Bill Simmons yazdı, biz de Türkçe’ye çevirdik: ”Unicornların savaşı!” | #theringer

Yazar: Bill Simmons / The Ringer

Çeviri: Murat Akcan / TrendBasket


NBA hayranları 2016’ya dair altı şey hatırlayacaklar: Golden State’in 73 galibiyeti, LeBron yönetimindeki Cavs’in tarihi şampiyonluğu, The Block, Durant’in tercihi, “Ian Mahinmi” ve “Allen Crabbe” gibi oyuncular da dahil olmak üzere neredeyse her free agent oyuncunun 15-20 milyon dolarlık kontratlar almasını ve son olarak unicornları (tek boynuzlu at). Aslında unicornlar, Russell ve Wilt zamanından beri ligi çalkalıyor. Basketbolu takip etmenin de en güzel tarafı bu değil mi zaten? Birinin sahneye çıkıp kendini gösterdiği ve sizin de “Vay be, böylesini daha önce hiç görmemiştim!” dediğiniz o an.

İşte size mükemmel bir örnek: 1984 yılında Charles Barkley Philadelphia’da ortaya çıktığında tam bir canavar gibiydi. O günlerde kimse Barkley ile fiziksel olarak mücadele edemiyordu. Onu hiçbir zaman bir unicorn olarak addetmedik ancak daha önce böyle bir şeyi hiç izlemediğimizin farkındaydık.

Öte yandan, Michael Jordan’ın çaylak sezonunda aklımı başımdan aldığını da hatırlıyorum. Bir sürü Jordan posteri almıştım, basketbol oynarken penetre ettiğim sırada dilimi dışarı çıkarıyordum. Hatta Letterman’a çıktığı akşam geç saatlere kadar uyanık bile kalmıştım ancak buna rağmen Jordan, kendisinin de çocukluk kahramanı olan David Thompson’ın gelişmiş bir modeliydi, bu da benzer bir yeteneği daha önce gördüğümüz anlamına geliyordu. Genç Kobe’yi de bu yüzden MJ’in gelişmiş bir versiyonu olarak kabul ettik. Bir daha göremeyeceğimiz bir şey varsa o nedir biliyor musunuz? Barkley. Çok şükür YouTube var!

O zaman üç çeşit NBA unicornu vardır sonucuna ulaşabiliriz: daha önce hiç görmediğimiz ancak zaman içerisinde benzerlerinin gelebileceği tarzdaki unicornlar (klasik unicorn), bir benzerini muhtemelen asla göremeyeceğimiz unicornlar (arada kalmış unicorn) ve bir benzerini asla göremeyeceğimiz unicornlar (gerçek unicorn). Bu kategorilerden yola çıkarak şu listeleri de oluşturabiliriz:

Klasik unicornlar: Russell, Wilt, Thompson, Dominique, Ralph Sampson, Pippen, Spud Webb, Shaq, C-Webb, Penny, Sheed, T-Mac, Dirk, Yao, and young Blake.

Arada kalmış unicornlar: Jordan, Iverson, LeBron, Curry ve Harden.

(Burada kısa bir açıklama yapmak istiyorum: Kobe’nin amansızca Jordan’ı taklit etmesi, bir gün başka bir Jordan’ın ortaya çıkabilme ihtimalini doğurdu. Kısa bir oyuncunun Iverson gibi bir skorer olup ligdeki en sert ve havalı oyuncuymuş gibi davranmasını da hayal edebiliyorum. LeBron gibi hiç yorulmadan basketbol oynayan bir başka süper atleti de hayal edebiliyorum. Curry gibi, sıradışı bir menzile sahip sihirli bir oyun kurucuyu da hayal edebiliyorum. Yine de tüm bunların muhakkak gerçekleşeceğine bahse giremem. Siz girebilir misiniz?)

Gerçek unicornlar: Kareem, Earl the Pearl, Pistol Pete, Doctor J, Adrian Dantley, Gervin, Bird, Magic, McHale, Hakeem, Barkley, Manute Bol, Dennis Rodman, Durant ve Westbrook.

Geri1 of 5

”Üç çeşit NBA unicornu vardır!” – Bill Simmons

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler