3- Zamk Sloukas
Sloukas’ın değeri kesinlikle tartışma konusu olmasa da üzerine çalışılması gereken detay var. Birinci opsiyon mu olacak yoksa yan parça mı? Artı 5’te saha yerleşimini yazmıştım. Saha yerleşimini değerli kılan bir diğer husus da topun hücum içindeki hareketi. Ve Sloukas her ne kadar ortalama üstü bir pasör olsa da topu gereğinden fazla seviyor. Gereğinden fazla oynuyor. Bu da top trafiğini yavaşlatırken diğer oyuncuların oyun içinde kalmasını zorlaştırıyor.
Daha da önemlisi, top uzun süre Sloukas’ın elinde kaldığında Fenerbahçe Doğuş’un hücumu tahmin edilebilir hale geliyor. Hem Sloukas’ın hem de Fenerbahçe’nin daha verimli olması için Yunan oyun kurucunun birincil değil ikincil top yönlendiricisi olmasında fayda var.
4- O çember nasıl korunacak?
Tepe P&R’u ve delici hızlı kısaların yarattığı sorunlardan bahsetmiştik. Bu dezavantajları biraz da olsa dengeleyebilmek için geride iyi bir çember savunucusu gerekiyor. Geçen sene çember savunma seviyesi Stanlingard Direnişi’ni andıran FBD uzunları, bu sene adeta yokları oynuyor.
Vesely maç başına 0,81 blok ile 12. sırada, Thompson ise 0,63 ile 16. sırada. Fenerbahçe’nin iki çember savunmacısının blok ortalaması toplamı yalnızca 1,49. Diğer uzunlara gelince işler daha da kötüleşiyor. Melli maç başına 0,41 Ahmet ise 0,28 blok yapıyor. Blok istatistiği tek başına bir şey ifade etmez ancak blok tehdidi rakip hücumların akışlarını bozar ve onları alışkanlıklarının dışına çıkmaya zorlar. Fenerbahçe’de blok tehdidinin olmaması, rakibin de kendi düzenlerinde oynaması anlamına geliyor.
Geçen seneki takımı en özel kılan şeylerden biri, rakibin oyun düzenlerini bozabilmesiydi. Bu sene o özelliklerini biraz yitirmiş görünüyorlar.
5- Wanamaker’ın gömleği
Ligin en iyi kısalarından biri olan Wanamaker’ın sadece istatistiklerine baktığımız zaman her şey yolunda gibi görünebilir. 12 sayı, 3 ribaund, 4 asist… Asist/Top kaybı oranı da yaklaşık olarak üç. Bu da çok iyi. Ancak göz testi, değerlerini çoğu zaman doğrulamıyor.
Wanamaker, oyun sıkıştığında diğer herkes çaresiz kaldığında sorumluluğu ve topu alıp, “Beyler maçı buraya kadar getirdiniz; şimdi benim sıram, rahat olun” demiyor. İşin ilginci geçen sene Darüşşafaka Doğuş’ta aynı sorumluluğu üstleniyor, oyun zora girdiğinde öne çıkıyordu. Ancak FBD’de aynı anlarda oyundan silindiğini en hafif söylemle öne çıkmaktan kaçındığını görüyoruz.
Gerek fiziksel özellikleri gerekse yetenek seti Wanamaker’ın bu dakikalarda sahnede olmasına imkân tanıyor. Ancak kafası sanki başka bir yerde gibi… Diğer oyuncuların (bu sezon transfer edilen Melli, Guduric, Thompson dahil) takıma ve koça duyduğu aidiyeti Birleşik Amerikalı yıldızda göremiyoruz. Sezonun geri kalanında yani en önemli günlerde zihinsel bir değişim yaşar mı bilmiyoruz. Eğer o değişmezse bu rolü kimin üstleneceğini çok merak ediyorum.