılmaz.’’
Bizim işimiz sadece kupa kazanmak ya da olmuş oyuncularla sonuca gitmeye çalışmak değil. Takımımdaki her bir oyuncuyu bulunduğu seviyeden bir üst seviyeye taşıyabiliyorsam işimi iyi yapabiliyorum demektir. Burada bahsettiğim konu sadece genç oyuncular üzerinden düşünülmemeli. 30 yaşında takımıma katılan bir basketbolcuya parkede daha hızlı ve pratik hareket etmeyi öğretebiliyorsam kendimi başarılı olarak görebilirim. Basketbolun bu tür detaylarına hakim olabilmek için çok iyi organizasyonlarda yer almanız gerekiyor, çalıştırdığı her takımda bunu başardığı için Koç Obradovic’e büyük saygı duyuyorum.
‘’Oyuncular, daha iyisini yapabilmek ve bireysel limitlerini zorlamak için kendilerini feda etmeli. Sadece hata yaptığında utanma duygusu hissetmeyen oyuncu, kendi limitlerini zorlayabilir.’’
Profesyonel bir iş yapıyoruz ve karşılığında para kazanıyoruz. Hata yaptığında utanma duygusu hisseden ve hatasının üzerine gitmekten çekinen oyuncu, kendi limitlerini zorlayamaz. Kazandığı paranın ya da mesleğinin hakkını vermek için değil kendisine olan saygısını yitirmemek için sürekli sınırlarını zorlamak zorunda. Bu şekilde düşünmeyen sporcuların gerekli gelişimi gösteremediklerini ve gelecekte de gösteremeyeceklerini çok iyi biliyoruz.
‘’Evet, Mbakwe’yi kaybettiğimiz doğru ancak Maccabi’nin bir galibiyeti var, bizim ise dört. Çok değerli bir oyuncu olsa da sistem içinde yerini doldurmayı başardık.’’
Bilirsin, hep aynı hikaye… Senden daha köklü bir organizasyon çıkış yapan herhangi bir oyuncunu istediğinde onu takımda tutman çok zor olur ki ben de Trevor’ı tutamadım. Özel bir çember savunmacısı, iyi bir takım oyuncusuydu fakat benim işimin önemli parçalarından biri de çözüm odaklı olmak. Trevor’ın yerini doldurmak için farklı yollar deniyorum.
‘’Nikos, bu işte tanıştığım en harika insanlardan biri. Genç oyuncular için örnek alınması gereken bir sporcu. Basketboldaki tüm organizasyonların Nikos gibi oyunculara ihtiyacı var.’’
Nikos’u Bamberg’e transfer etmek istedim çünkü o, Avrupa basketbolunun iş etiği en yüksek oyuncularından biri. Yıllardır bu mesleğin içerisindeyim ve rahatlıkla söyleyebilirim ki Nikos, bu meslekte tanıştığım en özel sporculardan biri. Basketboldaki tüm organizasyonların onun gibi oyunculara ihtiyacı var. Genç oyuncular için inanılmaz bir rehber olmasının yanında her sabah antrenmana gelen ilk oyuncumun Nikos olduğunu çok az insan bilir, takımımıza katılması bizim için büyük bir şans.
‘’Bir koçun başarılı olabilmesi için takımının iyi maçlar kazanması gerekir, iyi maçlar kazanmanızda büyük oranda psikolojik yeterliliğinize ve oyuncular üzerinde bıraktığınız etkiye bağlıdır.’’
Euroleague’de veya Eurocup’ta yılın koçu seçilmek tamamen takımınızı sergileyeceği performansa bağlıdır ancak olayın iç yüzünde oyuncularla birlikte aynı hedef için nefes alıp alamadığınız yatar. 2014 yılında Eurocup’ta en iyi koç seçildim çünkü tüm takım basketbolla ilgili benimsediğim birçok değeri kabullenmişti ve aynı hedefe inanıyorduk. ‘’Basketbol, yetenekli oyuncularla oynanır’’ ifadesine yeni yüzyılda ‘’yetenekli ve psikolojik açıdan güçlü oyuncularla oynanır’’ eklemesini yapmamız gerekiyor. Kırılgan oyuncularınız varsa hiçbir yerde sizi yılın koçu seçmezler.
‘’İleride Türkiye’de takım çalıştırır mıyım bilmiyorum. Çok sayıda iyi basketbol organizasyonunuz var ve ülkeniz basketbol antrenörleri için dışarıdan bakıldığında cennet olarak gözüküyor.’’
Gelecekte Türkiye’den bir teklif alırsam bunu elbette düşünürüm ancak kariyerimin bundan sonraki döneminde ekonomik sebeplerin ikinci planda kalacağını söylemem mümkün. Brose Baskets, benim için harika bir tecrübe oluyor ve burada organizasyon kalitesinin birçok şeyden önce geldiğini daha iyi anladım. Ülke ya da şehir benim için önemli değil, önemli olan basketbol organizasyonunun kalitesi ve organizasyonun oyuna olan yaklaşımı.
‘’Milli takımlar ya da kulüp takımlarında çalışmak arasında bana göre bir fark yok, önemli olan kim ve ne için çalıştığınızdır.’’
Organizasyonunuz iyiyse milli takım ya da kulüp takımı mı çalıştırdığınız çok fazla fark yaratmaz. Önemli olan arkamda kimin olduğu ve kim için bu işi yaptığımdır. Bunlardan arda kalan tüm değişimlere kendinizi adapte etmek de sizin görevinizdir. Çalıştığınız organizasyonun vizyon ve misyonuna inanmıyorsanız elinizde en kaliteli oyuncular da olsa sezon sonunda sahip olacağınız şey koca bir sıfırdır.
‘’Kemal Atatürk’e olan hayranlığımı bilmene çok sevindim çünkü kendisi, hakkında uzun uzun konuşulması gereken harika bir lider. Annem Hırvat ve Atatürk’ü onun sayesinde öğrendim. Sıfırdan var ettiği yapı, saygıyı hak ediyor.’’
Annem Hırvat ve Kemal Atatürk’ü ondan öğrendim. Yaptıkları çok ilgi çekici geldi, Türkiye’nin tarihini değiştiren büyük bir lider. Dünya tarihinde Kemal Atatürk kadar bir şeyleri sıfırdan var etmiş başka bir lider var mıdır, emin değilim. Türkiye’de oluşturduğu yapı ve ülkede modernizmin temellerini atması o şartlarda bana inanılmaz biçimde değerli geldi. Bir ürünü ya da kurumu oluşturmak çok zor, yıkmak ve tüketmek ise çok kolaydır. Bence, Türkiye’de şu an Kemal Atatürk’ün yaptığı müthiş işlerin değeri unutuluyor. Unutmak da yıkmak ve tüketmek kadar kolaydır aslında ve Türkiye için Kemal Atatürk’ün yaptıklarını unutmak, yıkım ile eş değerdir.