Doğum Tarihi: 03.05.1996
Doğum Yeri: Portland, Oregon
Pozisyon: PF/Pivot
Takım: Gonzaga Bulldogs
Boy: 2.08
Kilo: 105
Onur Coşkun – 15 Ocak 2015
‘Litvanya’ ve ‘basketbol’ kelimeleri yan yana anıldığı zaman özellikle yaşım itibariyle benden önce gelen neslin aklına gelen ilk isim Arvydas Sabonis’tir. Bu yazıma konuk olan genç oyuncu ise büyük basketbol efsanesinin tıpkı kendisi gibi ‘11’ numarayı sırtından hiç çıkarmayan oğlu Domantas Sabonis. Şimdilik basketbolunun daha çok hücum yönüyle ön plana çıkan genç oyuncu için temelde söylenebilecek en doğru şey; hücumda, oyun görüşü ve post oyunları sayesinde yarattığı çeşitlilik ve mobil meziyetleri sayesinde geçiş hücumlarındaki aktif kullanım/verimlilik yüzdesinin oldukça yüksek olduğu diyebilirim. Kendisini, A Takım seviyesinde süre almaya başladığı günden bu yana, Unicaja Malaga formasıyla tanıyan bizler için Domantas şu an gözlerden biraz uzak olsa da kariyeri açısından en sağlıklı kararı vermiş gibi görünüyor. Litvanya Milli Takım forması altında uluslararası altyapı turnuvalarında çok önemli istatistikler yakalayan ve üç yaş grubunda da takımının en önemli silahı olan, basketbol ülkesi Litvanya’nın altın çocuğu Arvydas’tan olma eski Litvanya güzeli Ingrida’dan doğma Domantas Sabonis’e olan bakışlarımızı daha da yoğunlaştırmak adına sizleri bir alt paragrafa davet ediyorum.
Birleşik Devletler’e Geçişi ve Olası Kariyer Planlaması
Euroleague’de TOP16 aşamasında boy gösterme konusunda süreklilik kazanmış olan bir kulüpte istediği süreleri tam anlamıyla bulamayan Domantas, daha fazla oynayabilmek ve muhtemelen de kariyerinin bundan sonra büyük bölümünün geçeceği ortama yakın olabilmek adına okyanusun öte yakasına gitmeyi tercih etti. 2014-2015 sezonunda Gonzaga Bulldogs formasıyla 16 maça çıkma başarısı gösteren ve aldığı süre/yakaladığı istatistiksel değerler açısından verimlilik puanı hatırı sayılır seviyelerde seyreden Domantas’ın aynı zamanda da akıl hocalığını yapan baba Sabonis’in Birleşik Devletler’e geçiş kararının ne denli doğru olduğunu oyuncunun mevcut form durumundan rahatlıkla idrak edebiliyoruz. İki hafta öncesine kadar dizinde var olan ufak problemden ötürü tam performans ile oynayamadığını ve henüz yeni yeni ritim yükseltmeye başladığını da belirtmek hususunda yarar görüyorum. Yaşamının tamamı basketbolun içinden gelen insanlarla çevrili olan Domantas’ın yakın dönemde Avrupa’ya geçiş yapmasının benim için sürpriz olacağını belirtirken babası kadar saygı duyulan bir oyuncu olup olamayacağını ise savunma yetilerinde ve şut istikrarında yakalayabileceği gelişimin belirleyeceği kanısındayım. Mümkün olabildiğince az risk unsuru içeren bir kariyer planlaması yapması durumunda, Avrupalı bir oyuncu için uzun sayılabilecek bir dönem NBA’de forma giyebileceğinden şüphem yok diyerek yavaş yavaş merceğimizi ve kalemlerimizi basketboluna doğru yöneltmeye başlayalım istiyorum.
Fizik
Yüksek parmak hassasiyetine rağmen şut mekaniğindeki problem dışında fiziksel açıdan günümüzde dört numaralı pozisyonda oynayan oyunculardan beklenilen birçok unsuru karşılayabilmekte Domantas Sabonis. Toplu ve topsuz tam saha geçişleri ve geçiş hücumlarında sahip olduğu çabukluk/size vasıfları onu kendi jenerasyonunda diğerlerinin önüne koyan temel etmenlerden. İlk adımının hızlı olması sebebiyle hareketli bir biçimde topla buluştuğu dönemlerde fark yaratan Domantas için fiziksel açıdan en temel problem, size olarak kendisinden daha diri oyuncularla karşılaştığında post oyunlarının etkisini yitirmesi ve girdiği faul problemleri olarak gözüküyor. İlk adım netliğine dolasıyla da çabukluğuna güvendiği için post savunmalarında erkenden pozisyon almayı pek tercih etmeyen Domantas, kalın bir oyuncu olmamasının tek avantajını perdeleme geçişlerindeki temas yaratmadan yaptığı hamlelerde görüyor diyebilirim. Gerek savunmada gerekse de hücumda getirdiği perdelemelerde rahatlıkla içeri devrilebilecek kadar verimli bir size orantısına sahip bir isim Domantas. Özetle; fiziksel açıdan mobilite, geçiş hücumları ve yüzü dönük savunma/hücum aksiyonlarında oldukça başarılı bir isim olduğunu belirtmekle birlikte undersize kaldığı durumların oldukça fazla olduğunu ve mutlak koşulda özgül ağırlığını artırıp beş numaralar karşısındaki post savunmasını geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira NBA’e ayak bastığı anda kendi pozisyonunda bile sahip olduğu ayak çabukluğunun düşündüğü kadar yüksek bir değeri kalmamış olabilir. Ayak çabukluğunu kaybetmeden özgül ağırlığını artırmayı başardığı anda, boyalı alandaki tehdit seviyesini hayli yukarı çekeceğinden şüphe duymadığımı rahatlıkla ifade edebilirim.
Sizlere, Domantas Sabonis’in hücumdaki hareketliliği ve pozisyonuna oranla oldukça tavan seviyede kabul edebileceğimiz ilk adım başarısına dair net bir örnek göstermek istiyorum.
Hücum
Domantas Sabonis’in hücum yetilerine dair söyleyebileceğimiz en net yargı, yüzü dönük oyunlarındaki başarısının oyun görüşünü dahi gölgede bırakabilecek kadar yüksek olduğudur. Yüksek ve alçak postta yaşadığı şut problemine rağmen yay içinde oldukça tehditkar bir isim olan Sabonis, topu çembere dönük bir biçimde aldığında ise bir uzun için durdurulması hayli güç bir hüviyete bürünüyor. Pozisyonu itibariyle ileri düzeyde bir saha görüşüne ve oyun vizyonuna sahip olduğunu düşünsem de yüzü dönük opsiyonlarda genelde seti, şut tercihi üzerinden bitirmeye çalışması bana kalırsa en büyük handikaplarından. Oyun görüşü meziyetinin gerektirdiği kadar pas opsiyonlarını düşünmeyen Domantas, pas opsiyonlarını genelde alçak post oyunlarında ters forvet katından gelen bir arkadaşı varsa değerlendirmeyi tercih ediyor. Sağ ayağı üzerinden yine sağ eliyle gerçekleştirdiği ‘yarım hook’ atışını durdurmanın oldukça güç olduğunu da notlarıma eklemeliyim. Sahip olduğu pozisyon bilgisi ve içgüdüsel dürtüleri sayesinde oldukça iyi ribaund oyuncusu olmasının en büyük faydasını hücumlardaki ikinci topları toplamada ve havuza seken toplarda rakip için ciddi bir tehdit unsuru olmakta kullandığını söylemezsem kendisine haksızlık etmiş olurum. Domantas Sabonis hücumda, perde geçişlerinden ikili oyun başarısına ve kişisel yüzü dönük hücum çeşitliliğine kadar birçok seçeneğe sahip ve repertuarı oldukça geniş bir oyuncu. Hali hazırda basketboluyla ilgili temel problemin işin bu kısmında olmadığını belirterek problemli bölüme geçme niyetinde olduğumu arz ederim.
Domantas Sabonis’in hücumdaki kalitesini ve hareketliliğini bir pozisyon görseli ile sizlere ifade etmek niyetindeyim.
Savunma
Savunmada sahip olduğu en büyük artı şüphesiz ki ribaund başarısı olan Sabonis’in bu noktadaki en büyük problemi belki de post savunmasının yetersizliği olarak gösterilebilir. Hücumda post opsiyonlarını kullanma konusunda ne kadar başarılı ise savunmada da undersize kalması sebebiyle ciddi sorunlar yaşayabilen Litvanyalı oyuncunun özgül ağırlığının artışına bağlı olarak fiziğini kırılganlıktan bir an evvel kurtarması gerektiği de ciddi bir gerçek olarak önümüzde durmakta. Muhtemelen kariyeri boyunca sert bir savunmacı imajı çizemeyecek olan Sabonis’in en azından post savunmasını bir iki adım öteye taşımasının ona alacağı süre ve takımına kazandıracağı verimlilik bazında gelecekte oldukça faydası olacağını düşünüyorum. Savunmada caydırıcı bir oyuncu olmamasının yanı sıra blok güdüleri ve yetenekleri açısından da vasatı aşabildiğini söylemek pek mümkün değil. Özellikle savunmada rakip uzunlar kendisini ciddi temas gerektiren pozisyonlara ittiği zaman oldukça zorlanması ve sıklıkla faule yeltenmesi çözmesi gereken temel problemlerin başında geliyor. Evet, gelecekte basketbolunun savunma kısmıyla konuşmayacağız Sabonis’i buna katılıyorum lakin üst seviyede beklediği ölçüde tutunabilmesi için çantasına mümkün olduğunca fazla ‘doğru’ malzeme koyması gerektiği de çok önemli bir realite olarak önünde duruyor. Dört numaralı pozisyon için savunmada yeterli fiziksel yetilere sahip olan Domantas’ın olası beşe evirilme sürecinde ayak çabukluğunu mümkün olduğunca koruyup fiziksel gelişimini hızlandırıp sağlamlaştırması kendisinin tercih edilebilirliğini belirleyecek en önemli unsurların başında gelmekte. Olası beşe evirilme süreci demişken hücum kısmında değinmediğim ancak önünde ciddi bir soru işareti olarak bekleyen ‘şut’ odaklı sorunsal olgulara değinmek istiyorum. Öncelikle genel kanının aksine şut mekaniğinin çok büyük potansiyel barındığını düşünmediğimi ifade etmeliyim. Şut mekaniği kötü yahut yetersiz demiyorum ancak şahsi kanaatim hiçbir zaman hedeflenen düzeyde bir şut tehdidi olamayacağı yönünde. Yüksek posta dolayısıyla da serbest atış çizgisine kadar şut seviyesini ‘elit’ diyebileceğimiz gereklilik düzeyine çekebilmesi halinde ciddi manada savunulması zor bir beş numaraya dönüşmesini bekleyebiliriz ancak aynı şekilde olmasa bile yaklaşık şut performansını yay gerisine de taşıyabilir mi diye soracak olursanız ne yazık ki yanıtım olumsuz olacaktır.
Genç Sabonis’in savunmadaki iki büyük artısından birine beraber göz atalım.
Sözün Özü
Basketbol dünyasına vaat ettikleri açısından savunma çeşitliliğine göre hücum repertuarı oldukça geniş olan Domantas Sabonis’in kariyerinin büyük çoğunluğunu suyun hangi yakasında geçireceğini, yapacağı fiziksel güçlendirme çalışmaları ve şut sorunsalının önüne geçebilme derecesi belirleyecek. Kendi kanaatim bir şekilde sahip olduğu handikapları belirli ölçüde kapatabileceği yönünde. ‘Babasının oğlu’ olma baskısını iliklerine kadar hissedeceği dönemler muhakkak ki olacaktır ancak buna reaksiyon verebilecek yapıda bir isim olduğuna inanıyorum. Litvanya Basketbol Milli Takımı’nın da gelecekteki en önemli silahlarından birisi – belki de en önemlisi – olacak genç oyuncunun bu renkli ve keyifli dünyada bizlere sunabileceklerini izlemek için sabırsızlandığımı bir basketbol sever olarak belirtmek, en az oğul Sabonis’in potansiyeli kadar keyifli. Yeni bir genç oyuncu raporunda görüşebilmek dileğiyle, esen kalın!
Ek Grafikler
